[thirty five]

2.8K 258 143
                                    

Boş denebilecek sokaktaki tek ses pembe saçlı gencin kahkahalarıydı.

Jaehyun başını yanında gülmekten yürüyemeyecek hale gelen çocuğa çevirdi.

Sevgilisine.

Parkta biraz daha oturduktan, oynaştıktan sonra demek daha doğru olurdu, sonra sonunda kalkabilmişlerdi. Şimdiyse Taeyong'u eve bırakmak için birlikte yürüyorlardı, yürümek denebilirse tabii. Taeyong yüzünden pek ilerleme kaydedemiyorlardı.

Jaehyun sırtında sarhoş bir Taeyong olmadan daha rahat geleceklerini düşünmüştü ama belli ki yanılıyordu.

Her ne kadar Taeyong kendisine gülüyor olsa da sesini çıkarmadan, yüzünde bir gülümsemeyle onu izledi. Taeyong'a gülmek çok yakışıyordu. Onun mutlu olması için her şeyi yapabileceğini düşündü Jaehyun.

"Ne vardı bu kadar komik?"

Taeyong başını kaldırıp gülmesini durdurmak için biraz bekledi. "Ne yapayım, kaç saat gülmemek için zor tuttum kendimi. Çok komiktin..."

"Bununla eğlendiğine inanamıyorum."

"Hadi ama! Sinirlenince hem çok komik oluyorsun hem de tatlı. Ha bir ara cidden beni sokağın ortasında bırakıp gideceksin sandım, orası ayrı."

"Johnny'den bahsetmeye başladığın an sırtımdan atabilirdim seni."

Taeyong gülüp Jaehyun'un koluna tutundu. "Aslında öyle bir niyetim yoktu ama sınırlarını zorlayabildiğim kadar zorlayayım dedim, başardım da galiba. Hem kıskanç halinde hoşuma gitmedi değil."

Jaehyun mırıldandı. "Şansını daha fazla zorlama bence, pek iyi olmaz."

Taeyong başını Jaehyun'un koluna yasladı. Öyle bir niyeti de yoktu zaten. İstediğini almıştı sonuçta, değil mi?

Yine de dayanamayıp sırıttı. "Orasını bilemem."

Jaehyun Taeyong'a bakıp kaşlarını kaldırdı. "Sırıtıp durma."

"Yoksa ne yaparsın?"

Jaehyun Taeyong'u ensesinden tutup kendine çekti ve dudaklarına uzun bir öpücük bıraktı. Geri çekildiğinde, aynen beklediği gibi, Taeyong'un sırıttığını gördü. Söylenmeden çekilip yoluna devam etti, öpücüğünü almıştı ya.

Taeyong hoplaya hoplaya peşinden gelirken yüzündeki sırıtmayı pek de takmıyordu. "Bahane arıyordun bence sen ama..."

"Artık seni öpmek için bir bahaneye ihtiyacım yok, biliyorsun."

İkili sessizliğe bürünürken Taeyong aklındakileri dile getirip getirmeme konusunda tereddütteydi. Büyük bir şey değildi ama yine de merak ediyordu.

"Jae, bir şey diyeceğim. Saçma gelir belki ama... Neden hiç hamle yapmadın? Olanlardan sonra senden beklemiştim."

Jaehyun Taeyong'a bakıp hafifle gülümsedi. "Bilmiyorum, biraz geri çekiliyordum ama... Sanırım iki yıldan sonra umudumu kaybetmiş sayılırdım."

Taeyong kaşları çatılırken olduğu yerde durdu. "Ne iki yılı?"

Jaehyun da biraz ileride durdu. Siktir, içinden küfretti. Bunu söylemeyecektim.

youth | jaeyongHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin