Vincent Willem Van Gogh
Vincent Van Gogh ensefelopati hastasıydı. Bu hastalığın nedeni arsenik, zehillerin kralı veya kralların zehiri denirdi.
Arseniğin sanayi devrimine kadar uzanan bir geçmişi vardır. İlk çağlarda cinayet silahı olarak kullanılırdı fakat çok pahalı olduğu için halka inişini endistüriyel devrimine kadar gerçekleştirememişti.
Materyaller, yer altından cevher olarak çıkartılırlar. Bu meteryaller yer altında bir sürü maddeyle evrimleştiği için fabrikalarda işleyerek saflaştırmak gerekir. İşte bu metal işleme dönemi ilk kez sanayi döneminde gerçekleştirilmişti. Arsenik, bahsi geçen meteryallerin içerisinde bulunurdu. Fabrikalarda metalleri saflaştırmak için ateşte kavurulurken, crvherin içerisinde bulunan arsenik de oksijenle tepkimeye girerek Arsenik trioksit gazı olarak havaya salınıyordu.
Arsenik trioksit gazı çok hızlı yoğunlaşır. Bu nedenle fabrika bacalarının filtrelerinde kalıp halinde kalarak bacaları tıkardı. Bacalar temizlendiğinde ise fabrikaların sahipleri çıkan beyaz kalıbı atık sayarak dökmek yerine piyasaya sürmeye karar vermişti.
Arsenik zehrini piyasaya sürme şekli bana başta garip gelmişti. Ama olayın iç yüzüne objektif bakarsanız biraz daha şekilleniyor kafanızda.
Fakat her şeye rağmen olauın iç yüzü oldukça değişik. Çünkü arsenik zehrimi duvar kağıtlarına karıştırılmış olarak ya da havai fişeklere karıştırıp gökyüzünden şehirin üstüne yağdırarak, en değişiklerinden ise makyaj malzemelerine, elbiselere, bisküvilere ve onun dışında çeşitli besinlere karıştırarak, yapay çiçeklere, boyalara ve oyuncaklara karıştırarak piyasaya sürüyorlardı.
Vincent Van Gogh ile alakalı olan kısım ise bu arsenik zehrinin boyalarda kullanılıyor olması. Arsenik kullanılan boyalar, kullanılmayan boyalara oranla daha canlı fe gerçekçi görünür. Bu test etmeden çıplak bakışla anlaşılabilir. -karşınızdaki tablo canlıymışcasına, elinizi uzatsanız tutacakmışcasınıza görünür ya da yeni boyanmış bir tablo gibi ıslak-
Ensefelopati hastalığına konuyu bağlayacak olursak; bu hastalığın meydana çıkmasındaki en büyük etkenlerden biri de zehirlenmektir. Van Gogh, monet ve bazı ressamlar resim tutkuları yüzünden zehirleniyor ve ensefeopati hastalığına yakalanıyorlar.
Ensefelopati hastalığının sonu kaçınılmaz ölümdür fakat nasıl bir ölüm olacağını öngöremezsiniz. Van Gogh, kulaklarını kesmişti. Monet, kör olmuştu. Napolyon Bonapart, mide kanseriydi. Cezannen, diyabet hastasıydı.
Fakat her ne kadar ana neden arsenik zehirlenmesi olsa da ölüm nedeni direkt arsenik değildir, ensefelopati hastalığıdır. Arsenik zehirlenmesinin öldürmesi şu şekildedir: Vücuttaki kimyasal tepkimelerde bulunan enzimler, tepkimelerin gerçekleşmesini sağlarlar. Ama normal şartlarda enzimler aktif değillerdir. Bu noktada enzimleri aktif bir kilit gibi düşünebilirsiniz. Çalışabilir hale gelmeleri için substrat adlı anahtar maddelerde açılmaları gerekir. Peki ya asma kilidin anahtar deliği deforme olursa ne olur? Anahtarla açamazsınız. Her kilidin kendine özgü bir şekili vardır. Enzimlerde ise bu şekili sağlayan ise sülfür atomlarıdır. Sülfür sadece enzimlerde değil bazı proteinlerde de bulunur. Tam da burada sorun şudur ki, arsenik sülfür atomlarıyla bağ yapmaya çok elverişlidir. Arsenik sülfürlerle bağ yaptığı zaman, vücuttaki enzimlerin yapısını bozarak kimyasal tepkimeleri azaltıp durma noktasına getirirler. Peki vücuttaki her tepkimede enzim yok mudur?