0.1

269 15 31
                                    

Herkese merhaba.

Umarım yeni kurgum hoşunuza gider.

Keyifle okumanız dileğiyle.



•••

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


~

Birisi ruhumu sıfırlamış olmalıydı, kaburga kemiklerime bir asma kilit asmış ve kalbime ulaşmaması için bir önlem almış olmalıydı. Bunun başka bir açıklaması olamazdı. Çünkü öyle bir hal almıştı ki; kalbime, ruhuma erişemez olmuştum. En acı verici olanı ise, o birisi bendim. Ben aşktan ölesiye korkuyordum.

Getirisinden çok götürüsünün olduğunun farkındaydım. Öyle ki Jennie aldatıldığı dönem geceler boyu ağladığında, Jisoo platonik bir aşka kapıldığında ve Lisa'nın kalbindeki boşluğu farklı farklı çocuklarla kapatmaya çalıştığında hep yanlarındaydım. Ne kadar acı çektiklerini biliyordum. O yüzden içinde olduğum durum beni korkutuyordu.

Kızlarla her zaman takıldığımız kafede onları beklerken, önümdeki kutuyu dalgın düşüncelerle izliyordum. Haftalardır alışagelmiş bu olayın gidişatını bildiğim için kutuyu açmamıştım bile. Zaten içinde ne olduğunu biliyordum.

Kafamı kaldırıp köşedeki masada arkadaşlarıyla oturan ona baktım. Zaten beni izliyordu. Bakışlarını kaçırma gereği bile duymadan öylece beni izliyordu. Ne yapacağımı bilmiyordum, ona karşı bir his beslediğim yoktu.

Gözlerini ilk kaçıran ben oldum ve kapıdan giren kızlara yönelttim bakışlarımı. Gülüşerek yanıma geldiler ve masadaki karton kutuyu gördüklerinde gözlerini devirdiler. Tıpkı benim ilk gördüğümde yaptığım gibi.

"Hadi ama Roseanne itiraf et, süründürmek hoşuna gidiyor değil mi?" Diyerek yerine oturdu Jennie. Kızlar da yerleştiklerinde derin bir nefes aldım.

"Bu sadece.." Ne diyeceğimi bilemeyerek geri kapattım ağzımı. Başımı ellerimin arasına alarak nazikçe ovdum. Sonra oflayarak kafamı kaldırıp onlara baktım.
"Bu sadece bana tuhaf gelmiyor öyle değil mi? Yani o, okulun gözde ve popüler çocuğu. Çevresinde bir sürü kız varken neden benim gibi silik bir tipi seçti?" Dedim sadece bizim duyabileceğimiz bir sesle.

Lisa kutunun kapağını kaldırdı ve en sevdiğim şekerleme paketlerinden birini açarak ağzına attı. Keyifle ağzındaki şekeri diliyle döndürürken gıcık bir şekilde onların masasına bakıyordu. "Ben sana katılıyorum hayatım. Ama yanıldığın bir kısım var. Sen silik falan değilsin. Kafanı kaldırıp etrafına bakarsan, bir çok erkeğin seninle ilgilendiğini fark edebilirsin." Dedi bana dönerek.

"Ayrıca bu Jungkook'u benim de gözüm hiç tutmuyor. Adının anılmadığı kız yok, şimdi ne oldu birden sana mı aşık olmuş? Üstelik hep aynı ortamda olmamıza rağmen cidden şimdi mi?" Dedi ve elini kaldırarak garsonu çağırdı.

All The Lies | rosékook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin