it was only a kiss ¦ yoonmin

4,

Gecenin ilerleyen saatlerinde Yoongi uyuyamıyordu. Yan odadaki Jimin'i düşünüyordu. Yanında olması gerekiyordu. Viskinin boğazında ve aklında bıraktığı histen olacak ki ona ihtiyacı varmış gibi hissediyordu.

Birden bir gürültü duyuldu. Kavga ediyorlardı. Yoongi dinleyip dinlememek konusunda kararsız kaldı fakat bir müddet sonra sesleri öyle yükseldi ki dinlemek için özel bir çaba harcamasına bile gerek kalmadı.

"Gerçekten sen kafayı yemişsin, bana yaptığın muamelenin farkında mısın sen?"

Daha çok sesi çıkan Jimin'di. Sesi üzgün ve ezilmiş çıkıyordu. Bağırmasına rağmen güçlü bir sesi yoktu.

"Ben sadece hissettiğimi söylüyorum ve sen inkar bile etmiyorsun. Sen de farkındasın öyle olduğunun. Sana farklı davranıyor, özel davranıyor işte amacı belli ve sen aynı evde kalıyorsun onunla."

"Yoongi benim arkadaşım! Yeter artık git buradan."

Yoongi kendi hakkında konuştuklarını duyunca ne hissetmesi gerektiğini bilemedi. Aralarındaki kavga normal ses tonuyla devam ediyordu fakat Yoongi anlamıyordu.

Birkaç dakika sonra önce Jimin'in odasının kapısı açıldı sonra da dış kapının yüksek sesi yankılandı.

Yoongi odasından çıktı. Belki de çıkmaması gerekiyordu. Belki de Jimin'in sevgilisini haklı çıkarmaması gerekiyordu. Ona özel davranmaması gerekiyordu. Ama Yoongi kendini Jimin'in odasına attı.

Jimin yatakta oturmuş, ağlıyordu. Yoongi o ağlamasın diye her şeyi yapardı. Hızla yanına gidip yatağın kenarına oturdu.

"Sen iyi misin?"

Jimin iyi değildi. Sadece Yoongi'ye sarıldı. Başını Yoongi'nin omzuna yasladı. Yoongi ise onun saçlarını okşamaya başladı. Uzunca iç çekti.

"Hyung burada bunu biliyorsun değil mi? Hyung senin için hep burada."

Jimin yavaşça başını kaldırıp ona baktı. Yoongi ise onun gözlerinde çoktan büyülenmişti.

Jimin, Yoongi'nin dudaklarına baktı.

Yoongi ise yapmaması gereken bir şey yaptı.