1. Bölüm

48 9 19
                                    

"Siktir git diyorum ufaklık anlamıyor musun? Başımıza dert açacak yaa!"

Geriye doğru itilen bedenimle birlikte gözlerimi bir kez daha devirdim. Belli ki siktiğimin barı yine polisler tarafından basılmıştı.

"Bir daha o pis ellerini bana değdirirsen bu barı başına yıkarım."

Adam hayretle gözlerini sonuna kadar açıp kaşlarını yukarı kaldırdıktan sonra yüksek sesli bir kahkaha attı.

"Velede bak hahaha başıma yıkacakmış hahaha!"

O sırada içerden dışarıya doğru gelen itiş kakış sesleri duyuldu.

"Bıraksanıza lan!" Dışarı  atılan beden üstüme doğru uçunca geriye doğru düştüm.

"Napıyorsun lan?!"

Üstümden hızla kalkıp "Sanki bilerek üstüne düştük pezevenge bak." Dedi.

Günün stresi ve burda ki korumanın verdiği gerginlikle "Doğru ko-"

"Girebilir miyim?"

Arkamı döndüğümde  üstünde sadece siyah kapşonu olan bir kız gördüm.  Koruma arsızca onun bacaklarına bakıp içeri girmesini işaret etti.

Yakasına yapıştığım çocuğu bırakıp kızın kapşonlusundan tuttuğum gibi çektim ve yüzüne baktım.

"En fazla 15'tir lan bu madem bunu alıyorsun bizi de al! Abaza piç!"

Kız yüzüme ifadesizce bakıp "Bırak yoksa öldürürüm.". Dedi.

O sırada korumanın arkasından gizlice girmeye çalışan bir kız daha gördüm.

Koruma da hissetmiş gibi birden arkasını döndü ve kızı belinden tuttuğu gibi kaldırdı.

"YA NOLUR BIRAKIN TEK İSTEDİĞİM İÇMEK VALLA PROBLEM ÇIKARMAM ABİ!"

Kızı bize doğru ittiğinde hepimize son kez bakıp "Hepiniz siktirin gidin burdan." Dedi ve barın kapısını kapatıp içeri girdiler.

Siyah kapşonlu kız aniden konuşmaya başladı "Senin yüzünden şuan dışardayım?! Bana bunu nasıl ödeyeceksin?"

Gözlerimi devirdim, belki bugün bininci kez. Bara girmeye çalışan kız "Hayır yani az daha oyalasaydınız olmuyordu değil mi? Bir de gözlerinizi dikmişsiniz bana bakıyorsunuz adam tabi fark eder." Dedi.

"Ben denedim yemiyorlar." Az önceki çocuk kıza küçümser bir bakış attıktan sona arkasını döndü ve bir kayaya oturdu.

"Sik gibi kaldık."

O sırada yanımda ki kız bana gözlerini dikmiş ölümcül bakışlar atıyordu.

"Ne bakıyorsun?!"

Kız hissiz bir şekilde gülüp "Hiç. Sadece senin yüzünden ayda bir olan eğlenceden mahrum kaldım." Dedi etrafa bakıp.

Sonra aniden bana döndü ve bir cevap bekler gibi baktı.

Omzumu silkip arkamı döndüm ona. Banane.

Bara girmeye çalışan kız uzaktaki ışıkları yarısı yanan tekeli gösterip "Orası yaşıyor mu?" Dedi.

"Sanırım." Dedi siyah kapşonlu.

Lenslerim gözlerime batmaya başlasa da gözlerimi kısarak oraya baktım.

"Ne dersiniz şansımızı deneyelim mi?" Dedi kayaya oturan çocuk ayağa kalkıp.

"Gidelim o zaman."

Oraya doğru ilerlerlemeye başladık.

"Ben Yankı bu arada." Solumdan gelen sesle bara girmeye çalışan kıza baktım. Artık adı 'bara girmeye çalışan kız' değildi çok şükür.

"Ahenk." Dedi siyah kapşonlu.

"Caner."

"Deniz." Dedim omuz silkerek ama hiç biri görmedi çünkü hepsi önüne bakıyordu.

Hafif çiseleyen yağmuru hissetmeyecek kadar alışmıştım, sokak lambalarının vurduğu yer ıslaktı.

Tekelin içine girince kapının yukarısında bir zil çalmıştı.

"Selamın aleyküm abi." Oldukça babacan tavrıyla giriş yapmıştı Caner.

"Terk edin burayı veletler." 50'li yaşlarında  olduğu belli olan adam bize hiç bakmadan önünde ki iskambil kartlarını sıra sıra diziyordu.

Caner bize doğru dönüp kaş göz yaptıktan sonra aniden önüne döndü ve adamın kafasını tuttuğu gibi kartları dizdiği masaya gömdü.

"Bunu. Neden. Yaptın?"

Yankı'dan gelen soruyu takmadan adamın bayılmış yaşlı vücudunu  aldı ve bir  yere  götürürken
"İçmek istiyorum mızmızlık yapacaksan defol." Dedi.

Caner'in yanına gidip adamın cebinden sallanan anahtarı aldım ve o adamı bir odaya koyunca kapıyı kilitledim.

"Hayır da ya adam ölürse? Yaşlı başlı adam. Hem kameralar var, sadece senin değil bizimde üstümüze kalır."

Caner dağılmış saçını düzeltip "Kamera kayıtlarını sileriz?" Dedi.

Ahenk fazla takmayıp 3 tane birayı aldı ve adamın kartları dizdiği geniş tezgaha oturdu.

Bende iki tane vodka kaptığım gibi oraya geçip oturdum.

"Dursana be. Ya tezgah devrilirse?" Kaşlarını çatıp kurduğu cümleye.

"Seni taşıyorsa beni her türlü taşır." Dedim.

Çatılı olan kaşlarını daha da çatıp "43 kiloyum ben be!" Dedi.

Gülüp vodkamdan bir yudum aldıktan sonra diğer ikiliye baktım. Yankı dönen tekerliklekli sandalyede bir oraya bir buraya gidip viskisini yudumluyordu, Caner'se son ses müzik açmış, bira içip kayıtları siliyordu.

"Oha! Çabuk  buraya gelin!" Caner'den gelen sesle bir daha oraya döndüm.

"Noluyor be?" Tezgahtan inip onun yanına geldiğimde çok korkunç bir görüntü gördüm.

Kayıtlarda şuan içerde baygın yatan adam birisini vuruyordu...

runawayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin