trying to hang the school

4K 218 47
                                    


herkese merhaba^^

bu kısmı çok uzatmak istemiyorum

düşüncelerinizi yazmayı unutmayın yorumlarınızı merak ediyorum


iyi okumalar


"Hayır gerçekten tamamen meraktan soruyorum bu lanet olası arabalardan biri bugün durmayı düşünüyor mu acaba? "

"Siktiğimin şoförlerini hepsi aynı mı olur? Canım çıktı ölüyorum anlasanıza! Tae aramıza katılmaya ne dersin?"

Duraktaki insanları incelemeyi bırakıp otostop çekmek için deli gibi uğraşan sevgili arkadaşlarıma baktım. Kafamı iki yana çaresizce sallayıp Jimin'in yanına gittim. Başka çarem yoktu zaten.

Yola doğru indiğimde çok fazla araba yoktu ama 5 metre ötede durup otostop çeken bir arkadaş grubunu az önce bir araç almıştı. Jimin bunu görmedi. Ben de söylemedim. Açıkçası söylersem işiteceğim lafları şimdiden duyabiliyorum. Jimin'in bakışlarından daha fazla yanında dikilirsem öleceğimi ve beni toprağa gömmeden bırakacağına dair bir bakış aldıktan sonra baş parmağımı kaldırıp Hoseok gibi garip hareketler yapmaya başladım. Ve evet, cidden bu bakışı Jimin tarafından aldım. Zaten sabırsız bir insandı ve hava yavaş yavaş bozuyordu. O yüzden acele etmeliydik.

"Daha çok beklerler, bekleyin orda bekleyin. Gelir otobüs." Dedi Jimin homurdanarak. Durakta bekleyen insanlara baktım. Jimin haklıydı. Yaklaşık 40 dakikadır durakta bekliyorduk. Okulu asıp hamburger yemeye gitmeye karar vermiştik. Ama yaklaşık 5 dakika sonra okul bitiyordu ve biz hâlâ durakta bekliyorduk. Geldiğimizde durakta olan insanlar taksiye binip ya da yürüyerek gitmişlerdi. Biz hâlâ buradaydık ve otobüs beklemek yerine otostop çekmeye çalışıyorduk durağın birkaç adım ilerisinde. Benim için sorun değildi 2 saat otobüs beklediğim olmuştu. Eve tek başıma gittiğim zamanlarda, otobüsün tıklım tıklım olduğu günlerde binmek istemezdim. Neredeyse hava kararana kadar boş bir tanesinin gelmesini umut ederdim. Ama Hoseok ve Jimin'e bu kadar beklemek bile fazla gelmişti. Özellikle Hoseok çok sabırsızdı ve Jimin'i gaza getirip otostop çekebileceğimizi söylemişti ve işte şimdi buradaydık.

Ben okul zili çalacağı zaman Jimin'in surat ifadesini düşünürken önümüzde kırmızı bir araba durdu. Yolcu koltuğunun camı açıldı ve içeriden bir hava dalgası yayıldı. Alkol. Hem de feci bir şekilde. Şoför koltuğuna baktığımda orta yaşlı kulaklarına kadar gülümseyen bir adam vardı.

"Selam gençler. Atlayın götüreyim nereye isterseniz." dedi.

Hoseok ile birbirimize bakarken Jimin konuşmaya başladı. "Sağ ol abi ama gerek yok. Bizim gideceğimiz yer çok uzak zaten."

Adam hala kulaklarına kadar gülümserken Hoseok konuşmaya çalıştı ama Jimin onu susturdu. Adam bizi tek tek süzdü. "Hiç problem değil ben sizi istediğiniz yere bırakırım hem ben de yalnızım, beraber güzel güzel sohbet ederiz. Turlarız biraz belki." demeye başladı.

"Ya atlayın gidelim hem bizi de alışveriş merkezine bıra-"

"Hoseok eğer tek bir kelime daha edersen alışveriş merkezine cesedin gidecek." diye fısıldadım ve daha fazla konuşmasını engelledim. Adamın niyeti belliydi ve yaydığı iğrenç feromonlarla bizi etkilemeye çalışıyordu. Öğürmemek için kendimi zor tutuyordum.

"Hadi ama gençler bu kadar naz yapmayın eğer gerek yoksa neden üçünüz de otostop çekiyordunuz? Siz de zevk alacaksınız. Heyecanlandınız değil mi? Hem grup yapmak eğlenceli olur inanın." dediğinde şok içinde adama baktım gözümün içine baka baka sırıtmaya devam ediyordu.

Jimin arabanın camına doğru eğildi ve "Bak amca eğer tek bir kelime daha edersen polisi ararım. Muhtemelen 2 saniyede telefonu açacaklar ve seni ihbar etmem en fazla 3 saniyemi alır." Elindeki telefonu adama gösterdi. Adamın yüzündeki gülüş yavaş yavaş solmaya başladı ama sol eli kapıya doğru ufak bir harekete geçti. Jimin bunu görmedi. Telaşla Jimin'in yanına gidip cama eğildim.

"Eğer kapıyı açıp üzerimize gelmek gibi bir hareket yapacaksan ya da arkadaşıma vurmaya çalışırsan durma dene. Arkamızda fark ettin mi bilmiyorum ama bir okul var ve bu okul için etrafta çok fazla kamera olduğuna eminim." dedim. Hoseok olayların daha yeni farkına varmıştı ve arkada kendi kendine söyleniyordu.

Adam artık gülmüyordu. Tiksinerek "Senin gibi alfaların hâlâ nefes alabiliyor olması midemi bulandırıyor." dedim.  Jimin adamı sinir etmek için gülmeye başladı. Başarılı olmuşa benziyordu çünkü adamın alnındaki damar atmaya başladı.

"Ayrıca feromonların 3 gün sifonu çekilmemiş tuvalet gibi kokuyor. Yani iğrenç!" Hoseok bağırmaya başladığında arabadan uzaklaşmamızla beraber adam "Ah, küçük veletler!" dedi ve son hızla arabasını sürmeye başladı.

"Oğlum senin gibi piçler yüzünden dünya bu halde git ve kendini becer!" Ben Jimin'i durağa çekiştirirken hâlâ söyleniyordu. Yağmur hafiften yağmaya başlamıştı. Üçümüzü de durakta bekleyenlerin yanına doğru çekiştirdim ve Jimin'in duyduğu anda burada harcadığımız zamana lanet okuyacağı o ses yankılandı.

Öğrencilerin en sevdiği ve beklediği an. Okul çıkış zili çalmıştı.


==============


ilk bölümdü ve ben  kısa tutmak istedim diğer bölümler için sabırsızlanıyorum

bu fic ile ilgili aklımda güzel şeyler var

çok heyecanlıyım>_<

poison rain // taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin