"Naber kanka." Ona boş bakışlarımı atarken takmayıp beni kolumdan çekerek sarıldı.
Buradan çıkmam gerekliydi ki şansıma altılı beni görmemişti. Bu şansı geri tepmemem lazımdı ama bogum beni oyalıyordu.
Beni bıraktığında hızla konuşup kolundan çekiştirerek okulun dışına çıkarttım.
"Kanka okuldan çıkmalıyız. Neden diye sorma anlatacağım." Deyip okulun dış kapısından çıktığımızda o kadar derin bir nefesi içime çekmiştim ki bu bogumun da dikkatini çekmişti.
"Neler oluyor kanka. Neden bu kadar endişelisin ya." Dediğinde "anlatacağım." Diyerek burada en çok sevdiğim kafeyi hedef alarak yürümeye başladım. Bir yandan da elimle bogumun kolunu tutarak çektiriyordum.
Birden kolunu elimin içinden çekerek kafamın ona dönmesine neden oldu.
"Eğer bana ufacık bir açıklama yapmazsan busandan annenin sana yaptığı o güzel yemekleri vermem haberin olsun." Dediğinde hızlıca açıklama gereği duymuştum. Ne yapayım annemin yemekleri bunlar boru değil.
"Kanka 6 kişi birden bana aşık olmuş ce aynı zamanda birbirlerine aşıklarmış." Dediğimde ağzı beklediğim gibi yirmi santim açılmıştı. Bunu beklemediği kesindi ve ben bu yüzden bu konunun ayakta konuşulmayacağını düşünüyordum ama malum sabırsız arkadaşım bunu hakketmişti.
Sıkıntılı bir nefesi ellerim ile oynarken verdiğimde bir şey daha ekleme gereği duydum.
"Bir de hepsi erkek."
"NE!" Dediğinde ani bağırması yüzünden irkilerek endişe ile yüzüne bakındım. Sokağın ortasındaydık ve sesi hoparlöre konuşmuş gibi çıkmıştı. Malum şimdi Kore sokaklarında herkes bize bakıyordu. Neyse ki çok fazla kişi yoktu.
Tuhaf tuhaf bakıp önlerine döndüklerinde onları takmadan.
"Ne yani 6 kişi olmalarına değil de erkek olmalarına mı şaşırdın. Sana bu yüzden anlatacağım dedim. Ayaküstü konuşulacak bir konu mu bu?" Dediğimde sonunda hak verip kolunu elime yeniden verdi ve yolu gözleriyle gösterdi.
"Beynim iflas etmeden nereye götürüyorsan gidelim çünkü meraktan ölüyorum."
Onu kafeye sürüklemeye devam ettim. Kendime açıklayamadığım şeyleri homofobik olduğunu düşündüğüm bir arkadaşıma açıklamıştım. Daha ne kadar saçma yerlere gidecekti bu konu.
***************
"Böyle işte." Dediğimde elindeki kahveyi (buz gibi olduğuna eminim) masaya koyarak bir kere daha içmemişti. Ağzı açık bir şekilde beyninde neyin döndüğünü bilmeden bana baktığında bıkkınca nefesimi verdim.
"Okuldan onlara bunu kabul edemeyeceğimi ve benim ile muhattap olmamalarını söyleyip çıkıcaktım ki senle karşılaştım. Derse girmedim." 4. Kahvemden yudumumu aldığımda artık içimin almayacağını gördüğümde yüzümü buruşturarak kahveyi elimle açık kahve rengindeki masada biraz ileriye ittim.
"Şimdi anladığımı anlamaya çalışıyorum. 6 kişi sana aşık olmuş ve erkekler. Sen lavaboya yüzünü yıkamaya ilerledin ve onlar da peşinden gelerek kapıyı kilitlediler. Sen şaşkındın. Sana biraz fazla ilgi göstererek sana aşık olduklarını söylediler ve sende inanmadığın için önünde hepsi birbirini öptü. Hepsinin birbirlerine ait olduklarını söylediler. Sen de şaşkınlık ile böyle bir şeyin olamayacağını söyleyip çıkmak istedin ama bırakmadılar. Sonra şaşkınlıktan çıkarak istemiyorum boşuna uğraşmayın dedinve kapıya adımladın. Ama ayağın iyi değildi ve acıyla yere kapaklandın. Sonra min yoongi ayağına masaj yaptı ve jungkook seni kucağına oturttu. O boynunu öperken min yoongi ilk öpücüğünü çaldı ve elini gömleğinden içeri sokarak bedenini okşadı. Sonra sen bunun senin için çok tuhaf bir şey olduğunu ve aşklarına saygı duyduğunu söyledin. Bunu yapamayacağını söylelecekken bakıyları altında ezilerek beni kendinize aşık edin dedin ama bundan pişman olduğun için hızlıca onlara sizinle konuşmayalım diyerek okuldan çıkmaya çalıştın."