16

635 63 32
                                    


"Saçım şekil önümden çekil."

Yarım saattir ayna karşısında saçlarımla uğraşırken artık delirmiştim ve aynaya karşı bu şarkıyı söylemeye başlamıştım.

Kafamı sağa çevirip aynadaki yansımama baktım. Tamam sağdan yakışıklı gözüküyordum, sol tarafa doğru çevirirken tekrardan yan gözle yüzüme baktım. Tamam sol taraftan da yakışıklı gözüküyordum. Memnuniyetle sırıtırken aynayı iki elimle de tuttum,

"SAÇIM ŞEKİL ÖNÜMDEN ÇEKİL ULAN"

Birden bağırmamla abarttığımın farkındaydım bu yüzden çenemi kapatıp annemin odaya gelmediğinden emin oldum. Evet her şey hazırdı yarım saatlik uğraştığım saç her ne kadar sadece virgül şeklinde yapmak olsa da sorun yoktu hayır hayır en iyisiydim.

Saate baktığımda buluşmaya daha birkaç saat olduğunu gördüm, o saate kadar oyalanmam gerekiyordu. Aynanın karşısında geri geri giderken belli bir mesafede durdum ve yürüyüş tarzıma baktım. İlk başta ellerimi ceplerime sokarken aylak aylak yürüdüm ve aynaya yaklaştım,

"Hey, sen Sehun olmalısın? Ben Jongin, hadi adamım içkileri sen mi ısmarlıyorsun ben mi?"

Hayır hayır ben böyle bir insan değildim ve bu da Amerikan filmi değildi.

Tekrardan aynanın karşısında geri geri giderken aynı mesafeyi bıraktım ve bu sefer ellerimi iki yanıma koyarak yürümeye başladım. Aynanın önüne geldiğimde durdum ve yüzüme tatlı bir gülümseme yerleştirdim,

"Sehuuuniieee~Ben Jongin, ders çalışacağımız için çok mutluyumm~~İyi anlaşalım~"

Yüzümü anında ekşitirken bozulmaması için saçlarımı tekrar düzelttim, "Bunlar ne değişik hareketler ya koca adamız düştüğümüz duruma bak."

Bu sefer son diyerek tekrar ayna karşısında yürürken yüzüme sert bir ifade koydum, "Bana bak Ceyhun musun nesin adam gibi beni dinleyip ders çalışacaksın o sınavı da kazanacaksın başlatma cururu ve şüş'ü izlemeye adamı hasta etme hadi başlayalım."

Yüzüm tekrar eski haline dönerken "Ne yapıyorum ben ya..." diye sızlandım "şu hareketlere bak." En sonunda odada daha fazla saçmalamamak için salona gitmeye karar verdim ve koltukta hiçbir şey yapmadan oturmaya başladım. Zaten evden çıkmama 10 dakika kalmıştı.

Sehun'un yüzünü biliyordum ama bu ilk kanlı canlı görüşüm olacaktı. Şimdi, heyecanlı değilim bahanelerine hiç gerek yoktu çünkü bal gibi de heyecanlıydım. Ses tonunu, konuşurken oluşan mimiklerini hepsini çok fazla merak ediyordum. Bakalım neler olacaktı. Düşüncelerime son verip ayaklanırken mutfakta olan anneme "ben çıkıyorum." diye bağırdım. Aynı şekilde annem de mutfaktan "Çöpleri al." diye bağırırken sinirle ayaklarımı yere vurarak mutfağa doğru gittim. Gelmişiz 20 yaşına olmuşuz koca delikanlı hâla çöp atma derdimiz var. Hayır yani anneme karşı isyanımdan değil ama bizim de kendimize göre bir karizmamız var yani.

Annem elime çöpleri tutuştururken, "Geç kalma tamam mı minik kuşum." Minik kuş evet ben minik kuştum. "Tamam anne geç kalmam." annemin ateş çıkartacakmış gibi bakan gözlerini görünce sessizce cevapladım.
Evet her ne kadar içimden erkek adamız laflarını atsamda, annemin bir bakışına kedi gibi siniyordum.

Son kez kapının önündeki aynaya bakarken, yüzümdeki heyecandan dolayı olan aptal sırıtışa baktım. Bak ya hareketlere bak sanki nereye gidiyor da heyecanlanıyor. Bir de üstüne sırıtıyorsun. Alt tarafı Sehun'la görüşeceksin. Kendime sinirlenip aynaya karşı orta parmağımı kaldırırken "Al sana jongin." dedim ve kapıyı kapatarak sonunda evden çıktım.

mor botlu cururu ve şüş | sekai    Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin