Bölüm 1 : GİZEMLİ

210 27 32
                                    


“Kutuplarda ayı avcıları buzların içine jilet kadar keskin bir baltayı yerleştirir, keskin tarafın üzerine biraz kan sürerlermiş. Bunu bilmeyen ayı gelip kanı yalarken kendi dili kesilirmiş. Ama kanın tadından dilinin acısını fark edemez, kendi kanını yalamaya başlarmış. Damarlarındaki kan tükenince olduğu yere yığılırmış. Avcıda gelip derisini yüzermiş. Avcılar ayıları kurşunla vururlarsa ayının postu delinir ve bu yüzden çok para etmeyeceği için bu yolu denerlermiş.
Şimdi o kan tadını kendi dilimde hisseder gibiyim.Bu bilgiyi öğrenince anladım dilim yıllardır kesikmiş benim... Yıllardır ben de kendi dilimden akan kanı emip duruyormuşum...
Başlarda gücümün tükendiğini, kan kaybettiğimi fark etmiyordum. Ama artık ediyorum. Kanım tükeniyor ne zamandır. Böyle giderse yere yığılmam ve birilerinin gelip derimi yüzmesi yakındır...
Yıllardır kendi kanımı emmekten bu hayatta kabul gören her şeye meydan okuyacak cesareti bir türlü bulamadım kendimde... Oysa kurtuluşum bu cesareti bulmamdan geçiyordu...
Bu cesareti bulamadığım için çareyi kendi kanımı emmekte bulmuştum. Tükeneceğimi bile bile...
Dilimi kesen o keskin bıçağın ne olduğunu anlamaya kalkışmadığım için... “

Cezmi Ersöz’ün Dilimdeki Kesik yazısını okuyordu Murat Durukan. Çünkü severdi böyle yazılar okumayı. Devam etmek isterken toplantı saatinin geldiğini fark etti. Geç kalmaktan hoşlanmazdı. Kot pantolunun üzerine gri bir tişört giyindi ve tişörte uyumlu gömleğini seçip çıktı evden.

Sivil Toplum Örgütünde ikinci yılındaydı Murat. Bugün dönemin açılış toplantısı olacaktı ve elbette yeni yüzler katılacaktı. Yeni üyeler ve dolayısıyla yeni başlangıçlar...

Bu ilk toplantılar her zaman kalabalık olurdu. Bir çok amaç vardı yeni simalar için çünkü. Gerçekten topluma faydalı olmak isteyenler, çekingenlikten kurtulmayı umut edenler, ortam arayışında olanlar, kızlara ya da erkeklere bakmaya gelenler, kendini kanıtlamak isteyenler... Amaçlar saymakla bitmeyecek kadar çoktu.

Murat tüm bunları tecrübe etmiş ve her şeyin farkında olan gözlem yeteneği yüksek birisiydi. Gereksiz konuşmaz ve kendini ortaya atmaktan hoşlanmazdı. İşleyişe ne kadar hakim olsa da liderlik taslamayacak yalnızca soru sorulduğunda konuşacaktı.

Murat Durukan ; sıcak , kibar , centilmen ve doğaldı. Dışarıdan bakıldığında fark edilen bu özellikleri dışında çok daha farklı yanları olsa da bunları bilmeniz mümkün değildi. Çünkü göstermez , kendi özelliklerini saklardı. Onun lakaplarından birisiydi bu. “Gizemli”

Gizemliyi herkes tanırdı. Bilinen biri olduğunu söylemek yanlış olmazdı doğrusu. Ama gizemlinin izin verdiği ölçüde bilinen kısmını unutmayalım. Onun derinliklerini görmek ise herkese nasip olacak bir şans değildi.

Murat yolda yürürken aklına Nazlı geldi. Bir hafta önce otogarda tanışmışlardı.

* 1 hafta önce ; Samsun otogarı* :

Nazlı heyecandan tüm gece uyuyamıştı otobüste. Bu onun hayatında bir ilkti. İlk defa tek başına hiç bilmediği bir şehirde kimsenin yönlendirmesi olmadan yolunu bulacak ve burada üniversite okuyacaktı.

Sabah 9 da otobüs Samsun otogarına geldiğinde Nazlı kalbinin atışını hissetti.

Tık - tık.

Çok hızlı atan bir kalp.

Elini kalbinin üstüne koydu.

“Sakin ol Nazlı”  dedi içinden ve yüzüne her zaman yerleştirdiği gülümsemesiyle ayağa kalktı. Oturmaktan bacakları biraz uyuşmuştu. Birkaç esneme hareketi yaptı. Açık kumral saçlarını bileğindeki tokasıyla topladı. Çantasını takıp otobüsten çıktığında vücudu ürperdi. Eylül ayı olmasına rağmen sabahları serin oluyordu Samsun’da anlaşılan.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 20, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

İYİ HECELER Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin