-Bir Aile-

1K 70 50
                                    

İyi okumalar 💚🐍

Satır içi satır dışı geleceğe dair şimdiye yönelik her türlü yorum beklenir...
Yazarınızı üzmeyin sizin yorumlarınız onu motive ediyor ✨
_______________________________________________

Barty Crouch net bir sesle

-Bahsedilen iksir bakanlık tarafından incelenecek. Yada görüleri engelleyecek başka bir çözüm bulunacak. Sonuça o bir Black ne kadar güvenebiliriz ki.

Beynimde üç kez yankılandı.

O bir Black ne kadar güvenebiliriz ki!
_______________________________________________

Ertesi gün büyük salonda kahvaltı edilirken okulun dışında bir hengame koptu. Bende herkesle birlikte büyük salonun kapısına hücum ettim. Yaklaşınca sesin babama ait olduğunu anlayıp herkesi itekleyerek öne geçtim.

-Böyle bir şeye nasıl izin verirsiniz?! Benim kızım o! Bellatrix'in ne kadar kızıysa benim de o kadar kızım! Ailemin hatalarını köklerimi hiçbir zaman savunmadım ama kızıma yapılan bu muameleler yetmedi mi?! Severus Hani çok seviyordun benim kızımı! Vaftiz babası olarak hiçbir şey yapamadın mı?!

Severus'un aynı şekilde sinirle karşılık vereceğini zannettim ancak Severus teskin edici şekilde elini babamın omzuna koydu.

-Sence denemedim mi Sirius?

Dedi sakince. Okulun kapıları hiddetle açıldı. Andromeda teyzem koşar adımlarla buraya ilerliyordu. Tabiki herkes annem sandı. Öğrenciler anında azaldı. Misafir okuldan bazı öğrenciler ve profesörlerin birkaçı hemen adalarını çekti.

-Nasıl böyle bir şeye müsade edersin Dumbledore?! Hiç mi itibarımız kalmadı bizim!

Dedi gözleri dolu dolu. Artık başta kız kardeşi sanılmaya alışmıştı sanırım çekilen asaları umursamadı. Andromeda teyzem insan içine çok karışmazdı. İnsan içine derken büyü toplumunu kast ediyorum. Demek ki sebebi buydu. Azkaban'daki kız kardeşinin aynısı olmak onu zincirlemişti.

-Teyze!!

-Ah, bebeğim! Nasılsın?

Gözlerim dolmuştu. Cevap versem sesim titrerdi. O an da ağlayarak içeri Cissy teyzem girdi. Ve ortamı büyük bir drama sürükledi.

Teyzelerim o ana kadar ne kadar ısrar etsem de birbirlerini affetmemiş hatta konuşmamışlardı. Ama şimdi birbirlerine sarılmışlardı. Ve eski günlerdeki gibi Dromeda küçük Cissy'i teselli ediyordu. Bazı olaylar güzel şeylere de sebep oluyordu demek ki.

Ben hariç herkesi toplayıp odasına çağırdı Profesör Dumbledore. Bana derslerime girmemi söyledi. Bende erken olmasına rağmen kehanet sınıfına gittim. Kimseyle konuşacak morelde değildim.

Sınıfa girdim. Bazen kendimde bir kahin olmama rağmen Profesör Trelawney'in hareketleri beni de sinir ediyordu. Ama ona acıyordum. Geleceğin perdesini aralamak akıl sağlığını korumaya imkan sağlayan bir yetenek de değildi.

Kürelerinin tozunu alıp sıralara dağıtmasına yardımcı oluyordum. Birden ellerimiz birbirine değdi. Küre yuvarlanıp kırıldı. Profesörün sesi değişti. Elime değen eliyle elimi kavradı ve canımı acıtacak seviyede sıkıyordu.

"...Aynı dönemde dört benzer. Birinci ve üçüncü benzer Leydi Morgana'nın sevgisizliğiyle lanetlenmiş. Benzerden ikinci zincirli prenses ancak aşk zincir kırmış. Birincinin torunu üçüncünün kızı ikincinin adını taşıyacak olan doğdu. İkinci ve dördüncünün adı aynı, kaderleri benzer ama dördüncünün sonu aynı olmayacak.  Onu, zincir kırıldıktan sonra doğanı lanet besledi. Ateş onu yakmaz, su onu boğmaz, hava onun hizmetinde, toprak altında hizmetçi. O Leydi Morgana'nın sadece görsel ikizi değil varisi. Kalbi sevdiği tarafından cayır cayır yanacak ve o o gün küllerinden doğacak ve yükselecek. O kimin tarafındaysa o kazanacak. Geçmiş onun zihninde gelecek onun elinde..."

A "Mudblood" of "Slytherin""Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin