2. BÖLÜM

327 15 0
                                    

Akşam yemeğimizi yedik. Eline sağlık anneciğim. Senin gidişinle sızlayan yüreğimi belli ettirmemeye çalışarak gülüyorum annemle babamın yüzüne. Anlamasınlar sensizliğimi, üzüldüğümü, kırıldığımı…

  Odamdayım şimdi. Dört duvar arasında yalnızım. Kapının dibine çöktüm öylece. Ağlamak istemiyorum ben. Yutkunuyorum göz yaşlarımı. Her yerde izlerin var. Resimlerin, ufak tefek eşyaların. İlk günden son güne kadar her şeyin var. Bir tek sen yoksun. Kırmızı tokan var hemen masamın üstünde. Mavi kalemin tam karşımda, yaz benimle diyor sevgilim. Pardon, çok özür dilerim. Sevgilim dedim. Sanırım artık böyle hitap etmemi istemezsin. Mesela ne diyeyim sana? Hanfendi olur mu? Ya da bayan? Hangisini istersin? Söyle lütfen. Söyle ki ayrılığımızın mesafesini öğreneğim.  Olur olur en iyisi hanfendi diyeyim sana. Yakışır hanfendilik güzel yüzüne.

  Evet hanfendi, nasıl yabancılaştık birden bu kadar senle? Ya da tek taraflı bir yabancılaşma bu. Sen giden oldun ben seven. Sen el oldun, ben kırık bir kalp. Sana ait her şeyi yok etmem lazım. Yakıp atmam lazım bir çırpıda. Becerebilir miyim sence? Yapabilir miyim hanfendi? Yok yok yapamam. Ben sen gibi vefasız değilim. Nasıl unutabilirim ben seni? Kolay mı öyle canının yarısını söküp atmak. Ben en iyisi toplayayım sana ait ne varsa. Belki annem çöp sanıp atar. Ayağa kalktım. Zor oldu. Önce kırmızı tokanı, sonra mavi kalemini aldım elime. Nasıl da sen kokuyor. Masamın baş köşesine kurulmuş not defteri var. Küçük, kahverengi bir defter. Küçük olduğuna bakma içinde sen yazıyor. Onu da aldım elime. Şöyle bir karıştırdım sayfalarını. Her bir satır seni yazıyor. Yeşil gözlerini. Kutu yavaş yavaş dolmaya başladı. Gönlümden alıp kutuya koyuyordun. Alırken çok zorluyor ama olsun. Alıyorum bir şekilde. Bugün senle buluşmamızda senin için aldığım çiçek de burada. Mis gibi kokuyor. Onu da aldım, ama kutuya koymadım. Boş bir vazo olmalı mutfakta orda yeşersin bari. Bugün biz solduk. O solmasın. Mis kokusunu yaymaya devam etsin etrafa. Bana aldığın gömlek var bir de. Kazak var üşümeyeyim diye. Onları ayrı ayrı toplayacağım hanfendi. Buraya sığmaz onlar. Sanırım topladım her şeyini. Kutuya biriktirdim. Bende sana ait bir şey kalmadı. Sende de zaten hiç olmadı. Kutuyu komple bant ile kapladım. Başkaları bulup bakmasın sana diye. Sonra çöp kutusunun yanına koydum. Bunu nasıl yaptım bilemiyorum  ama yaptım işte. Bıraktım oraya kutuyu. Kutuyla birlikte kendimi. Yığıldım hanfendi bak mahvettin beni. Tamam yeter artık bugünlük bu kadar sensizlik. Uyumak istiyorum. Sanki uyuyunca her şey geçecekmiş gibi geliyor. Tekrar senle ben biz olacakmışız gibi geliyor bana. Telefonuma baktım. Mesajın yok. Her zaman attığın mesajlar ayrılık engeline takılmış belli. Daha dün bu saatlerde iyi geceler bir tanem. Rüyanda beni gör diye mesaj atan başkası olmalı. Sen değil. Bugünkü senle dünkü sen çok değişmiş. Bir tuhaf olmuş. Dünkü benim sevgilimken, bugünkü Hanfendi’m olmuş. neyse ben bu kapkaranlık gecede, kapkaranlık bir ruhla uyumaya çalışayım. Sen çoktan uyumuşsundur zaten. Hadi iyi geceler hanfendi…

 

ZEHRAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin