Çabuk Biten Hikaye...

1K 54 9
                                    


-Ihm..Merhaba. 

Orta boylardaki çocuk geniş tören alanının gözde yeri olan kürsüye ilerleyip eline mikrofonu aldı ve yavaşça eğilip selam verdi.

-Şimdi...Kendimden bahsetmeliyim değil mi?

Yüzüne utangaç bir gülümseme yayılırken, saçlarını karıştırdı sağ eliyle.

-Ben bu tür şeylerde iyi değilim, hatta beceriksiz olduğum söylenebilir. Bu yüzden, Ahh...Tanrı aşkına Park Chanyeol beni buraya çıkartmaktaki amacın ne?

Çocuk şakayla karışık azarlarken Chanyeol'ün kulaklarına varan gülümsemesine dayanamıyor, ona kızamıyordu.

-Bugün buradaki yani bu okuldaki son günümüz ve bu kürsüye ilk ve son çıkışım. İçimde anlatması zor olan tuhaf bir his var. Bu şey gibi..Imm..Aşık olduğun kişiyi gördüğündeki his, sınav sonucunu beklerkenki heyecan, Lunaparkta ranger'a binmeye karar vermeye çalışırkenki korku, kararsızlığın verdiği heyecan gibi diyelim. Onların karışımı tuhaf bir his işte. Bu hissi birçok kez yaşamıştım düşününce ama herkesin karşısında herşeyi anlatmak zor olacak benim için...

Chen dudaklarının derilerini ısırırken kafasını eğdi. Kafasını kaldırdığında dolmuş gözlerini biraz daha dikkatli baksanız görebilirdiniz.

Chanyeol'ün öksürük sesi büyük alanda yankılanırken Chen ile göz kontağı kurmaya çalıştığı belliydi.

Chanyeol gülümsüyordu, içten bir şekilde.

'Anlat' diyordu, içini dök Jongdae.

Chen'de öksürüp sesini düzene soktu, anlatacaktı, evet...O da buradaydı biliyordu. Duymalıydı herşeyi.

-Ben...Biraz bahsedersem kendimden. Bugün bu okuldan mezun olacak yüzlerce öğrenciden sadece bir tanesiyim. Çok basit bir kişiliğim var, beni tanıyanlar bilir.

Kalabalıkta yayılan fısıltılarla Jongdae tekrar dudağını ısırdı.

-Ihm, Sonrasında...Bu kapıdan çıkınca nereye gideceğim bilmiyorum. Çünkü hiçbir umudum, hedefim yok. Yok oldu. Umursamıyorum. Yani onu görünce umursamamaya başladım.

Yaklaşık 3 yıl önce olmalıydı, ben liseye yeni başladığım zamanlarda içe kapanık ve inek biriydim ve bu diğer yaşıtlarımla iletişim kurmama engel oluyordu. Yani bende klasik, klişe bir hayat kahramanıyım. Tabi onlar benden daha sevimli ve içtenler...Sonrasında not için herşeyi yapabilirdim başkalarının haklarını yemek haricinde. Ve ben sınav haftası olmasına rağmen fazladan not için Görsel Sanatlar kursunu kalıyordum. Benden bahsediyoruz... Resim yapmayı bile bilmeyen ben. Komik.

İlk günlerde görsel sanatlar öğretmeninin sinir bozucu yanaşma faaliyetlerine katlanmakla geçiriyordum günlerimi. Kadın gerçekten sorunlu...Ah kahretsin!

Chen'in bu ani çıkışıyla herkes kahkaha atarken Görsel Sanatlar öğretmeni tören alanını terketmişti.

-Özür dilerim Bayan Lee. Notlar için teşekkürler...

Chen üzgün bir şekilde gülümseyip giden kadının arkasından eğildi.

-Sonrasında ilk bir-iki hafta sıkıcıydı. Ben resim yapamıyor ve her gün geç saatlere kadar okulda kalıyordum. Bazen yağmur yağıyordu ve benim için eve gitmek ölümdü...Annemin beni kapı önünde beklediği günleri hatırlayınca hala kalbim acıyla kıvranır.

Yine öyle yağmurlu bir gün. Yağmur yağacağını bildiğim halde gerizekalı gibi okulda, okulun zemin katındaki en son sınıf olan, Görsel Sanatlar sınıfında kaldığım bir gün. 14 yaşında olduğumu söylemişmiydim? 15'ime girmeme 4 ay vardı. Işıklandırması gayet iyi olan sınıfın en ön sırasında mutlu bir şekilde resim yapamıyordum. Evet, yapamıyordum.

Çabuk biten Hikaye~(One shot)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin