Son Sigara Dumanı

462 32 5
                                    

Hatırlar mısın, dişlerimi fırçalamamı isterdin hep. "Dişlerin bembeyaz olacak, sevmem ben öyle pis pis" derdin. Zorla fırçalatırdın bazı geceler, emin olmak için annemi arayıp sorduğun da olurdu. Az önce dişlerimi fırçaladım, yatağıma uzandım. Açtım birkaç şarkı söylesine dinleyeyim dedim. Şarkıların bir tanesinde yüzüm düştü, "O severdi" dedim içimden. Severdin sen o şarkıyı, o şarkı getirdi seni gecenin bu saatinde aklıma. O şarkı getirdi bu saatte aklıma seni ; seni, yaşadıklarımızı, hayallerimizi ve daha bir çok şeyi. Yine ağlamaklı oldum, "Yak bir sigara, düşünme onu, düşünme be!". Sanki bu düşünmemi engelleyecekmiş gibi. Saçma oldu biraz. Balkona çıktım, hava soğuk. Havanın soğuk olması değil de, beni ısıtan şeyin sen olmaması sorun. Biraz ateş lazım bana soğuk havalar için, biraz da sen. Sigarayı yaktığında ; dumanını içine ilk çektiğindeki keyfi, rahatlığı, umursamazlığı bilir misin ? Bilmezsin. Nefret ederdin sigaradan, hep nefret ettin. Ben beni sev istemedim, sigarayı sev istedim. Ben içtiğim için sev istedim ; içinde ben geçen, benimle ilgili herşeyi sev istedim. Bir kez çekmek kesmedi be, aklım bu saatte bu kadar sen ile doluyken. Seni düşünürken zaman çabuk geçiyor, rüzgar bitirmek üzereydi sigarayı. Son bir kez dumanı içime çekip sigarayı fırlattım. İçimde kalan dumanı üflemek gelmedi içimden, rüzgara karışıp gitmesini seyretmek istemedim. E malum, bu geceki son sigaram. Ben seni herkes gibi sevmedim. Ben seni normal sevgililer gibi sevmedim. Ben seni yatmadan önceki sigaramın son dumanı gibi sevdim. İçimde kal istedim, hep orada ol istedim. Başkaları bilmesin ; görmesin, duymasın istedim. Ben seni sevgilerin en özeliyle, en güzeliyle sevdim. Ama insanlık hali, nefes alıp vermek zorundayız. Dumanı üfledim, uçtu gitti. Ama keşke sen gitmeseydin, keşke sigara dumanından bir farkın olsaydı be sevgilim. O kadar sevdim, değer verdim, bağlandım... Herşeyim olmuştun oysa ki. Gitmek zorunda mıydın gerçekten ? Öyle demiştin, inanırım ben sana. Gerçi hepimiz öyleyiz ya, sevince aptallaşıyoruz. "Dünya dikdörtgen" dese inanacağız ona. "Seni seviyorum" dediğinde inandığımız gibi. İnsan her saniye önceki saniyesine göre daha mantıklı kararlar verir, mesela ben bir saniye önce seni düşünürken şuan bunu bir daha yapmamanın daha mantıklı olduğuna karar verdim. Mantıklı olanı yapacağım değil mi ? Elbette hayır. Seni düşündüm, seni düşünüyorum, seni düşüneceğim. Hepimizin hayatında bir "Sen" var aslında, ama kimseninki bir sen değil. Yaşadığımız her şey bizlere ders/ler vermeli. Her ilişkide daha iyi olmalıyız öncekine göre. Siz siz olun, sevin. Sen sen ol, benim ol.

ÖylesinelerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin