Bölüm 1

34 1 0
                                    

Arkadaşlar hikayeye yeni başladım votelerinizi esirgemeyin. Yanlışlar varsa şimdiden özür dilerim. İyi okumalar :) 

“asya nereye daldın yine” dedi ayaz.

‘eve gidip film izlemek istiyorum’ 

“hiç sadece sıkıldım” diyebilmiştim. Çünkü şuan konuşmak bile fazlasıyla zor geliyordu.

Normalde okulda yani bizim okulda sevgililer hariç kızlarla kızlar erkeklerle erkekler otururdu. Ama ben normal değilim ltfn. 

Ayaz benim ilk okul arkadaşım ve lise üçe kadar hiç ayrılmadık. Bu yüzden beraber oturur beraber takılırdık. Hoş onun çok yakışıklı arkadaşları da vardı ama ben onlarla takılamazdım, o konu çok ayrı tabi.

“aç telefonunu oyun oyna o zaman”  dedi ayaz. 

Allah Allah akıllı mısın sen oynıcak olsam oynardım zaten hayır yani niye oyun belki ben başka bir şey yapıcam ta ta ta öldün çıks. 

“canım mesajlaşmak istiyor belki ayaz niye oyun açıklasana biraz” dedim kulağına eğilerek. 

“tamam kızım mesajlaşıcaksan mesaj at ben cevap vermem diyor muyum” dedi göz kırparak.

Tamam ayaz ciddi anlamda tatlı çocuktu. Ama hiç bir zaman birbirimize arkadaşlık dışında başka duygular beslememiştik. En azından ben. Bu benim açımdan iyi bir şeydi çünkü ayaz benim tüm kezbanlıklarımı görmüştü. 

“sen akıllı mısın yavrum” dedim ama yinede telefonumu çantamdan çıkarıp ayaza mesaj attım. Onunla şımarmak hoşuma gidiyordu öyle diyelim. 

Biz böyle mesajlaşırken zil çaldı ve ayaz apar topar sınıftan çıktı.

“nereye yaağğ” desemde beni tınlamamış gitmişti. Bitch. ‘önemli bir durum olsaydı söylerdi’ diyip başımı sıraya koydum. Tam gözlerimi kapayıp tatlı bir uyku çekecekken biri omzuma dokundu. Kafamı kaldırıp kısık gözlerle karşımdaki çocuğa baktım.

Bu çocuğu daha önce hiç görmemiştim. Ama ayaz kadar olmasa da tatlıydı. Ayaza nazaran daha açık kahve gözleri, açık kumrak saçları ve kaslı bir vücudu vardı. 

“asya sen misin?” dedi endişeli bir sesle. Hayır yani çocuk beş dakikadır karşımda ve ben onun neden soluk soluğa olduğunu sorgulamamıştım. İlginç. 

“ ayaz koridorda biriyle tartışıyor ve karşısındaki çocuk senin adını verip istersen sor dedi. Ayaz da seni çağırmam için beni yolladı.” Tek nefeste bunları söyleyebildiğine inanamıyorum.

Önce şaşkınlığı üzerimden atıp sonra hızlıca sıramdan ve koridora doğru ilerledim. Ayazın yanına gittiğimde çenesi sinirle kasılmış. Ruhsuz bir şekilde benim gelmemi izliyordu. Tamam kabul korktum. 

Yanındaki çocuk- bir saniye ben bu çocuğu tanıyorum. Sılayla kafede otururken yanımıza gelmiş numaramı istemişti. Bende onu tersleyip yollamıştım. Ama bununla kalmamış kafeden sonra peşime takılmıştı. Ama ayazla arasındaki konu neydi. 

“asya” dedi ayaz soğuk bir sesle.

“efendim”

“bu çocuk seninle takıldığını güzel vakit geçirdiğinizi söylüyor. Doğru mu?” doğru değildi. Bir saniye ayaz benim için mi kavga etmişti .canım yaa.

