Bilinçli Olarak {EPS.5}

107 17 1
                                    

Sonunda öğle arasına girdiğimizde beşimizde ayaklanıp sınıftan çıktık. Koridorda yürürken bütün gözler bizdeydi {her zamanki gibi :D}. Yemeklerimizi alıp boş bir masaya oturduk. Sırasıyla Huening Kai, SooBin ve ben yan yana otururken TaeHyun ve BeomGyu karşımızda oturuyordu. BeomGyu tabağının yarısını çoktan TaeHyun'un tabağına doldurmuştu. TaeHyun da garip garip BeomGyu'nun suratına bakıyordu. Neden inkar ettiğini anlamıyorum cidden. Seviyor işte.

"Rahat olabilirsin."

Huening Kai'ın sessizliği bozmasıyla SooBin sol tarafına dönüp gülümsedi ve onaylayan bir mırıltı çıkardı.

"Aç ağzına aç aç kocaman aaaa"
"Ya istemiyorum, ben bebek miyim? Kendim yiyebilirim!"
"Ama sen benim küçük bebeğimsin. Aç ağzını hadi."

Sonunda TaeHyun dayanamayıp ağzını açtı. Açtığı gibi BeomGyu çocuğun ağzına tepeleme doldurduğu kaşığı tıkıverdi.

"YeonJun bunları yer misin? Benim soya fasulyesine alerjim var."
"Tabii."
"YeonJun sen ne zamandan beri soya fasulyesini seviyorsun lan."

Patavatsız BeomGyu her zamanki gibi doğruları söylüyordu. Ayı işte söylemese olmaz.

"Kes sesini ve yemeğini ye BeomGyu."

Huening Kai herkesten önce yemeğini bitirip karşısındaki TaeHyun ve BeomGyu çiftini izliyordu. SooBin ise yemeğini yarım bırakıp telefonunu eline almıştı. Bende tabağımdaki yeni bitirmiş suyumu içiyordum.

"Bende sizden olduğuma göre, numaralarınızı alabilir miyim?"
"Sen numaranı bana ver direk gruba alayım. Oradan kaydet hepimizi."
"Tamam."

'Choi SooBin' olarak kaydettiğimi gördüğünde bir an yüzüme baktı. Yeni tanıdığım birini nasıl kaydedebilirim Tanrı aşkına? Gruba eklediğimde ufak bir gülümseme yayıldı yüzüne.

Teker teker hepimizi kaydettiğinde sadece isimlerimizle ve yanında birer hayvan emojisiyle kaydetmişti. Anlaşılan bizimle yakın olmaya gerçekten hevesliydi.

"Hadi bahçede biraz turlayalım. Sonra ona okulu gezdiririz."
"Ama yemeğini bitirmedin TaeHyun!"

BeomGyu'nun ciddiyeti bir süre sonra bozulduğunda TaeHyun tabağın içine girecek kadar eğilip kalanları ağzına tıktı. Bu haline dördümüzde güldük. Tabağındakileri bitirip kafasını kaldırdığında yanakları patlayacak gibi duruyordu ve bu hali gerçekten çok komikti. Birkaç dakika sonra ağzındakilerin hepsini yutup konuştu.

"Bitirdiğime göre gidebiliriz artık."
"Suyunu da iç bakalım."
"Ama yete-"

Lafını bitirmesine izin vermeden ağzına suyu dolduran BeomGyu TaeHyun'a şişenin yarısını içirdiğinde rahatlamış ve zafer kazanmış kadar sevindi.

Bahçeye çıktığında Huening Kai, BeomGyu ve TarHyun önden yürürken biz SooBin'le biraz geride kalmıştık.

"Yakında değiştiririm."
"Neyi?"
"Choi SooBin'i değiştiririm. Daha yakın oluruz elbet. Her zaman o şekilde kalacak değil."
"Umarım çok uzun sürmez."

Cümlesini bitirdiğinde ikimizde birbirimize bakıyorduk. Öylece durmuş birbirimizin gözlerinin içine bakıyorduk.

"Bakışmaya sıranızda otururken devam edin."

Ortamıza geçip kollarımızdan sürüklemeye başlayan bu sefer Huening Kai'dı. İkimizde aniden çekiştirilmeye başladığımızdan tökezledik. Huening Kai sağ olsun birkaç saniye içinde diğerlerinin yanına vardık. BeomGyu her zamanki gibi TaeHyun'un koluna girmişti. Şu çocuğa sırnaşmaktan asla vazgeçmiyordu. Bu işe artık el atsam iyi olacaktı. Yoksa bu ikisinin çıkacakları yoktu. Eve gittiğim an bu işe el koyacağım, gına geldi.

"Bu kadar tur attığımız yetmez mi? Biraz da okulun içini görsem?"
"Tamam."
              
                             •••••••••••••••

Son dersteydik ve dersimiz rehberlikti. Sınıf hocamız olan Bay Min gelir birkaç dakika bir şeyler söyler sonra dersi bitirirdi. Sınıfın birkaç ineği hocanın gözüne girebilmek için en soru soruyorlardı. Diğerleri ya uyuyor ya telefonla uğraşıyor ya da arkadaşlarıyla sohbet ediyordu. Huening Kai kitap okuyor, BeomGyu kulaklığının bir tekini TaeHyun'un kulağına takmaya çalışıyordu. SooBin ne yapıyor diye kafamı çevirdiğimde bir kolunu sıraya uzatmış diğer kolunun dirseğini sıraya dayamış elini de çenesine dayamış bana bakıyordu. Bozuntuya vermeden tek kaşımı kaldırdığımda gülümsedi. İki yanağındaki gamzeleri gözlerimin önüne serildiğinde bir sağ yanağındakine bir sol yanağındakine baktım. O kadar güzeldiki gözlerim başka birine ya da başka herhangi bir şeye bakmak istemiyordu. Adeta gözlerim onda kenetli kalmıştı ve benden bağımsızlardı şu an. Sarhoş gibi hissediyordum kendimi. Kendime geldiğimde dudaklarımı yalayıp cam tarafına döndüm ve kafamı sıraya koydum. Anlık bir şekilde gözleri dudaklarıma kaydığında kalbim sanki mümkünmüş gibi daha hızlı atmaya başladı. Uyumaya çalışıyordum ama sanırım mümkün olmayacaktı. Kendimi zorlayıp sandalyeme daha rahat oturup gözlerimi yumdum.

Gözlerimi açtığımda karşımda beni izleyen bir çift göz görmeyi beklemiyordum. Uykulu gözlerimi birkaç kez kırpmam gülümsemesini sağladığında tebessüm ettim. Sıradan kalktığımda üzerimdeki ceket dikkatimi çekti. Soru soran gözlerimle ona baktığımda cevap vermekte gecikmedi.

"Camı açmak istediler, üşüme diye sırtına örttüm."
"Teşekkür ederim."
"Önemli değil."

Teşekkür ederken ceketini uzattım. Bilerek mi yaptı bilmiyorum ama ince ve uzun olan parmaklarını benimkilere değdirdiğinde gülümsedi. Bense o sırada dudaklarımı birbirine bastırdım. Yanlış anlayıp boş yere umutlanmak isteyeceğim en son şey bile değildi. O yüzden umarım, umarım bilinçli olarak dokunmuştur elime.

673 KELİME
Yine içime sinmeyen kısımları olan bölüm daha yazdım. Umarım sonraki bölümlerde düzelirim. Bu kitabımın okunmasını istiyorum çünkü içinde YeonBin var yani mdslxkwl sonunu bağlamakta zorluk çekiyorum ama ilerleyen bölümlerde böyle olmayacak emin olabilirsiniz ♥️ internetim bitti halamın internetine bağlanıp atıyorum bu bölümü  iyi okumalar 💜

𝐍𝐎𝐁𝐎𝐃𝐘 𝐊𝐍𝐎𝐖𝐒 ፧ 𝚈𝚎𝚘𝚗𝙱𝚒𝚗Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin