V.1 | Yarım Hikaye

764 110 22
                                    

Nisa'dan

Güneş'in sade ışığı odamı doldururken annemin o her zamanki bariz tonlamasıyla beni uyandırmaya geldiğini anlamıştım.
Fırın eldivenlerinin ince çiçek detaylarını görmezden gelmeye çalışarak -malum hayatı anlamak için ayrıntıların köpeği olmak gerekiyor- odamda bulunan lavaboma gittim elimi yüzümü serinletip uyku sersemliğimden ayılırken kapının dışında bulunan peluş terliklerimi giyerek merdivenlerden lüzumsuz bir ses yaparak aşağı kata indim.

Sandalyeye oturmadan önce hafif bir şekilde tökezlerken sözde olan "ailemiz" tamamen sofrada buluşmuş ve yine her zaman ki gibi havadan sudan gereksiz aynı konulardan konuşarak beni bunaltmaya devam etmişti.
Bugün için sebepsizce mutluydum.Türkiyeye yapacağımız yolculuğumuz içindi tabii ki.

Son kez bu masadan heybetlice kalkarken anneme mutfağı teslim ederek eşyalarımı toparlamak için odama çıktım arkadaşlarımla olan tüm güzel anılarımızı bir kolaj yaparak duvarıma çerçeveletmiştim onları burada bırakıp gitmek beni öyle duygusuzlaştırıyordu ki... ama buna mecburdum ailemin yanında olmam gerekiyordu bunu -sadece bu konuda- istemeye istemeye olsa da yapmak zorundaydım.

Şimdi ise kardeşim Selma ile olan saçma sapan anıların eşyaları vardı iyicene hissizleşerek karton kutulara yerleştirirken sıra kitaplarıma gelmişti derin bir nefes alarak gözlerimi kapattım.Her gece odama çekilir kitabımı okurdum eğer canım sıkkınsa da cam kenarından izlediğim yıldızların benim için söyledikleri naif şarkı sızıntıları vardı hayatımda o an bir daha bu yaşantıyı yaşamayacağım aklıma geldi sonra elimde ki kitabın yere düşmesi ile açılan sayfadan çıkan kolyeyi görünce sanki kalbim kırılmıştı tabii bu her zaman olan şeydi ama bir anda durdum o anıları hiç yaşamamışız gibi sana o lafları etmemişim gibi çok utandım gönlüm dağıldı seni özlediğimi hissettim gözlerim ağlarken senden habersizce uzaklaşır oldum hayattan...

Kendimi toparlamak istedim belki her şey çok güzel olacaktı.Belki seni terk edip nasıl buraya geldiysem yine sana gelir senin koynunda huzur bulurdum.Keşke böyle bir şansa sahip olabilseydim.Keşke hayatımı mahvetmeyi göze almasaydım.Keşke sana olan sevgimi seni kaybetmeden önce haykırsaydım yüzüne.Keşke seni sevdiğimi gökyüzüne bağışlayıp sevincinin kah kahalarıyla mutluluğumuzun anını yaşasaydım.Göz yaşlarına hakim olamayıp canına kıymak istediğinde kulaklarıma dolan çığlıklarını hissetmeyi değil...

Kapı gıcırtısını duydum bir anda göz yaşlarıma hakim olamayıp ıslattığım her bir sayfanın acısını bana ödetirken aşkım,sakin kalmayı yeğleyip sildim yaşlarımı.

Mutlu olmaya çalışarak burnumu içime çekerek gülümsedim Selma bana acı ile bakarken hemen kartonları toplayarak arkam dönük bir şekilde koşa koşa aşağıya indim.

Gözleri beni sınamıştı.Onun için ağladığımı biliyordu.Aslında bilseydi neye yarardı ki?
Ona hala deli gibi aşık olduğumu inkar etmiyordum ben.Aksine Türkiye'ye gitmeyi belki onunla tekrar karşılaşırım umudunu kalbimde yeşertip söyledikleri an kabullenmiştim.Onlara tek bir şartımın olduğunu söyledim.Ben babaannemde kalacaktım çünkü onunla babaannemin yaşadığı mahallede tanışmıştık.Doğrusunu söylemek gerekirse tanışma durumumuz epey bir zaman aşımıydı.Her şey bir umuttu benim için artık.Kendime gelmeye çalışarak tüm evi gözden geçirdim.

20 Yıllık hayatımın tümünü bu evde yaşayıp solarken bazende çiçek gibi açarken büyütmüştüm zihnimde.Her şey tam takır yerleştirilmiş ve kargoyla ihtiyacı olan ailelerle nakil olarak gönderilmişti.

Tam yitip gitmişken son anlarımız babam hafif bir gıcırtı ile kapattı evimizin kapılarını sonsuza...

Sahi artık bizim evimiz değildi ya burası...

Artık sadece bir harabenin yuvasıydı...

Son kez göz gezdirirken göz yaşlarıma hakim olamayışım ile arabanın arka koltuğuna geçerek yolculuğumu beklemeye koyuldum.

Ailemiz tamamlanıp yola koyulurken hiç bir şeyden habersiz bir şekilde kötü rüyalarımın ardına gerçeklerin ışığına doğru sürüklendim.

İşte şimdi benim hayatım burada başlıyordu.

BÖLÜM SONU

vlna lasky Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin