5. bölüm

478 32 2
                                    

-aycanın ağzından-

Barışı çok merak etmiştim. Ne yapıyordu şuan acaba? Evden dışarı çıktım, elimde telefon. Kuytu köşe bulup barışı aradım.
"Alo sevgilim"
"Seni çok özledim aycanım"
"Bende seniii"
"Bu arada sana anlatmam gereken şeyler var"
"Imm, ne gibi?"
"Annenden önce benden duyacaksın ama ben herşeyi öğrendim!"
"Neee? İnanmıyorum, herşeyi biliyor musun?"
"Evet bir dur da anlatayım"
Sanırım çok konuşmuştum. Meydanı barışa bıraktım. Konuşmasını pür dikkat dinliyordum.
"Ee Aycan biz seninle kuzenmişiz, dedemiz aynı kişiymiş. Ailelerimiz başta iyi anlaşsalar da şuan araları pek iyi sayılmaz. İşte böyle, biz akrabayız! Ve bunu yeni öğrendik"
Bir kaç dakika olayın şokunu atlatamadım.
"Ne-ne?"
"İnanmak güç ama gerçekler bebeğim"
"Bi-biz kuzeniz?"
"Niye bu kadar taktın kiii?"
"Barış... Farkındaysan akraba oluyoruz! Ve eğer ileride seninle evlenirsem, aynı kandan olduğumuz için çocuğumuzda bir problem olabilir"
"Bunları düşünmek için fazla erken değil mi?"
"Barış anlamıyorsun..."
"Ne yani bu ayrılmak istediğini falan mı açıklıyor?"
Dilim tutulmuştu sanki... Ne diyeceğimi bilemiyordum. Ne yapmalıyım? Evet onu üzmek istemiyorum. Evet onu çok seviyorum. Ama hem ailem hem de benim için... En hayırlısı bu olabilir? Emin değilim bilemiyorum...
"Aycan cevap vermeyecek misin?"
"Barış sonra konuşalım olur mu? Lütfen beni anlamaya çalış"
"Tamam" diyebildi sadece... Kelimeler boğazına düğümlenmiş gibiydi... Benimde ondan farkım yoktu. Telefonu kapattım. Eve girmek istemediğim için anneme mesaj attım.

Kime: Annem
Msj: "anne iki dk dışarıya gelebilir misin?"

Kimden: Annem
Msj: "peki kızım"

İki dk sonra annemi karşımda gördüm. Hem ona sinirliydim. Hem de barışı düşünüyordum. Bu nasıl olurdu? Hem de ilişkimiz çok iyi devam ederken. Anneme hesap sorar gibi sormuştum.
"Anne niye daha önce söylemedin?"
"Neyi kızım?"
Biraz sesimi yükselttim. "Barışla kuzen olduğumuzu!"
"A-ama sen nasıl öğrendin?" Annemin ağzı açık kalmıştı.
"Nasıl öğrendiysem öğrendim şimdi bana açıklama yapmak zorundasın"
"Kızım bak, bu zamana kadar hep iyili-"
Sözünü kestim ve birşeyler söyledim.
"Kimi kandırıyorsun sen anne? Karşında 3 yaşında bebek yok!"
"Kızım beni dinle, herşeyin iyi olacağını düşünmüştük"
"Anne bilmediğin bişey var! Ben barışı çok seviyorum"
Nedensizce gözlerim dolmuştu bunları söylerken. Belki de kuzen olmakta bi sorun yoktu? Sadece ben abartıyordum? Off yine aklım karıştı.
"O adamın adını bile ağzına alma!"
"Anne anlamıyor musun? Seviyorum diyorum se-vi-yo-rum!"
Annem sinirlenmişti. "Bende diyorum ki se-ve-mez-sin! O senin için doğru kişi değil! Seni üzecek tıpkı ailesinin bize yaptıkları gibi!"
"Ne yapmış ailesi biraz bahsetsene" dedim alaycı bir biçimde. Annemin yüreği burkulmuş gibiydi? Nolmuştu? Ağzını araladı ve konuşmaya başladı.
"E-erkek kardeşini öldürdüler"
"Ne? Benim kardeşim mi vardı?"
Ölmek kelimesinden çok bir kardeşim olduğuna takmıştım. Yada öldüğüne inanmak istemiyordum. Herşey üst üste gelmisti. Barışa vermem gereken bir cevap! Ve de anneme karşı diyecek sözlerim olmalıydı! Ama ben ikisini de yapamıyorum. Ne diyeceğimi bilmiyorum. O sırada tekrar gözlerim doldu hatta artık gözümden bir damla aktığını hissettim. Kardeşim? Kardeşim vardı ve onu elimden aldılar. Hemde sevdiğim adamın ailesi! Peki barışın haberi var mıydı bundan? Ne olacağını düşünürken annemin ağladığını fark ettim. Evlat acısı her şeyden zor... Ona sarıldım her ne kadar kızgın olsam da. Sonra ikimizde toparlayıp eve girdik. Eve girdiğimde telefonuma mesaj gelmişti.  Hatta sadece 1 mesaj değil. 4 yeni mesaj ve 2 görüntülü arama yazıyordu. Kim olduğunu öğrenmek çok da geç olmadı tabiki.

bir bölümün daha sonuna geldikkk! Umarım beğenirsiniz. Aşağıdan yıldıza basmayı ve düşüncelerinizi yorumlarda belirtmeyi unutmayın. Seviliyorsunuz🌙

Aşkın GücüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin