-9-

549 21 2
                                    


Şaşkınlıkla kapıyı kıran Pusat'a baktım. Sinirle yanıma gelip kolumdan tutup kendine çekti. Sendeleyerek tam düşecekken kendimi kurtardım.

"Sen ne yaptığını sanıyorsun? " dedim sinirle.

"Senin bu piçin evinde ne işin var? " dedi ve gözleri Mert ve Doğaç'a gitti. "Ah lanet olsun! Ben bir tane sanıyordum, 3 taneymiş. Senin 3 piç ile ne işin var Ada! " diye bağırdı.

"Pusat piç miç ağır ol," dedi Onur. "Bu kim lan?" diye sorduğunda Doğaç, Pusat kolumu bıraktı. "Size kendimi tanıtacağım. Meraklanmayın, " dedi.

"Pusat siktir git, "diye tısladım. "Beraber siktirip gidelim o zaman Ada'cığım. "

"Pusat gitmek istemiyorsa zorla götüremezsin," dedi Onur. Pusat Onura bakışlar atarken evde bir sessizlik oluştu. Sessizliği bozan şey içeride ki inleme sesleriydi. Pusat gözlerini birden açtı.

"Bu ses? Ah! Ada eve gidelim o beynini sikeceğim. Ulan kerane gibi eve gelmişsin birde gitmeyeceğim diyorsun! " diye kolumu sarstı. Sinirle inleme sesinin olduğu odaya girecekken Mert Pusat'ı tuttu.

"Tamam kızı alıp gidebilirsin ona söz yok ama içeriye giremezsin, " dediğinde Pusat alaycı bakış attı ve içeri girdi. Içeriden çığlık sesleri duyduğum sinirle gözlerimi yumdum.

"Bunun burada ne işi var Umut!" Dedi ince sesi kız. "Siktir git odamdan lan pezenek! " dediğinde Umut Pusat odadan çıkıp sertçe kapattı kapıyı. "Birde güzel sevişseler ya!"

Pusat'a şaşkınlıkla bakarken içeriden Efkan geldi. "Yahu bu sesler de ne?" dediğinde Pusat beni kucağına almıştı. Sinirle ona baktığımda. "Cidden şu an ne kadar sinirli olduğumu tahmin bile edemezsin Ada. Bence sus," diye fısıldadı.

Kimseye birşey demeden kapıya doğru yürümeye başladığında Onur arkadan seslendi. "Sonra görüşürüz Ada! "

Pusat sinirle gözlerini yumdu birkaç saniye bekledi. Bende kucağında ellerimi ensesinde birleştirmiştim ki beni kucağından yere fırlattı. Yere düştüğümde acı ile inledim. "Sikeyim ya!" Diye mırıldandım. Pusata baktığım da Onur'un yanına gitmiş sert bir yumruk atmıştı.

Mert ve Doğaç, Onur'u yerden kaldırırken Pusat yanımdan geldi."Kalk gidiyoruz, "dedi ve yanımdan geçip gitti.

Beni yerden kaldırmadı bile! Ki beni yere düşüren o. Hemen evden çıktım arkama bakmadan. Sadece son birkez kırılmış kapıya bakmış olabilirim tabi.

Arabaya bindiğimiz de hemen konuşmaya başladım. "Ya sen sorunlu musun? Neden kapıyı kırıp eve geliyorsun ki birde çocuğa yumruk atıyorsun? Sen varya b-"

"Kapa çeneni. Oraya gelmeseydim o oda da bastığım kızın yerini sen alacaktın aptal! Ben seni korudum. "

"Senin beni korumana gerek yok! Ben kendimi korurum, " dediğimde arabayı çok hızlı sürmeye başlamıştı. "Yavaşlat şunu, " dedim.

Ancak beni takan kim? Ebem.

Tabikide dinlemedi beni ve daha hızlı sürmeye başladı. "Pusat yavaşlat şunu, "diye tekrarladım.

Beni hala dinlemediğini görünce kapımı açtım. "Sana yemin ediyorum atlarım, yaparım bunu. "

Kapı açık içeri hızlıca rüzgar girerken Pusat dişleri arasından tısladı. "Kapat o kapıyı, " dedi. Araba öncesine göre daha da yavaşlamıştı.

"Atlarım durdur arabayı. "

"Yapamazsın. Buna kendin bile inanmıyorsun, " dediğinde ona birkaç saniye baktım. Gözlerimi yumup bekledikten sonra kendimi arabadan atlayacakken arabayı durdurdu.

Arabadan inip benim kapımı açıp beni de indirdi. "Aptal kız. Tam bir gerizekalısın," dedi ve kollarını belime sardı. Şaşkınlıkla ne yapacağımı bilmeden etrafa bakınmaya başladım. Issız bir yerdeydik.

"Iyi misin sen? " diyerek sessizliği bozdum. "Hiç bu kadar iyi olmadım bu aralar, "dedi.

Bir kenara oturdu. "Birşey soracağım, "dedim ve yanına oturdum. "Sor o zaman."

"O gün, neden bu dudaklar bana ait dedin? "

"Çünkü öyle, " dedi. Cebinden sigara ve çakmak çıkarttı. Sigarasını yakıp içine çekti. "Bu sorumun cevabı değil Pusat. "

"Ilerleyen zamanda anlarsın, " dediğinde göz devirdim. "Hiç gizemli değilsin canım, " dedim.

"Peh!"diye mırıldandı ve sigarasından bir duman daha alıp üfledi. "Belki bende içmek istiyorumdur sigara? "

"İç o zaman."

"İstemiyorum, " dedim ve arabaya doğru yürüdüm. "Bekle," dedi sigarasını yere atıp arabaya bindi. Arabayı eve doğru sürmeye başladığında hiç konuşmamıştık.

Radyoya elimi uzatıp Cd den bir şarkı açtım. Kulaklarıma, Manga-Fazla aşkı olan var mı dolarken Pusat şarkıyı değiştirdi. Kolpa-Gurur benim neyime şarkısını açtığında gözlerimi büyülttüm. Sevdiğim bir şarkıydı ama Pusatın dinleyeceğini düşünmezdim.

Gel desen gelirim, hadi de hemen giderim

Sevmesen de severim, gurur benim neyime

Kim ne derse desin söz geçmiyor ki dilime

Kapanırım dizlerine, gurur benim neyime

Sözler kulaklarıma dolarken aşk şarkılarını sevmediğimi bir kere daha anlayıp şarkıyı değiştirdim ve rap açtım. Rap daha iyiydi.

Eve gelene kadar iki tane rap dinlenmiştik. Arabadan indiğimde Pusatın inmediğini anlayıp arkamı döndüm. "Gelmiyor musun?"

"Sana ne? " dedi ve arabayı sürüp gitti. "Of!"dedim ve eve girdim. Evde kimse yoktu. Rahatça koltuğa uzanıp telefonumu cebimden çıkardım.

Saate baktığımda, 18:05di. Yanında ki tarih ise 15 Kasım yazıyordu. Doğum günüme 6 gün kalmıştı. Doğum günümü kutlayan biri değildim ama aramızda ki arkadaşlar bir kaç hediye verirdi sürekli. Her ne kadar bu durumdan hoşlanmasam da hayır demiyordum.

Zaten diğerlerinin doğum gününe daha vardı. Masalın doğum günü, 10 Temmuzdu. Yani ona daha çok vardı. Giray'ın doğum günü ise 2 Mayıs.

Benden sonra en yakın olan Pusat'dı. 6 Şubat Pusatın doğum günü. Neyse zaten daha doğum günüme vardı. Bunu düşünmek için 6 gün(cük).

Doğum günlerini sevmezdim. Sevmememin nedeni, yaşlanmam. Her nekadar yaşım genç olsa da yavaş yavaş yaşlanıyorum. Yaşım ilerledikçe daha da olgun olmam gerekiyor. Küçüklükten beri hep 18 yaşımda kalmak istemişimdir. Oysa şimdi 19 yaşındayım ve birkaç gün sonra 20 olacağım. Kim bilir bir 5 yıl sonra kiminle evlenmiş olacağım.

Neyse, 6 gün sonra 20 yaşımda bassamda hala 19'um. O zaman bende bu 6 günü istediğim gibi geçiririm.

Madem 20 olmak için 6 günüm kaldı. Şu 6 gün içinde kim ne derse desin istediğim gibi olacağım. Şu 6 değerli günü kendim Ada olarak değil de, herzaman olmak istediğim Ada olarak geçireceğim.

UyumsuzlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin