Hayat o kadr çok acımasızdır ki, hiç kimseye istediği bir şeyi tam anlamıyla asla vermez.
Bazı insanlar kuran, bazı insanlar ise yaşayan olur bu hayatta. Tıpkı hayali kuran insanın yaşayamadığı, yaşayan insanın da asla hayal kuramayacağı gibi. İşte dünya bu kadar adil bir yer!!!!
Ama ben! Ben iki taraftan da değilim. Neden diye sorar iseniz; ben nedenler arkasına saklanan, amalarda hayat bulan, yalnızlığıyla nefes alamayan ama nefes almaya mecbur bırakılışım VİRA, bir o kadar da taşlaşmış kalbini nefretiyle sulayan, attığı adımlarla yeri sarsan, korkusuz bakışlara sahip, acımasız KARACA'yım.
İnsanlara olan nefretim, kendime olan nefretimle yan yana gelince, nefretim, öfkem, sinirim, dünyayı yakıp yıkmaya eş değer. İnsanlara verdiğim değerin onda birini kendime layık görmüyorum bile.
Kısacası bir kimlikte iki insan diyebiliriz. Neyin, ne zaman, nerede, nasıl olduğu hiç bir şey ifade etmiyor benim için. Çünkü her ikisi de benim!Tek fark iki hayatı da aynı insanın yani benim yaşıyor olmam.Nasıl ki kafestekilerin Vira'dan haberi yok ise, kafes haricindekilerin de Karaca'dan haberi yok. Çünkü ben öyle olsun ist— sol tarafımdan gelen sert yumrukla başım sağa doğru savruldu. Etraftaki insanların sesleri yumrukla birlikte biraz daha artmıştı.
Ağzıma gelen kan tadıyla yavaşça başımı kaldırdım.
Dudağım patlamıştı, aptal kız! işte bunu yapmicaktın. Ağzımdaki kanı yere tükürdükten sonra yüzüme acımasız bir gülüş yerleştirip kıza baktım.Kız bakışlarımdan memnun olmamasının yanında gözlerine yerleşen korku dalgalarıyla bir iki adım geriye sendeledi. Kızın anlık şaşkınlığından faydalanarak sert yumruğumu suratının ortasına geçirdim. Onca gürültü olsada kulağıma gelen sesle ister istemez yüzümdeki acımasız gülüş dahada bir keyifle büyüdü. Kızın burnunu kırmıştım, hemde tek yumrukla!
Eğer kafesten sağlam çıkabilirse başarılı bir estetik doktoruna ihtiyacı olacaktı. Aslında iyi yapmıştım, doktorun da paraya ihtiyacı vardı. Burnunda akan kanı engellemek için kafasını öne doğru eğmişti ki karnına tekme atıp yere düşmesini sağladım. Darbelerim beklemediği yerlerden geldiği için kendisini savunmuyor bile yazık. Acı içinde yerde kıvranırken karnına ard arda tekme geçirdim.
Çıkışta bu hakemi de dövsem çok iyi olacak aslında, ya abi insan hevesi kursağında bırakılır mı hiç? Tam moda girdim diyorum adam dövüşü bitiyor. Haksızlık ama bu! Adam akıllı insan dövmeme bile izin vermiyorlar.
Ama bende Karacaysam hakemin yanına bırakmazdım bunu.Hakeme yaklaşıp yakasından tuttuğum gibi kendime çekip kafa attım. Kafesin etrafındakş insanlar bunu yapmamı beklemiyor olmamılar ki bikaç saniye sessiz kaldılar. Kızın üstüne tükürüp, maça başlamadan önce yere fırlattığım hırkamı yerden alıp hızlıca üstüme geçirdim. Tabi göz ucuyla da hakeme bakmayı ihmal etmedim burnunu tutmuş bişeyler mırıldanıyordu.
Seri adımlarla kafesten çıkarken kıza doğru telaşla koşan sağlık ekibine kaydı gözüm. Kızın acı içinde yerde kıvranışı gözümün önünden geçerken sinsice gülmeye devam ettim. Neredeyse koşar hale gelen adımlarımla saçlarımın arasından insanlara bakmayı ihmal etmedim. Etrafdaki kalabalık hep bir ağızdan 'KARACA' diye adımı bağırıyorlardı. Tabi aralarında tek tük de olsa aptallık yapıp o kıza bahis yatıranlar, isyan ederken kulağımı dolduran sesi büyük bir zevkle dinledim.
Hepsi aptaldı aslında. Kafese girdiğim günden beri bir kişi bile yere düşürememişken o kıza yenileceğimi düşünüp bahis yatıranlar, kazanacağımı bildikleri halde kazanamayacakmışım gibi muamele gösterenlerde. Karanlık koridora adım atarken içimde bir yerlere sakladığım Vira 'yaşasın Karaca' diye çığlık atmak isterken 'şimdi değil' diyerek susturdum onu.
Acımasızlığımdan oda nasibini alırdı hep. Her maç sonu gittiğim yerin yoluna doğru yöneldi adımlarım. Bir gün sonum olacaktı orası biliyordum ama yapacak birşey de yoktu. En çokda bunu biliyordum.
_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_
İlk bölümle karşınızdayım umarım beğenirsiniz. 🌹(Karanlık gündüzün parlayan yıldızları)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yarı yol
Teen Fiction'Beni yalnızlığa siz sürüklediniz' diye bağırdı genç kız. Her ne kadar bağırsa da öfkesi dinmemişti. Karşısında ifadesizce kendisine bakan adama son bir kez bakıp kalbine vurdu. Bu vuruş kıza göre 'yardım et! Artık dayanamıyorum' demek...