ESKİYE DAİR 2.BÖLÜM

67 9 0
                                    

"Onun gözünden dökülen her bir damla göz yaşında zamanın durmasını istedim.Koşup sarılmak onun yanında olduğumu hissettirmek istedim.Ve her defasında da büyük bir hayal kırıklığına uğradım babam sayesinde.'Çünkü böyle bir yeteneğe sahip biri değilim.'Ruhum acı içinde ona gitmek istese de babamın korkutucu sesi bedenim olduğum yere çivilenmiş ti her zamanki gibi."Bloğuma yazdığım yazıdan sonra korkarak babamın yanına doğru ağır ağır ilerliyordum.Babam bir zamanlar alkol bağımlısıydı.Kendimi bildim bileli annemin yardım çığlıklarına,babımın anneme karşı öfke ve tehdit içerikli sözlerine mahkum edilmiştim.Sadece sözleriyle anneme zarar vermiyordu işin içerisine şiddette giriyordu.Babam aynı zamanda Türkiye'nin ve İspanya'nın en önemli şirketlerinin ortaklarındandı.Bu da onu annemle olan savaşta yenilmez bir savaşçı kılıyordu.En kötüsü de annem ve babamın savaşında anneme destek olamıyordum.Bu durum benim babama olan nefretimi,anneme olan sevgimi arttırıyordu.Babamın anneme vurduğu her tokatta babama olan nefretim kor bir ateşi harlarmışcasına harlanıyordu.Annem benim bu dünyadaki tek ve en önemli varlığımdı.Ama babam yüzünden yılda sadece bir defa görebiliyordum değerli varlığımı.Çünkü babam annemle boşanmadan önce benim hayattımla tehdit etmişti.Bu yüzden velayat davasında gözyaşları içerisinde hakim karşısında beni istememişti.O zamalar 12 yaşımda olduğumdan bana kimin yanında olmak istediğimi bile sormadan babamın yanına verilmiştim.Bu durum beni içten içe mahf etse de annem için katlanmam gerekiyordu.Biliyordum ben üzülsem annem daha fazla üzülecekti. Ben de babamla yüzleşecek en ufak cesaret kırıntısı bile yoktu.Bunun adı korkaklıksa evet kabul ediyorum ben korkağın tekiyim.Babam anneme bağlanmamam için beni Türkiye'ye getirmişti.Doğuduğu yere yani Ankara'ya

Mutlumuydum ? hayır hiç mutlu değildim.Çünkü gün içinde birden fazla karşılaşıyorduk.Önceleri olsa dışarı çıkardım babamın yüzünü görmemek için. Şimdi tanımadığm bir yerde dışarı çıkmak beni ürkütüyordu.Her şeyim değişmişti.Odam,yatağım,yorganım,evim ve en önemlisi de yaşadığım şehir değişmişti.Annemle farklı yerlerde yaşasak bile onunla aynı ülkede yaşamak beni ufak da olsa rahatlatıyordu.Yakın zamanda bu karşılaşmaların azalacağından emindim.Çünkü eve en yakın olan bir lise de okula başlaya bilmek için babamla konuşacaktım.Tekrar korku dolu anlardan birini yaşıyordum.Babam oturma odasında bulunan kocaman yemek masasındaki şahşahlı sandalyesinde oturmuş,bir yandan kahvaltısını yapıyor.Bir yandan gazetesini okuyordu.Ürkek ürkek karşısındaki sandalyeyi çekip oturdum.Tabağıma birkaç tane zeytin ve iki tane domates koydum.Babam benim geldiğimi yeni fark etmişti.Başını kaldırıp gülümsedikten sonra "Günaydın"dedi.Başımı kaldırdım.Gülmek için kendimi zorladım.Gözlerimi gözlerinden kaçırarak "Günüydın."dedim.Okul konusunu açmak için başımı tabağımdan kaldırdım."Baba sana birşey sorucağım."Babam gözlerini gözlerime dikti."Tabi kızım sorabilirsin."dedi.Şaşırmıştı galiba uzun zamandan sonra ilk defa ona baba demiştim.Bu yüzden ne söyleyeceğimi can kulağıyla dinliyordu.Ona sahte bir tebessümle baktıktan sonra söylemeye başladım."Baba ben şey...okula ne zaman başlayacağım diye sorucaktım."Babam bana bakınca içime adını koyamadığım bir ürperdi geldi.Ama benden böyle bir şey beklemiyor olacaktı ki kahkahalarla bana bakıyordu.Boğazını temizledi.Gözlerinin içi parlıyordu sanki."Canım kızım bir tanem ne zaman istersen o zaman okula başlaya bilirsin.Hatta seninle beraber bugün kolej bakalım.Hangisini beğenirsen oraya kaydını yaparız.Olur mu canım benim?"dedi.Onun parasıyla okumak istemiyordum.Bir de okuduğum okulda hakimiyet kurmasını istemiyordum.Bu yüzden "Hayır baba ben kolejde okumak istemiyorum.Ben normal bir lisede okumak istiyorum.Lütfen kaydımı eve en yakın liseye yaptır."dedim.Sesim ince,masum ve çekingen çıkmıştı. Babamın yüzündeki tebessüm yerini korku ve endişeye bırakmıştı.Gözlerinde ki parlama hala devam ediyordu.Derin bir iç çekip "Bir sorun yok değil mi bebeğim?"dedi.Rahatlaması için gülümsedim ve "hayır baba sorun yok sadece İspanya'da her zaman kolejde okudum.Farklılık olsun diye burada normal lisede okumak istiyorum.Eğer senin için bir sorun yoksa?"dedim.Babam rahatlamış gibi bana bakarken "Sen mutlu olacaksan benim için de sorun yok demektir canım.Nasıl istersen öyle olsun."dedi.Ağzına bir zeytin attıp yuttuktun sonra sözlerine devam etti."Kızım kahvaltını yaptıktan sonra hazırlan seninle iki sokak aşağıdaki okula gidelim."dedi.Onun sözlerini duyduktan sonra hemen hazırlanmak için ayağı kalkıp sandalyemi geri çektim.Babam dönerek "Tamam.Hemen hazırlanıyorum.Hazırlanınca sana haber veririm."deyip konuşmasına izin bile vermeden kapıya doğru koşmaya başladım.Çok mutluydum babam dediğim cani adamın parasıyla okumayacaktım.Odama vardığımda kapıyı hızla açıp kendimi yatağıma attım.Odam çok büyüktü.Ben Fenerbahçe taraftarı olduğum için yatak örtümün sarı-lacivert olmasını istemiştim.Duvarlarım lila rengiydi.Çalışma masam çok büyük ve o da lila rengiydi.Dolaplarım sekiz kapılıydı.Duvarlarımda k-pop yıldızlarının posterleri asılıydı.Kore'lilere karşı benim de kendime hayret ettiğim garip bir ilgim vardı.Posterlerin yanında bir makyaj masam vardı.O da birçok eşyam gibi lila renkliydi.

Babamın üzerimde hakimiyet kurumayacağı okulumu merak ettiğim için hemen hazırlanmaya başladım.Dolabımın kapağını açtım ve ne giysem acaba diye düşünmeye başladım."Ha buldum."deyip.Elimi askıya uzattım.Askıdan ince sarı askılı bir tişört çıkardım.Altına giymek içinde siyah kısa kot bir şort çıkardım.Giyindikten sonra makyaj masama oturdum.Abartıya kaçmamak için gözlerimin rengiyle aynı olan mavi bir göz kalemi yaptım.Elmacık kemiğimin belirgenleşmesi için hafif bir allık sürdüm.Dudaklarımın fazla ağır olmaması adına pek belli etmeyecek pembe bir ruj sürdükten sonra güzel olduğuma karar verdim ve ayağa kalktım.Beyaz ve siyah benekleri olan konverslerimi de giydim.Çantamı,arabamın anahtarını alıp odadan dışarı atım kendimi.Babamla aynı arabada olmak istemediğimden kendi arabamın anahtarını aldım.Psikolojim bozulduğundan okula bir yıl gitmemiştim.Bu yüzden ehliyet almak için yaşım tutuyordu.

Babama haber vermeye giderken yardımcımız Hatice ablayı gördüm.Nazik bir şekilde "Hatice abla babama hazır olduğumu haber verir misin?"dedim.Hatice abla bana gülümsedi ve"Tabi Melisa Hanım emriniz olur."dedi.Yanımdan uzaklaşırken biraz daha az konuşacağım için babamla derin bir nefes aldım ve aşağı çıkış kapısına kadar yürüdüm.Kapıyı açtıktan sonra dışarı çıktım.Aradan 5 dakika geçmeden babamı kapıdan çıkarken gördüm.Siyah güneş gözlüklerini çıkardı.Bana doğru yürürken baştan aşağı beni süzdü.Yanıma geldiğinde "Kızım çok güzel olmuşsun.Annene çok benziyorsun."deiği anda gözlerinin dolduğunu gördüm.Bir an herşeyi unutup ona sarıldım.İşte o zaman yıllarca annemi ağlatan bir adama sarıldığım için bedenim ruhuma küsmüştü sanki.Galiba babam herşey için pişmanlık duyuyordu.Çünkü birkaç defa babamın annemin fotoğrafına bakıp ağladığını görmüştüm.Babamın anneme yaptıkları gözümün önünde canlanınca kendime geldim.Hemen kendimi geri çektim.Babam ağladığını göstermemek için arkasını döndü.Boğazımı temizledim."Baba sen yanına şoförünü al ben kendi arabamla gelirim."dedim.Konuştuğum sırada babam bana kızarmış ela gözleriyle bakıyordu.Başını salladı onaylarmışcasına.Arbanın anahtarıyla kırmızı,spor lamborhgini arabamın kapılarını açtım ve arabaya bindim.Arabanın motorunu çalıştırdım ve babamın arabasını takip ettim.Okula vardığımızda kalbim göğüs kafesime sığmıyordu sanki.

***SEVGİLİ OKUYUCULARIM,BU YAZDIĞIM HİKAYEMİ PAYLAŞTIĞIM ZAMAN DAHA 13 YAŞIMDAYIM.TEK TEMENNİM BU YAŞIMDA YAZDIĞIM HİKAYEMİ BEĞENMENİ.EĞER YANLIŞ BİR ŞEY YAZARSAM YORUMLAR ve VOTELERLE BİLDİRMENİZ.SİZLERİ SEVİYORUM***

Yeni Lise Yeni Ülke Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin