[sixteen]

3.6K 355 320
                                    

Taeyong uyanmasına rağmen yataktan çıkmamış, telefonuna bakıyordu. Jeno ve Jaemin'in ayrılmasının üstünden bir hafta geçmişti. Berbat bir hafta.

Jeno'nun moralinin bozuk olması yetmiyormuş gibi bir de Jaehyun'la gerginlikleri bir hafta boyunca Taeyong'un burnundan getirmişti. Jaehyun'u neden bu kadar kafaya taktığını anlayamıyordu, onu umursamaması gerekmez miydi?

Okulu evine yakın olduğundan normalde okula erken giden Taeyong, şimdi elinden geldiğince geç gidiyordu. Bir hafta önce bu saatlerde çoktan hazırlanmış, yürümeye başlamış olurdu. Şu an ise aklında sadece tek bir düşünce vardı: Jaehyun'a ne kadar az denk gelirse o kadar iyi.

Taeyong odasının kapısının sessizce açılmasıyla telefonunu bıraktı. Sessizce? Bu saatte evde sadece Jeno olurdu, ailesi çoktan çıkmış olmalıydı ve Jeno pek sessiz olabilen biri sayılmazdı. Taeyong sabahları önce uyanıp onu uyandırırdı, eğer Jeno daha erken uyanmışsa Taeyong uyuya kalmış demekti. Böyle bir durumda Jeno bağırarak abisinin odasına girer ve onu uyandırmaya çalışırdı.

Fakat şu anki olay bu değildi, bir terslik vardı.

Taeyong gözlerini kapatmış, uyanık olduğunu belli etmemeye çalışarak kardeşinin hafif adım seslerini dinliyordu. Adım sesleri yerini ufak tıkırtılara bıraktığında Taeyong'un kaşları çatılmıştı. Jeno'nun nerede durduğunu anlayabiliyordu.

Makyaj masası?

Taeyong gözlerini açıp yatakta doğruldu. "Bir şey mi arıyorsun?" Jeno irkilip abisine döndükten hemen sonra tekrar arkasını döndüğünde Taeyong iyice şüphelenmeye başlamıştı. "Ne oldu?"

Taeyong kalkıp Jeno'ya doğru yürümeye başladığında o geri çekilmiş, elini arkasına saklamış, gözlerini de yere odaklamıştı. "Güzelim, bir sorun mu var?" Sesini olabildiğince yumuşak tutmaya çalışmıştı, kardeşini korkutmak istemiyordu.

"H-hayır." Pekala, kesinlikle bir sorun vardı.

"Jeno, bana bakar mısın?" Jeno Taeyong'a bakmak yerine başını daha da yere eğdiğinde Taeyong Jeno'nun dibine kadar girmiş, elini çenesine koyarak göz göze gelmelerini sağlamıştı.

Taeyong beklemediği görüntü karşısında kaskatı kesilmişti, kardeşinin çenesindeki eli gerilmişti. Jeno'nun sağ gözünün altında kocaman bir morluk vardı. Güzel yüzüyle zıtlık oluşturan bir çürük.

Jeno'ya en ufak bir zarar gelmesi bile Taeyong'u deli etmeye ederdi, ikisi de bunu çok iyi biliyordu. Taeyong sesindeki öfkeyi saklamaya çalışmadan sorularına başlamıştı bile. "Nasıl oldu bu? Ne zaman? Kim yaptı bunu?"

Jeno soruları cevaplamak yerine Taeyong'un ellerinden sıyrılıp geri çekildiğinde Taeyong iyice sinirlenmişti. "Bana cevap ver."

"Hyung, önemli bir şey değil... cidden."
Taeyong Jeno'yu korkutmak istemediğinden durup derin bir nefes aldı. Birinin Jeno'ya böylece zarar verebilmesi onu cidden öfkelendirmişti. "Jeno. Bana cevap ver."

Jeno tekrar cevap vermeyince Taeyong iç çekip düşünmeye başlamıştı. Dün Jeno'yu en son gördüğünde böyle değildi. Sahi, Jeno'yu dün en son ne zaman görmüştü ki?

Taeyong'un cevabı bulması çok zor olmamıştı. Dün basketbol takımının antrenmanı vardı, Jeno bu yüzden eve geç gelmişti ve onu o akşam hiç görmemişti. Taeyong'un aklında anında bir şimşek çakmıştı sanki. Antrenman. Basketbol takımı. Jaehyun.

youth | jaeyongHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin