BAŞLANGIÇ

286 6 0
                                    

-ÇOCUĞUN AĞZINDAN-

Aynada kendime bakarken yarılmış kaşımın hiç de fena durmadığını düşündüm. Tabi bunun için annemlere söylemek zorunda kaldığım yalanlar bu düşüncemle pek de aynı doğrultuda değildi. Onlara bir direğe çarptığımı söylemiştim. Her şeye rağmen o partideki kıza rastlamam büyük şanstı. Neyse ki arkadaşına da rastlamıştım ve evine bir şekilde ulaşmasını sağlamıştım. Volkana teşekkür etmeliyim ki o gün partiye gitmişim.

Saate baktığımda kendime küfrettim. Çünkü ilk günümden okula geç kalmak üzereydim. Hazırlandım ve anneme çıktığımı bildirecek şekilde seslenerek sokağın başına doğru ilerledim. Servisin gelişini gördüğümde heyecanıma yenik düşmeye başlamıştım. Önüme doğru yanaşan servise adımı attım ve içeri doğru ilerledim.

Buğulanmış camdan dışarı bakarken hayatımın tam anlamıyla çöpe attığım bir yılını düşünüyordum. Tanıştığım gereksiz insanlar, bir daha asla görmeyeceğimi bildiğim yüzler. Artık sahte gülümsemeler atmaya tahammülüm kalmamıştı. Ama kendime bir söz vermiştim.

Bu yıl farklı olacaktı.

Yeni okulumda çocukluk arkadaşım Volkanın olması da benim için ayrı bir mutluluk sebebiydi. Servis durduğunda irkilerek etrafa baktım. Müziğe kendimi fazla kaptırdığımı fark ederek ayağa kalktım. Servisten herkesten sonra indim. Ağır adımlarla sisler arkasındaki okuluma baktım. Havanın soğukluğu iliklerime işliyordu. Adımlarımı müziğin ritmine uyarlayarak ilerledim. İçimdeki heyecanı dışa yansıtmamaya çalışmak oldukça zordu. Okulun bahçesinde bir banka oturdum ve telefonumla uğraşmaya başladım. O kadar dalmışım ki Volkanın benim omzuma vurmasıyla kendime geldim. Kulaklıklarımı çıkarttım. Volkan gülümsedi.

“Hapishane gibi değil mi?” dedi okulu kast ederek. Etrafa bakarak gülümsedim. “Ortamı da yeri kadar kötü değildir umarım.” Dedim sırıtarak. Ona doğru baktığımda sinirlendiğinde yüzünde belirginleşen damarının yavaşça belirdiğini fark ettim.

“Kaşına ne oldu?”

“Sen bir de karşı tarafı gör” dedim gülerek. Ona her şeyi anlattım. Ancak kızın partideki kız olduğunu söylemek istememiştim. Ona kızı tanımadığımı söylediğimde sırıttı.

“Kül kedisi ha?” dedi. Koluna sert bir yumruk attığım sırada zil çaldı ve konu dağıldı.

Yeni bir okula geçmek biraz tuhaftı ama yine de mutluydum. Yabancı olduğumu belli etmemeye çalışsam da herkes bana bakıyordu. Dayanamadım ve Volkanın kulağına fısıldadım.

“Yüzümde bir şey i var?”  dedim. Sırıtarak “ Sanırım kızları etkileyecek her şey dostum” dediğinde pek inandırıcı gelmemişti. Sınıfa doğru yol alırken Volkan beni arkadaşlarıyla tanıştırmakla meşguldü. Çevremin insanlarla dolu olmasına alışkın olmadığımdan etrafa boş  boş bakıyordum. Nihayet sınıfa geldik. Sınıfa girdiğimde gözlerim direk partideki kızı aradı. Volkan aynı sınıfta olduğumuzu söylemişti. Ve işte ordaydı. O aklımı başımdan alan gülümsemesiyle etrafa mutluluk saçıyordu adeta. Bana yan gözle baktığını fark ettiğimde bozuntuya vermeden Volkanın peşine arkaya doğru ilerledim. Sanırım onu kurtaranın ben olduğumu ben bilmiyordu. Öğretmen derse girer girmez beni fark etti. Ayağa kalktığımda hala gözlerim o kızın üzerindeydi. Sesi irkilmeme sebep oldu.

“Adın ne bakalım?” dediğinde cevap verdim.

“Alperen efendim.”

Tekrar hoş geldin demesiyle teşekkür ederek yerime oturdum. Volkan omzuma dokunarak sırıttı. Bende dayanamayarak sırıtmaya başladım. Tüm ders volkanın gereksiz şakalarıyla geçti.

Teneffüs zili çaldığında Volkanla koridora çıkmıştık. Yanımdan geçtiğini kokusu başımı döndürdüğünde anladım. Dayanamayarak Volkana sordum.

“Şuradaki kızın adı ne?” dedim belli etmemeye çalışarak. Volkansa her zamanki vurdumduymazlığı ile “Hira’yı mı diyorsun?” dedi yüksek sesle. Omzuna vurduğumda kahkahaları koridoru inletiyordu. Lisedeki ilk yılım tam bir fiyasko olsa da ikinci yılıma ilk günden alışmıştım. Okuldan eve dönme vakti geldiğinde çevremde büyük bir kalabalıkla okuldan çıkıyordum. Hiç alışkın olmasam da  bu durum çok hoşuma gitmişti. Servise binip kulaklıklarımı taktığımda Hiranın o aklımı başımdan alan tatlığı, kokusu aklımdan çıkmıyordu.

Evime doğru merdivenleri çıkmaya başladım. Kulaklıklarımdaki müziğin ritmi âdeta kendimden geçiriyordu beni. Kapıyı çaldım. Kısa bir süre sonra küçük kardeşim Arda’nın yüzündeki kocaman gülümsemeyle karşılaştım. Beni hayata bağlayan birkaç etkenlerden biriydi kardeşim.

Ayakkabılarımı çıkararak kucağıma aldım onu. Günün nasıl geçtiğini sorarken içeriden annemin sesini duydum.

“Hoş geldin oğlum!”

“Hoş buldum” diye seslendim. Salona girdiğimde elinde laptopuyla annemi gördüm. Sesimden ne kadar yorgun olduğum anlaşılıyordu ki annem “ İlk günün yorucu geçmiş herhalde” dedi gülümseyerek. Koltuğa attım kendimi.

“ Hiç sorma. O kadar çok insanla tanıştım ki.”

Annemin gözleri fal taşı gibi açılarak bana baktı. “Sen mi?” dedi şaşkın bir tavırla. Sırıttım. Arkadaş edinme konusunda berbattım gerçekten.

Annemden müsaade isteyip her zamanki gibi odama çekildim. Yatağımda bağdaş kurarak laptopumu açtım. Her zamanki gibi ilk olarak facebook’a girdim. İsteklere baktığımda kalp atışlarım gözlerimin gördükleriyle  aniden delicesine atmaya başladı.

Bir arkadaşlık isteği: Hira Poyraz.

Ellerim titremeye başladı. Kendime gelmeliydim. Neden bu kadar heyecan yaptım ki? Sadece istek yollamıştı. Derin bir nefes aldım ve isteği onayladım. Bütün gece onun resimlerine bakarak geçmişti. Kokusunu bir an olsun aklımdan çıkarmak mümkün değildi.  Gözlerim kapanmaya başladığında laptopu kenara koydum ve uykunun bedenimi ele geçirmesine izin verdim. Kendi kendime söylendim.

Bu kız benim olmalı.

Hikayeye yorum gelmiyor. Yorum gelmezse yeni göblümün gelmesi zorlaşır. Okuyan sayınız çok hoş gerçekten çok mutluyum. Hikaye için bilgi vermek istedim. Bu hikayeyi kurgusu olsun gerek akıcılığı olsun canımdan çok sevdiğim bir insana danışarak yayımlıyorum ve erkeğin ağzından yazılmış olan bu bölümü de ona yazdırdım. Büyük büyük bir ihtimalle erkeğin ağzından yazılmış her bölümü o yazacak. Bilmenizi istedim. Teşekkürleer. 

Kupa KızıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin