Dakikalar sonra zil çaldığında çoktan çantalarını toplayanlar ayaklanmış sınıfın hem ön hem arka kapısından çıkmaya başlamışlardı. Beşimiz sınıftan en son çıktığımızda koridorda yan yana yürüyorduk. Bütün havamızı bozan tabii ki BeomGyu'ydu. Çünkü her zamanki gibi TaeHyun'a yapışmış, şebek şebek hareketler yapıyordu. Bahçenin çıkışına geldiğimizde Bay Min arabasıyla kapının önüne yanaşıp açık camdan bize baktı.
"SooBin gelecek misin?"
"Sağ olun hocam, yürümek istiyorum."
"Tamam, dikkatli olun."Kapıdan çıktığımızda hepimizin evleri farklı yöndeydi. En azından SooBin bize katılmadan önce öyleydi.
Vedalaşıp ayrılırken BeomGyu TaeHyun'un yanağına ıslak bir öpücük bıraktı. TaeHyun sitem içinde bağırırken BeomGyu el sallayarak yoluna gitmeye başladı. Diğerleri de BeomGyu gibi evlerine doğru yürümeye başladıklarında SooBin ve ben hala yan yana yürüyorduk.
"Evine gitmeyi düşünmüyor musun?"
"Evime gidiyorum zaten."Başka bir şey söylemeden yürümeye devam ettiğimizde bir süre ikimizde konuşmadık.
"Bugün bize gelmek ister misin?"
Aniden sorduğu soruyla şok oldum. Bugün şoklara doyamadım nedense. İlk günden beni eve mi atmaya çalışıyor bu?
"Neden?"
"Yeni taşındığımız için hala yerleştiremediğim birkaç koli var. Hem biraz onları terleştiririz hemde annemle tanışırsın, arkadaşlarımla tanışmaya bayılır."
"Tamam, gidelim o zaman."Telefonumu çıkarıp anneme mesaj attım. Sonra en azından kısacık bir mesaj bile atmadığın için saatlerce söyleniyor.
Bizim evin önünden geçerken çöp atmaya çıkan annemle karşılaştığımızda durduk.
"Madem bizim evin önünden geçiyoruz, üstümü değiştireyim de öyle gidelim. Hem sende annemle tanışırsın."
"Tamam."Annemin yanına geldiğimizde bizi gördüğüne şaşırmış gibiydi.
"Hoşgeldiniz çocuklar."
"Hoşbulduk."
"YeonJun, gecikeceğini söylemiştin."
"SooBin'in evine gidiyorduk. Hazır bizim evin önünden geçiyoruz üstümü değiştireceğim."
"Yeni arkadaşın mı? Diğer çocuklarla kavga mı ettin yoksa YeonJun?"
"Hayır anne. Diğerleri evlerine gitti. SooBin de yeni arkadaşımız."
"Diğerlerini de çağırıp bizde otursanıza."
"Yeni taşındıkları için koli boşaltmasına yardım edeceğim."
"Köşedeki eve taşınan siz misiniz yoksa?"
"Evet efendim. 2 gün önce taşındık."
"Siz okuldayken annenle tanıştım. Çok iyi bir kadın. Sizin de arkadaş olmanız çok iyi oldu."
"Teşekkürler efendim."
"Hadi ven sizi tutmayayım. Değiştir üstünü de yardım et, bir an önce yerleşsinler oğlum."
"Tamam anne."Kısa konuşmamızın ardından eve girdik. SooBin salonda beni beklerken elimi yüzümü yıkayıp hemen odama geçtim. Nasıl olsa koli yerleştireceğiz, kot pantolon yerine siyah, bol eşofmanımı çıkarıp üstüne beyaz dar sayılabilecek bir tişört geçirdim. SooBin'i bekletmemek için oyalanmadan aşağı indim. Koktukta annemle yan yana oturmuş sohbet ediyorlardı. Annem gerçekten sevmişti onu. Diğer çocukları da severdi ama ona hemen kanının kaynadığını anlamak zor değildi. Yanlarına geldiğimde ayağa kalktılar ve bana bakarak güldüler. Annem kim bilir ne anlattı benim hakkımda.
Kapıdan çıktığımızda SooBin kapıdaki anneme eğilerek selam verdi. Bende el sallayıp SooBin'i takip etmeye başladım. Köşedeki eve yaklaştığımızda sessizliği yine o bozdu.
"Annen çok tatlı bi' kadınmış."
"Öyledir. Annenle tanışmaları da iyi olmuş."
"Evet. Annemi sevmesi beni çok mutlu etti."
"Beni de."Kapının önüne geldiğimizde birkaç basamağı çıktı ve çantasından çıkardığı anahtarı yuvasına sokup çevirdi. Kapıyı açtığında bana döndü.
"Gelsene. Ne bekliyorsun?"
Basamakları çıkıp kapıdan girdiğimde kapıyı arkamdan kapattı. Ayakkabılarımı çıkarıp kenara koydum.
"Anne, biz geldik."
"Siz mi? Ah, hoşgeldiniz."
"Hoşbulduk efendim."
"Arkadaşım YeonJun. Bugün annesi bize gelmiş, tanışmışsınız."
"Bayan Kim senin annen mi? Annene çok benziyorsun."
"Evet efendim, teşekkürler."
"SooBin, keşke haber verseydin. Size yiyecek bir şeyler hazırlardım."
"Önemli değil anne. Kolilerimi boşaltmama yardım edecek YeonJun."
"Aç aç uğraşmayın. Gelin size bir şeyler hazırlayayım."
"Anne ben önce üstümü değiştireyim."
"Tamam çabuk ol bekletme YeonJun'u."SooBin koşar adımlarla yukarı kata çıktığında annesi yanıma gelip omzuma elini koydu. Beraber mutfağa geçtiğimizde beni kahverengi masanın etrafındaki sandalyelerden birine oturttu. Buzdolabının önüne geçtiğinde fazla beklemeden birkaç saklama kabı çıkardı. Bir tencere daha çıkarıp ocağa koydu ve içindekini ısıtmaya başladı. Sofrayı tamamen hazırladığında SooBin merdivenlerden indi. Mutfağa girdiğinde tamamen benimle aynı giyinmişti. Annesi bir bana bir de ona bakıp gülerek konuştu.
"İkiz çocuklar gibi oldunuz."
Gerçekten öyle gözüküyorduk. Masada karşıma oturup gamzelerini göstererek gülümsedi. Annesi ocaktaki tencereyi alıp sofraya koyduğunda yemekleri bitirmemizi söyleyip bizi yalnız bıraktı.
"İkiz kardeş gibi değil de çift gibi görünürüz sanmıştım."
Yediğim lokma boğazımda beni öldürmek üzereyken gülmeyi bırakıp sırtıma vurdu. Aniden söylediği şeyle bugünkü kaçıncı şokumu yaşadığımı düşündüm. Böyle düşündüğüne göre gerçekten amacı beni eve atmaktı. Tanrım sen beni koru.
"Neden bu kadar şaşırdın? Ölüyordun neredeyse."
"Asıl sen neden öyle söyledin? Ölüyordum neredeyse!"
"Neden kızdınki, düşündüğüm şeyi söyledim."
"Dürüst ol, asıl amacın koli yerleştirmek değilde beni eve atmak mı?"Bütün evi inletecek şekilde kahkaha attığında ciddi sorduğum soruya cevap vermesini bekledim.
"Tabii ki hayır. Ama o zamanlarda gelir, neden olmasın."
Cümlesini bitirip ısınmış yemekten kasesine aldı. O güzel güzel yemeğini yerken ben onu izliyordum. Bu şoku atlatmam biraz uzun sürecek gibi. Yemek yemediğimi farkettiğinde kafasını önündeki kaseden kaldırdı ve bana baktı. Ağzım açık ona baktığımda güldü ve sıcak yemekten benim kaseme de koydu.
"BeomGyu gibi sana yemek yedirmemi mi istiyorsun yoksa?"
754 KELİME
Bu bölüm uzun olduğu için ikiye böldüm ikinci bölümü birkaç saat içinde atmayı düşünüyorum. İyi okumalar. 💜🦊🐰🐿🐧🐻💜