Yumruklarını sıkışından sinirinin şiddetini ölçebiliyordum. Ama bu erkek kezbanıyla aramızda hiç bir şey olmamıştı. Beni nasıl böyle bir şeyle suçlayabilirdi. 

“gerçekten sana bunlarımı dedi ayaz” dedim çocuğu süzerek. 

“bak ayaz birincisi bu çocuk biz sılayla kafede otururken yanımıza geldi numaramı istedi. Vermedim. O da yetmezmiş gibi kafeden çıkınca beni takip etti. Bunların güzel zamanlar olduğunu düşünmüyorum” dedim. bende sinirleniyordum. 

“emin misin” ayaz söylüyordu bunu ya ayaz. 

“bir de beni sorguluyor musun ayaz. Çok güzel. Devam et böyle. Birazdan birbirinize kahve ısmarlayıp beni çekiştirirsiniz ha” dedim tıslayarak. Etraftaki herkes bizi izliyordu ama umrumda değildi. 

“asya bak-“ cümlesini tamamlamasına izin vermeden koşarak kızlar tuvaletine gittim. Kapıyı hızla çarpıp ağlamaya başladım. 12 yıllık arkadaşım bana böyle davranıyordu. Üstelik ona hiç bir zaman yalan söylemediğimi bildiği halde. Başkasına inanıp bana kızması yoruyordu beni artık. 

Tuvaletin kapısı gürültüyle açıldığında ağlamaktan önümü bile göremediğim için bakmamıştım bile. Ayak sesleri yanımda durduğumda kafamı çevirip içeri girene baktım. Ayazdı bu beni kendine çevirdi ve gözleri gözlerimi buldu. Kumral saçları hafiften dağılmış. Gözleri daha bir belirginleşmişti. 

Hiç bir şey söylemeden beni kollarının arasına aldı. Biri bizi bu halde görse yanlış anlardı. Hele ayazın burada oluşu tam bir sıkandaldı. Olduğum yerde kıpırdanıp kollarından kurtulmaya çalıştım ama beni kendine çekip vücuduna sıkıca bastırdı. 

“bırak” dedim kısık bir sesle. Kaslarının her bir zerresini hissediyordum. 

“özür dilerim asya seni sorgulamamalıydım.” Dedi sesi titriyordu. Hiç bir şey söylemeden yine kurtulmaya çalıştım ama başarısız. ‘bırak beni kahrolası!’

“her zaman aynı şeyi yapıyorum farkındayım ama içimde hep seni koruma ve paylaşamama duygusu var. Yaklaşık on iki yıldır tanışıyoruz. Sana birinin zarar vermesi veya rahatsız etmesi beni daha çok rahatsız ediyor.” Sesi gayet otoriter çıkmıştı. 

“ayaz” dedim. sesim kısık çıkmıştı. Göğsünden ittirip gözlerine baktım. 

“ayaz ben kendimi koruyabilirim” dedim ciddi bir sesle. 

“evet o yüzden seni üç kez karanlık sokakta bir serserinin elinden almıştım. O yüzden seni defalarca ezilmekten kurtarıp köpeklere karşı kalkan olmuştum. Haklısın ada” alayla güldü ama haklıydı. Bir şey demeden uzun uzun gözlerine baktım. 

“affettin mi benii” şirin şey yaa. Daha az önce kahramanlık hikayesini anlatırken affetmiştim de neysse. 

“affettim” dedim. 

“hadi okuldan çıkalım yoksa üzerimize kitleyecekler.” Dedi. Ne zaman çıkış saati gelmişti yahu. 

Hızla sınıftan çantamı aldım. Çıktığımda ayaz duvara yaslanmış beni bekliyordu. 

“hadi sinemaya gidelim.” Dedi ayaz. Sevimli piç. Beni mutlu edecek şeyleri nasılda biliyor. 

“evet evet” diye çığlık atıp ayazın yanağına bir öpücük kondurdum. 

Hayat arkadaşımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin