0.1

6.5K 226 236
                                    

Akşam yemeği yiyorlardı. Uğur, Erkan'ın odasındaki konuşmalarından beri suskundu. Erkan sürekli Uğur'a kaçamak bakışlar atıyor ne düşündüğünü anlamaya çalışıyordu. Sessizlik artık boğucu olmaya başlamıştı.

"Uğur abi."

"Efendim?"

"Yine ölüm sessizliğine bürünmeyeceksen bir şey sorabilir miyim?" Uğur yemeğinden ağzına bir lokma atıp Erkan'a baktı. Derin bir nefes verdikten sonra "Sor bakalım." dedi. "Doktorsun üstüne üstlük yakışıklısında... Nasıl olduda şimdiye kadar evlenmedin?"

"Kendime uygun birini bulamadım." Erkan'a cevabını verdikten sonra bulaşıklarını toplayıp musluğa bıraktı. "Bu mu yani?"

"Neyini beğenemedin çocuk?" kaşlarını çatarak Erkan'a doğru yavaş yavaş ilerlemeye başladı. "İlla evlenmek zorunda mıyım? Ya da birini sevmem mi gerekiyor? Her geceyi farklı bir güzellikle geçirmek varken..." Bir anda Erkan'ın yüzüne doğru eğilmişti. "Neden birisine bağlı kalayım?"

Erkan ani yakınlıktan dolayı nefes alamazken kalbi korkudan güm güm atmaya başlamıştı. Bu adam kesinlikle psikopattı. "Başka bir sorun?"

Erkan hızla kafasını iki yana sallayınca Uğur piç gibi sırıtıp geri çekilmişti. "O zaman ben çıkıyorum. Dediğim gibi yarın akşam evde olurum. Bir şey izlemek istersen, televizyon ünitesinin çekmecesinde birkaç film var. Bu ev artık ikimizin o yüzden ne istersen yap, çekinme. Birde şu bulaşıkları yıkarsan çok makbule geçer." Erkan kafasıyla onaylayınca Uğur çıkmak için dış kapıya yönelmişti.

"Ah! Neredeyse unutuyordum. Eğer beni soran biri olursa, 'babası kalp krizi geçirmiş, acil çıkması gerekiyormuş' dersin." Erkan kaşlarını çatarak Uğur'un yanına gitti. "Neden?"

"Güven bana böylesi daha iyi olacak. Görüşürüz."

"Görüşürüz." Erkan, Uğur'un arkasından kapıyı kapattıktan sonra mutfağa geri dönüp yemeğini bitirdi.

Kim onu soracaktı ki? Ayrıca Erkan neden bu kişiye yalan söylüyordu? Acaba Uğur'un sevmediği biri mi gelecekti?

*****

Erkan bulaşıkları yıkadıktan sonra dinlenmek için salona gitti. Kendini üçlü koltuğa atıp birkaç saniye gözlerini dinlendirdikten sonra film izlemek istediğine karar vermişti. Aslında ders çalışabilirdi ama bugün fazlasıyla yorulmuştu. Birde ders çalışıp beynini yormak istemiyordu.

Televizyon ünitesine gidip soldaki çekmeceyi açtı. Bir sürü DVD vardı. 'Manyak adam amma da eski kafalı' diye düşündü Erkan. Bu zamanda hâlâ DVD kullanan var mıydı? Üstlerinde de hiçbir şey yazmıyordu. Şimdi nasıl anlayacaktı hangi filmi izlediğini?

Omuz silip bir tanesini seçti. Zaten filmin yarısına gelemeden uyuya kalacaktı. Kasmaya gerek yoktu. DVD'yi taktıktan sonra tekrardan koltuğa oturup başlattı.

Normal ilerleyen birkaç dakikanın ardından bir filmde olması oldukça sakıncalı sahneler geldiğinde Erkan'ın gözleri fal taşı gibi açılmıştı. Aslında bu kısımları atlasa iyi olurdu çünkü günün yorgunluğu zaten üzerindeydi. Birde kendine minik(!) sorunlar çıkarmak istemiyordu.

Ama gelin görünki Erkan o dakikalardan sonra başka bir organıyla düşünmeye başlamıştı. Sadece derslerine yoğunlaşmak için böyle şeylerden uzun zamandır kaçınıyordu. Ama hayatın şöyle bir acı gerçeği vardı:

Vazgeçtiğin şey vazgeçtiğin andan itibaren  karşına çıkmaya yeminlidir.

Beyni vücudunun alt bölgesi tarafından ele geçirilirken sona kalan irade kırıntılarıyla ekrana bakmamak için büyük çaba harcıyordu. Ama nafile, gözleri çoktan ekranla buluşmuştu.

HousemateHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin