-14-

602 29 0
                                    

Multimedia Ada.

4 gün sonra

Günler sonra ilk defa okula gidecektim. Ancak bu sefer ders için değil, okulu bırakmak içindi. Zaten okula doğru dürüst gidemiyordum. Ki benle beraber Giray ve Pusat'da bırakacaktı. Masal okumaya devam etmek istediğini söylediğinde kabul ettik.

Hazırlandığım da dördümüz Giray'ın arabasımna bindik. Giray ve Pusat önde, Masalla ben arkadaydık. Giray arabayı sürerken kimse konuşmuyordu.

Aklıma en son kafede bayıldığım geldi. Burak, Giray'a silah tutmuştu. Sonrasında bayılmış hiçbirşey hatırlamıyordum. Gözlerimi evde Pusat'a sarılmış dururken açmıştım.

Zaten Pusatla öpüşür, sarılırdık ama hala neyiz bilmiyordum.

Kafeden sonra aradan dört gün geçmiş, bu dört gün içinde Burak'ı hiç görmemiştim. Zaten görmek isteyende yoktu.

Onurlar ile sohbetimi kesmemiştim hala. Sınıf arkadaşım olan Ekin ise yetmiş üç tane mesaj atıp, neden okula gelmediğimi sormuştu.

Giray arabayı park ettiğinde arabadan ilk inen bendim.

Bizimkilere dönüp, "Ben önce sınıfa gidiyorum. Siz müdürün yanına gidin bende gelirim." Cevaplarını beklemeden okula girip sınıfa çıktım. Ekini görmek istiyordum.

Okuldan içeri hızlı adımlar attım.

Sınıfa girdiğimde Ekinle göz göze geldik. Ekin hızla yanıma gelip kolumı tuttu. "Neredesin sen. Hangi dersleri, neler kaçırdığının farkında mısın?" dedi.

"Ekin, okulu bırakıyorum."

Cümlem bitmeden hızla "Ne?" dedi. "Duydun işte. Okulu bırakıyorum. Şimdi acelem var gitmem lazım. Sonra konuşuruz." Ne dediğini dinlemeden hızla sınıftan çıktım.

Müdürün odasına girdiğimde Giray ve Pusat odadaydı. İşlemleri halledip okulu kesin olarak bıraktığımızda değişik hissediyordum.

Müdürün odasından çıkıp koşarak merdivenlerden indim. Kimsenin beni görmesini istemiyordum.

Bahçeye çıkıp hızlı adımlarla yürüdüm. Okula son birkez bakıp arabaya bindim. Pusat da peşimden sürücü koltuğuna oturdu.

"Giray ve Masal gelmiyor mu?"

"Masal hala okuyor biliyorsun. Giray da birkaç çocuğu tehtid etmekle meşkul."

Arabayı sürdüğünde geride kalan okula baktım.

"Neden öyle özlemle bakıyorsun? Zaten hiç gitmiyor, gitsek de ders dinlemiyorduk ki."

"Biliyorum" dedim. "Ama değişik hissediyorum."

"Ne gibi?" dediğinde yola döndüm.

"Büyüdük artık. Çocuk değiliz. Şu an tamam ancak, gelecekde ne olacak? Ne yapacağız?"

"Yine böyle olacağız işte" dediğinde arabayı sahile sürdüğünü anladım.

"Anlamıyorsun Pusat. Evlenip kendimize farklı hayatlar kuracağız. Bizim ailemiz olmadı. Ama kendi ailemizi kuracağız" dedim ilk kez. Bundan bir kaç ay olsa bu cümleleri kuracağımı asla düşünmezdim. Ancak geleceğe bakmak şarttı.

"Evlenmek mi? Kiminle?" dedi tek kaşını kaldırıp. Yüzü gerilmişti.

"Nereden bileyim Pusat? Ve birşey soracağım." Arabayı park etti. "Dur. Kahvaltı edelim sorarsın."

UyumsuzlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin