0.6

6.7K 224 203
                                    

1 hafta sonra...

"...Ani ölüm de genellikle bundan kaynaklanıyor mesela. Kalp krizi-" çalan telefonu konuşmasını yarıda bölmüştü Uğur'un. Ekrana yan gözle bakıp kimin aradığını gördüğünde kaşlarını çatıp telefonunu eline aldı. "Kusura bakma, bunu açmalıyım." Uğur hâlâ kaşları çatık şekilde
odadan çıkmıştı.

Erkan bu durumdan huzursuz oldu çünkü Uğur telefonlarını onun yanında açmaktan çekinmezdi. Şimdi kim aramıştı da hem onu sinirlendirmiş(?) hem de yanından gitmesine neden olmuştu.

Birkaç dakika sonra Uğur'un sesi yükselince Erkan kendine hakim olamamış ve merakına yenik düşmüştü. Oturduğu yerden kalkıp sessizce Uğur'un odasının kapısına gitti. Her kimle konuşuyorsa onu bir hayli sinirlendirmiş olmalıydı.

"... ONA DA SÖYLE! SİZ BEN BEŞ YAŞIMDAYKEN ÖLDÜNÜZ TAMAM MI!? BENİ BİR DAHA ARAYIP KENDİNİZİ DAHA DA YÜZSÜZ DURUMA DÜŞÜRMEYİN!"

Telefonun kapanma sesi gelince Erkan odaya girmek için kapı kolunu tutmuştu fakat Uğur'un gür bağırışı ve kırılan eşya sesleri onu tereddüte düşürmüştü. Derin bir nefes alıp kapıyı açtığında daha Uğur'u göremeden kafasına bir parfüm şişesi çarpmıştı. Uğur, Erkan'ın küçük ve acı inlemesini duyduğunda bütün her şeyi unutup kapıya bakmıştı.

Alnını tutmuş yere çöken Erkan'ı görünce yerdeki cam kırıklarını önemsemeden ona doğru koşmuştu. "Erkan iyi misin!? Çok özür dilerim içeri gireceğini tahmin edemedim! Erkan!" küçüğü aniden bayılınca hızla kucaklayıp yatağına yatırmıştı Uğur. Dolabından ilk yardım çantasını çıkarıp tekrar Erkan'ın yanına gitti. Alnı yarılmıştı ve haliyle kanıyordu. Neyse ki yara derin değildi.

Yaraya pansuman yapıp üstünü kapattıktan sonra ayağa kalktı. İşte bu sefer hissetmişti ayağına batan camları. Acıyla yüzünü buruşturup yeniden yatağa oturdu. Ayağındaki cam kırıklarını çıkarıp kendine de pansuman yaptıktan sonra zemindekilere dikkat ederek kolonyasını almıştı.

Doktor olabilirdi fakat baygın birini ayıltmak için tabii ki de zamanında babasından öğrendiği yöntemi kullanıyordu. Kolonya. Eline biraz döküp Erkan'ın bileğini ovduktan sonra burnuna yaklaştırmıştı. Erkan keskin kokuyla yüzünü buruşturdu. Gözlerini kırpıştırarak açıp karşısında Uğur'u görünce hızla yerinden doğrulup adamın kolunu tutmuştu.

"İyi misin?"

"Beni boşver şimdi asıl sen iyi misin? Başın acıyor mu?"

Erkan kararlarını çatıp "Başım mı?" dedikten sonra tam yaranın üstüne dokunmuştu. "AH! Doğru ya kafama parfüm şişesi yemiştim."

"Özür dilerim, seni fark etmedim."

"Önemli değil. Sinirli olduğunda nasıl olduğunu biliyorum. Bunu tahmin etmem gerekirdi." Uğur etrafına bir göz attıktan sonra ayağa kalkıp Erkan'ı kucağına aldı. "Dur! Kendim yürüyebilirim."

"Evet, yürü de ayaklarına çamlar batsın."

"İyi de bu şekilde de seninkine batacak."

"Battı zaten."

"Ne! İndir beni bakacağım."

"Dur durduğun yerde. Yoksa seni cezalandırırım."

Erkan bunu duyduktan sonra kollarını Uğur'un boynuna dolayıp yüzlerini aynı hizaya getirmişti. Kısa bir süre Uğur'un dudaklarına baktıktan sonra tahrik edici bir ses tonuyla fısıldadı. "En fazla ne yapabilirsin ki?"

*****

"Ah! Belimi hissetmiyorum."

"Ben bir şey yapmadım, sen kaşındın."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 20, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

HousemateHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin