"İstemiyorum,daha fazla zorlamayın." Dediğimde hepsi yüzüme bakmaya devam etti. Kırılmışlar mıydı yoksa ben mi anlayamıyorum bilmiyordum. Tek bildiğim bu ortamın pembe dizilere dönmeyeceğiydi.
Jungkook'un tutuşlarından kurtulmaya çalışarak kapıya yöneldim. Ama bacağıma giren derin ağrı oracıkta acıyla inleyerek yere düşmeme neden oldu. Anında yanıma koşturan 6 kişi ise anında ne olduğunu sormaya başlamışlardı.
"B-ben bir trafik kazası geçirdim de. Ahh." Konuşmamı bölen derin ağrı yüzünden sustuğumda yoongi ayak ucuma oturarak pantolonumu bileğimden biraz uzaklaştırdı. Ne yaptığına bakarken bileğime uzun ince kemikli parmakları ile masaj yapmaya başlaması acımı anında unutturmuştu.
Beyaz teni nedeni ile soğuk olduğunu düşündüğüm elleri aksine çok sıcaktı ve gözlerini benden ayırmadan ayak bileğimi okşuyordu. Çok narindi dokunuşu. Bakışı ise sanki canım yandığı için üzgün gibiydi.
Ağrı kendini unutturduğunda daha fazla ona bakmamam gerektiğini düşünerek çektim bakışlarımı. Ellerim ile oynarken jungkook'un kucağında oturduğumu yeni farkediyordum. Ne ara beni kucağına almıştı. Yoongi'nin derin ve yakıcı bakışları yüzünden farkedememiştim.
"T-teşekkür ederim." Dedim ve ayağa kalkmaya çalıştım. Ama sadece çalıştım çünkü ayak bileğim bir süre iptaldi.
Jungkook Beni kucağına geri çektiğinde geri oturmak zorunda kalmıştım.
"Ama benim teşekkür böyle değildi bebeğim." Yoongi'nin yüzüne anlamazca bakıyordum. Ne isteyeceğini anlayamamış iken üstüme eğilerek sıcak nefeslerini dudaklarıma vermeye başladığında huzurla gözlerimi kapattım.
"O öpülesi dudaklarından öpmek istiyorum sevgilim." Ben sevgilim demesine takılamadan dudağıma kapanan dudak sayesinde nefesim kesildi. Duruyordu,dudaklarını oynatmıyordu.
Tuhaf hissediyordum. Dudakları çok yumuşaktı. Beni içine çeken bir karelik gibiydi. Tek farkı çıkmak istemememdi.
Ben anın şoku ile ona karşılık verdiğimde gülümsediğini hissettim. Kıvrılan dudakları ile ufak ufak öpücükler kondurarak beni kendimden geçirmeye çalışıyordu ve lanet olsun ki başarıyordu.
Kendini hafif geri çektiğinde dudakları hala dudaklarıma değiyordu hafifçe. Nefes nefese kalmıştık. Nefeslerimizi düzene sokmaya çalışırken jungkook'un ensemi emdiğini farkederek istemsizce dudaklarına inledim yoongi'nin. Yine güzel gülümsemesi ile gülümsedi. Sert biri gibi duruyordu ama gülüşü bir ömre bedeldi.
"Hoşuna mı gitti bebeğim. O zaman jungkook babacığın devam etsin." Deyip pantolonumun üstüne koyup okşamaya başladığında bacaklarımı iki yana açarak kendimi eline doğru ittim. Kahkaha atarak kulağımın arkasına nefesimi üfledi.
"Y-yapmayın lütfen." Tam tersi hareketlerim ile kendimi ona iterken gülümsedi. Gözlerim kapandı ve kendimi onun gömleğimin içinden dokunuşlarına bıraktım.
"Hoşuna gidiyor yoongi." Hoseok'un sesini duyduğumda gözlerimi açtım. Ve inkar time başlasın.
"H-hayır. S-sadece." Deyip kalkmaya çalışsam da yine jungkook tarafından engellenmiştim.
"Gidemezsin güzelim." Jungkook'un sert ama harika kokusu beni içine çektiği için kafamı omzuna koyup derin bir nefes aldım.
"B-ben istemiyorum. Korkuyorum. Aşık olmaktan,sizden olmasa da ayrılma korkusundan dolayı korkuyorum. Aşık olmak büyük sorumluluk. Ve hepinize nasıl aşık olayım." Yoongi elini karnımdan çekmemişti ama jungkook kafasını boynuma gömmüştü. Boynuma tüy gibi bir öpücük kondurduğunda boynumu sağa eğerek ona daha çok yer açtım.
"Bebek gibisin,küçücük,narin. Ses tonun muhteşem,güzelliğinle mest ettin bizi." Bu sefer tae konuştuğunda kafamı sağımda dizlerinin üstüne oturmuş tae'ye çevirdim. Namjoon,seokjin'de onun yanında bana bakıyorlardı.
"Güzelsin jimin."
"Dünyada gördüğümüz en güzel şeysin jimin."
Gözlerim cidden kapanmıştı. Ne yapacağımı düşünüyordum dalgın dalgın. Beni sevmelerine izin versem ben de aşık olur muydum? Aşık olmadığım insanlara kendimi açabilir miydim? İlk defa bu durumda bulunduğum için ne yapacağımı bilmemem normal miydi?
6 insan birbirlerini seviyorlardı ve erkeklerdi. Ve bu 6 erkek artık benden hoşlanıyorlardı.
Bu durumu anneme nasıl açıklardım? Daha birbirimizi tanımıyorduk. Onların nasıl birileri olduğunu öğrenmeden bana dokunmalarına izin veremezdim.
Yoongi'nin karnımdaki elini tutarak kafamı jungkook'un omuzundan kaldırıp anlamasını bekler gibi yüzüne baktım.
"Sorun ne jimin?" Diyen hoseok'a döndü bakışım. Sonra namjoon'a,seokjin'e ve tae'ye.
"Bir şey söyleyeceğim."
Hepsi bana merakla bakmaya başladıklarında konuşmama devam ettim.
"Sizi tanımıyorum,aşkınıza saygım sonsuz ama böyle bir durum ile ilk defa karşılaşıyorum beni de anlayın."
Hepsi anlayış ile kafalarını salladığında devam ettim. Bu işte bir üzülen tarafın olması lazımdı. Aşka,sevgiye açık ama hazır değildim.
"Ben-" derin bir nefesi içime çektim.
"Ben" söyleyemiyordum işte. Üzüleceklerini biliyordum.
"Beni kendinize aşık edin."
Ne!
Söylemek istediğim kesinlikle bu değildi.
*******************
Bu hesabımı tamamen unutmuşum ve şimdi buldum. Bulduğum gibi bütün ficlerimi okuyup yeni bölüm yazdım. Bu da onlardan biri işt.
Jyşvwaqaşeş
Umarım beğenirsiniz.
Kısa fic mi olsun uzun mu?