Bölüm 6: Normal Bir Gün

161 20 26
                                    

  O gece her şeyin başlangıcıydı Marvolo Gaunt'un yüzüğünün üzerinde çok öldürücü bir lanet var olmasına rağmen Jess hiç sorun yaşamadan hortkuluğu yok edip diriltme taşını yüzüğün içinden çıkartmıştı. Dream geçmişi düşünmeyi kesip "Evet şimdi sorgu zamanı küçük hanım. Neden hemen gel dememe rağmen bu kadar geç kaldın?" dedi. Jess "Hepsi yaşlı bunağın suçu tam sınıf başkanları bizi yatakhanelere götürecekken sınıf başkanlarını çağırdı ve bize kıpırdamayın dediler. Bende ilk geceden ceza almamak için bekledim." diye cevapladı. Vaftiz annesiyle en büyük benzerlikleri kesinlikle Albus Dumbledore'dan nefret ediyor olmalarıydı. Dream tatmin olduğunu belli eden bir gülümsemeyle (bu nefreti destekliyordu) "Hadi bakalım artık yatağına gidiyorsun yarın dersler başlıyor uykusuz kalmanı istemiyorum Lils." dedi. Jess Dream'e sarılıp "İyi geceler" dedi. "Sana da iyi geceler." karşılığını alınca yatakhanesine gitmek üzere odadan çıktı.

    Bölüm Başı

    Aklına gelen şey ile geri döndü ve "Ciddi rüyalarda görüştüğünüzde Pati amcama selamımı söyle." dedi ardından hızla odadan çıkıp kapıyı kapatarak ona fırlatılan topuklu terlikten kıl payı kurtuldu. Dream'in arkasından söylenmeye devam edişini umursamadan yürümeye devam etti. Bir iki adım attığı sırada Hufflepuff öğrenci kız başkanı önüne çıktı. "İşte buradasın yatakhane deki kızlar odada olmadığını söylediğinde kayboldun diye endişelenmiştim üstelik Profesör Ross başına bir şey gelmemesi için seninle özel olarak ilgilenmemi söylediğinden eğer kaybolmuş olsaydın nasıl hesap verirdim acaba. Bu arada kabalık etmek istemezdim ben Hufflepuff kız öğrenci başkanı Riley Zeller. Umarım fazla konuştuğum için seni rahatsız etmedim." dedi hızlı hızlı kızın bu konuşmasına biraz kıkırdadı sonra konuşmaya başladı. "Vaftiz annemin bunu yapacağını tahmin etmeliydim. Ben Jessica Lily Potter biliyorsun zaten ama olsun. Ve endişelenmene ya da bir daha peşime düşmene gerek yok eminim ben bu okulu senden bile daha iyi biliyorumdur. Ayrıca ben olmadım ama uyumaya çalışan tablolar konuşmandan rahatsız olmuş gibiler." dedi kızın bileğinden tutarak gizli geçide soktu bu sayede tabloların onları lanetleme olasılığından kaçtılar.

   Küçük sohbetleri eşliğinde ortak salona döndüler. Riley 7. sınıf melez bir cadıydı. Sarı saçları, mavi gözleri ve aksanı İngiliz olduğunu ele veren en basit noktalardı. Kendisi bir cadı çıkana kadar annesinin de melez bir cadı olduğunu bilmediklerini ama babasının bu gerçeğin saklanmasını sorun etmediğini söylemişti. Jess sıcakkanlı ve konuşkan olan insanları sevdiği için kolayca arkadaş olmuşlardı. Ortak salona geldiklerinde de bir süre konuştular diğer öğrenci başı gelip onları uyarınca mecburen yatakhanelerine gidip uyudular.

