* Prolog *

240 36 24
                                    

“Aşksız bir hayat ölümden farksızdır. Bunu sen söyledin bana ! Şimdi gidiyorsun öyle mi ?”  diye bağıran kızın sesi sonlara doğru ağlamaklı bir ton almıştı.

“Gitmiyorum. Biraz zamana ihtiyacım var.”  Çocuğun yüzü gideceği yere, sırtı ise kıza dönük bir biçimdeyken kurmuştu bu cümleyi. Gözlerine bakamazdı kızın. Baksaydı bu kadar soğukkanlı olamayacağının farkındaydı.

Kız son bir umutla konuştu. Belki vaz geçerdi gitmekten. Bırakmazdı.

“ Gerçekten bunu yapacak mısın? Hecelerini de götürüp gidecek misin ? İyi heceler olmadan nasıl ...”

Gözyaşlarına boğulan kızın sözleri yarımm kaldı. Daha fazla devam edemediğinde çocuk şah damarını oynatacak büyüklükte yutkundu. Yumruklarını sıktı. Onun bu hale gelmesine dayanamazdı. Derin bir nefes alıp verdi ve kendisiyle savaşarak kurdu az sonra söyleyeceği cümleyi.

“Buraya gel “ dedi çocuk sakince.

Hıçkırıklara boğulmuş kız , gözünü elinin tersiyle silerken “Ne anlamadım” dedi şaşkınca.

Kafasını sağa sola doğru oynattı çocuk. Ne zaman doğru anlamıştı ki zaten. Arkasını döndü. Kızla göz göze geldiler. Kızın yuvarlak gözleri ağlamaktan boncuk boncuk olmuş ve sulanmışlardı.
Kızaran burnuyla çocuğun içini eriten bir şirinlik almıştı yüzü.

Çocuk kollarını iki yana açtığında            

“ Şimdi anladın mı salak kız? “ demişti bilmiş gülümsemesiyle.

Kızın ağlamaktan sulanmış gözleri iri iri açılıp, yüzüne minik bir gülümseme geldiğinde açılan kollara bırakmıştı kendini.

Çocuk kıza sımsıkı sarılıp , bir eliyle kızın sırtında ileri geri yatıştırıcı hareketlerini yaparken
“Şss tamam geçti” diyordu güzel ses tonuyla.

Biraz rahatlayan ama korkusu geçmeyen kız titrek sesiyle bir istekte bulundu çocuktan.

“Bana söz verir misin ? Beni bırakma”

“ Sen benim iyi hecelerimsin. Seni bırakmam kolay değil güzelim. Zaman ver biraz. “

“Ama sen...

“Şss. Ben dönene kadar Hoş kal “

İYİ HECELER Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin