~
Ne kadar kötü günler geçirdin, unuttun mu? Ne kadar çok ağladın, hatırlamıyor musun? Ne kadar üzüldü kalbin, ne kadar titredi ellerin, ne kadar çok gözyaşı tükettin, anımsamıyor musun? Sen ki o küçücük bedeninde dünyalar kadar büyük savaşlar verdin. Bazen yorganının altında kimse seni duymasın diye sessizce ağladın, ama bazen de zaten seni ağlarken duyacak kimsen bile yoktu. Sen buna rağmen yine de sessizce ağladın, uzaktan bir yerden geçen olur da bir ihtimal seni duyar diye. Sen hep sessizce ağladın, sessizce bağırdın, sessizce yakındın. Çünkü verdiğin tüm o savaşlara rağmen o kadar güzel bir kalbin var ki seni ağlarken kimse duymasın istedin... Ama emin ol, ne kadar sessizce ağlarsan ağla bir gün biri senin sesini duyacak. Gözyaşlarını silmek için kendini hapsettiğin karanlığa elini uzatacak, o el senin yüzünü bulacak, gözyaşlarını silecek. Çünkü senin öyle güzel bir ruhun var ki şunu unutma, güzel ruhlar asla yalnız kalmaz... Güzel ruhlar her daim birbirini bulur.”~
2 dakika önceye kadar hastanın kalbi durmuştu.
2 dakika önceye kadar hastanın kalbi durmuştu.
2 dakika önceye hastanın kalbi durmuştu.
2 dakika önceye kadar hastanın kalbi durmuştu...
•
E:"Evet Anne Oğuzun kalbi durmuştu"
E.A:"Şimdi nasıl Oğuz , kızım bak birşey var da bana söylemiyorsan sana hakkımı helal etmem"
E:"Hayır Anne, şimdilik iyi ama doktorlar umutlanmamamızı söylediler. Her an her şey olabilirmiş, hazırlıklı olmamız gerekliymiş falan filan."
E.A:"Tamam yavrum , siz yinede birşey olursa bana haber verin olur mu ?"
E:"Tamamdır Annem, hadi kendine iyi bak Babama da selam söyle"
E.A:"Hadi iyi geceler annemm"
•
Ozan: Şimdi daha iyisin dimi Eda?
Eda: İyiyim merak etme, Annemle konuştum az önce kadının meraktan mıdır korkudan mıdır anlamadım tansiyonu çıkmış.
Ozan: HAHAHHAHAHA
Eda: Gülmesene çocuk !
Ozan: Neyse; edacım hanımefendi, annene anlattın mı bu "aldatma" olayını? Hayır yani ben bide anlamıyorum normalde aldatılan kadınlar erkeğin ağzına s*çar ama sen bişey yapmadın.
Eda: Anlatmadım. Ve evet haklısın ama normalde aldatılan kadınlar erkeklerden çok kendini hırpalar , ben de şuan kendimi hırpalamaya pek müsait değilim . Ama seni her an dòvebilirim yani ona emin ol.
Ozan: Sen acı çekiyor musun? Yada hırpaladın mı kendini.
Eda: Evet çektim , yani çekmeye çalıştım ama aklıma bir şey geliyor ve çekmemem gerektiğini anlıyorum.
Ozan: Ne gibi mesela?
Eda: Bi kitapta okumuştum. Yazar okurlarına söylemişti bu sözü benimde çok yüreğime dokunmuştu onu hatırlıyorum ve nedense acı çekme isteğim gidiyor.
Ozan: Neymiş bu acı çekme isteğini götüren söz?
Eda: Diyor ki yazar okuyanlara;
"Karanlığı değil,karanlığa mahkum olmayı severdim..."
~
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝘒𝘦𝘴𝘪𝘯𝘵𝘪𝘴𝘪𝘻 𝘉𝘪𝘭𝘥𝘪𝘳𝘪𝘮𝘭𝘦𝘳
Short StoryOrtada bir aşk hikayesi var , çok zorluklardan geçmiş bir aşk hikayesi. Bu aşk hikayesinin baş rolleri Eda ve Oğuz iken yan rolleri de Ozan ve Didem'di. Çok ayrı kaldılar belki ama kader onları hâlâ ayıramadı. ~"Başaracak mıyız?" "EVET" "EVET" "BİLE...