A "Mudblood" of "Slytherin""

-Vaftiz Babam-

*Medya: Minik Severus

Andromeda ismi de bir takımyıldızından gelmekteymiş. Bu ismin hikâyesi ise Yunan mitolojisine dayanmaktaymış. Annesi Cassiopeia'nın fazla böbürlenmesi sonrası ilahi bir ceza olarak bir deniz canavarına kurban verilmek üzere bir kayaya zincirlenen fakat Perseus tarafından kurtarılıp daha sonra onunla evlenen bir prensesin adıymış Andromeda. (Türkçe karşılığı Zincire Vurulmuş Prenses) Ne kadar da uyumluydu teyzemle adı. Ailesine karşı gelerek zincirlerini koparmıştı orası ayrı tabii... Tabii Andromeda teyzemden de bir sürü fotoğraf almıştım. Aile albümüm genişliyordu.

...

2 hafta Black kadınlarıyla geçirdikten sonra vaftiz babamın yanına gitmek biraz ilginç olacaktı...

————————————————————

Teyzemlerdeki 2 haftadan sonra Severus Snape ile kalmak 3 tane Hogwarts okumak gibiydi... Neden mi? Çünkü sabah erken kalkmak zorunluydu, geçen sene gördüğüm tüm derslerden daha ilk hafta quiz yapılmıştım, eksiklerim başıma kakılarak telafi edilmişti ve bir sonraki senenin konularına geçmiştik. "Neden bu kadar acımasız eğitim almak zorundayım?"diye isyan ettim "Emin ol, Voldemort daha acımasız olacak, Andy."dedi bıkmış şekilde. Her gün kahvaltıdan sonra sihir tarihini çalışıyorduk o bitince düello yapıyorduk, o bitince biçim değiştirme ve tılsım çalışıyorduk, akşam yemeğinden sonra detaylı bir iksir çalışması yapıyorduk ki bunlar yetmezmiş gibi zihinfend-zihinbend çalışmaya başlamıştık. En çok bu beni yoruyordu en korkutucu korkularım en gizli arzularım ortaya çıkıp vaftiz babamın kafasına ulaşıyordu. Bunlar kötü rüyalar sebep oluyordu. En büyük korkum annemin beni ve babamı öldürmesiydi. Her gece rüyamda annem gözlerimin içine bakarak babamı öldürüyordu sonra yeşil bir ışık görüyor ve uyanıyordum. Bazen annem Gryffindordaki arkadaşlarıma işkence ediyordu ve ben de çığlıklarla uyanıyordum.

Severus rüyamdan beni uyandırıp zayıf olmamam hakkında üç saatlik bir konuşma yapıp eğitime başlatıyordu. İki haftadan sonra bu rutine alışmıştım. Alıştığımı fark eden sevgili vaftiz babam günlük 1 saat muggle sporlarını da günlük rutinime eklemişti. Yorulmakta iyiydi. Deliksiz uyuyordum. Bazen uyuyamadığımda bana Black ailesi ile ilgili bilmediğim şeyleri öğretiyordu. Örneğim her safkanın olduğu gibi biz de Ron ile akrabaydık. Ron'un babası Arthur Weasley'in annesi "Cedrella Black" imiş. Black ailesi beni pek şaşırtmayarak onu da soyağacından silmişlerdi bir safkanla evlendiği halde çünkü Weasleyler Muggle seviciydi ve bir Black kızı kanı bozukla evlenemezd. Annem ve babamın evlenememesi gibi... İşin ilginç tarafı Ron'un annesi Molly Weasley'nin annesi de bir Black kızıydı. "Lucretia Black" ama o aileden atılmamıştı çünkü Prewettler sicili temiz bir safkan ailesiydi belki Molly'e kadar diye düşündüm. Bunları Ron'a anlatmak çok isterdim ama önce bir Black olduğumu söyleyebilmem gerekiyordu. Altın üçlüme mektup yazıyordum sürekli ama Harry dönüş yapmıyordu muhtemelen o iğrenç Vernon eniştesi yüzündendi.