    Jess her zamanki gibi erkenden kalktı (çünkü uyumayı sevmiyor). Üniformasını giyip sessizce odadan ayrıldı. Elinde kitabıyla ortak salondaki tek kişi olmak onu mutlu ediyordu çünkü herkes uyanıp düşünmeye başlamadan kitap okumak ve rahatlamak istiyordu. Bazen düşünceleri görmezden gelebiliyordu ama bu çok uzun sürmüyordu genelde bunun için aşırı yüksek sesle müzik dinleyerek yapardı. Hogwarts'ta ise alınan önlemlerden ötürü müzik çalar çalışmıyordu. Bütün o sesler yüzünden uyumak için insanların uyumadığı zamanları beklerdi uyumak veya etrafındaki insanların uyuması düşünceleri kendisini yormadan uzak tutabildiği ender zamanlardı. Çoğunlukla dikkati kolayca dağıldığı için Dream ile o yılın müfredatını yaz tatilinde bitirirlerdi bu sayede derslerde o sırada duyamadığı bir iki cümle onun için büyük bir kayba sebep olmazdı. Sınav zamanında herkesin çalıştığı zamanlarda değil herkes uyuduktan sonra sabaha kadar çalışırdı. Eski okulunda kimseden kopya çekmemesi için özel bir odada üzerine bir kaç büyü yapıldıktan sonra sınav olurdu. Aklına gelen bu gerçekle silkindi burada muhtemelen o şekilde sınav olamazdı. Beauxbatons da potansiyel ölüm yiyen veya ölüm yiyen çocuğu olmadığı için bu gerçeği bir süre sonra bütün okul öğrenmişti hatta Dream riske atmayıp Hogwarts'a gelirken Jess'in gizli gücünü herkesin hafızasından silmişti. Hogwarts'ta ise potansiyel ölüm yiyen veya ölüm yiyen çocuğu olan çok fazla kişi vardı. Dream'in görüleri bu yıl kesinlikle geri döneceğini bilmelerini sağlıyordu. Gerçeğin öğrenilme ihtimali bu şekilde sınava girmesine engel oluyordu. 'Aman ne  büyük şans karma karışık düşünceler yüzünden bütün sınavlardan ifrit alacağım.' diye düşündü. Tam kitabına döndüğü sırada 'Bu kız Potter'a şaka yapmalıyız' diye bir düşünce duydu. Düşüncenin geldiği zihne girip o sırada gerçekleşen konuşmayı dinlemeye başladı:

-Kızlar aklıma bir fikir geldi.

-Evet nedir Camila?

-Şu yeni kız Potter ona bir şaka yapmalıyız.

-Bence yapmamalıyız vaftiz annesi yeni gelen kehanet profesörüymüş  duyduğuma göre. Eğer yapmaya kalkışırsak hem elimizde patlar hem de ceza alırız. Akıllı kız diye düşündü.

- Eminim o da Trelawney gibi bir sahtekardır gerçek kehanetler gördüğüne inanmıyorum. 

   Jess içinden kıkırdadı işte şimdi yandınız. Vaftiz annesinin en sinirlendiği şey kendisinin o sahtekarla bir tutulmasıydı. Çok geçmeden Profesör Ross girişte görüldü. "Nerede kalıyorlar ??!" diye sordu hiddetle. "Göstereyim Madam bu kızların kim olduğunu bende çok merak ettim." dedi kızlar yatakhanesinin merdivenlerine yönelirken. Vaftiz annesinin önüne geçti ve kızların kapısına kadar konuşmadan yürüdüler. Dream bir anda kapıyı açtı. "Bir kahine hakaret edip cezasız kurtulamazsınız bütün hafta boyunca cezalınız Filch'e temizlikte yardım edeceksiniz." dedi Jess'in birkaç sefer gördüğü korkutucu azarlama bakışlarını takınmıştı. Ortak salona inip koltuğa oturdular. "Daha fazla kızarsın sanmıştım. Daha azları için daha büyük cezalar verdiğini görmüştüm." dedi meraklı bir tonda "Ama orası Beauxbatons'tı burası Hogwarts ve o öğrenciler benim binamın öğrencisi. Hem ilk günden daha ağır bir ceza veremezdim. Bu adil olmazdı." dedi kendini savunurcasına. "Sen öyle diyorsan öyledir. Kahvaltı vakti  geldi mi? Acıkmaya başladım. Eğer gelmediyse mutfağa gizli giriş operasyonu yapacağım!"diye hızlı hızlı konuştu. "Sakin ol tatlım geldi sayılır. Büyük salona gidebiliriz." dedi yatıştırıcı bir sesle kızın midesi konusunda babasına çektiğini biliyordu. İkinci cümle ile zaten ayağa kalkmış kız ortak salondan çıkıp büyük salona yol aldı. Vaftiz annesi ilk dersi için kehanet sınıfına gitti o boğuk yeri konforlu bir alana çevirmeliydi.

   Büyük salona giderken karşısına çıkan herkese günaydın dedi ve karşılık almadığı insanları 'kibarca' uyardı. Büyük salona girmeden hemen önce Griffindor'lu arkadaşlarıyla karşılaştı. "Günaydın! Hadi içeri girip yemek yiyelim, çok acıktım." dedi kız sevecen ama sabırsız bir sesle. "Günaydın Jess!" dedi ikizi. 

     Kahvaltıdan sonra 4. sınıf Hogwarts öğrencilerinin ilk dersi boştu ama ikinci ders kehanet vardı. Bu yüzden diğer öğrenciler yavaş yavaş salonu boşaltırken 4. sınıflar biraz daha kalıp sohbet ediyorlardı.

      934: kelime
Olaylar kızışmadan kısa bir bölüm yazayım dedim. Malum bundan sonrası fazla olaylı.      

Kusursuz VarisHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin