'HANEUL BANA YEMEK YAP!'
'Haneul...Haneul...Haneul...Haneul...Haneul...Haneul...HAAAANEEEUUUULLL!'
'İsmimi değiştirmeme gıdım kaldı bak!'
'Ama ben açım kalk. Valla deşerim seni!'
'Yalnız o kapasite bende de var. O tehditleri de yapmayacağını biliyorum zaten.'
'Ah tamam, doğru. Ama hadi kalk. Bak iki saat sonra alım satım gerçekleştireceğim.'
Bir anda yataktan fırladı.
'Sen ciddi misin?'
'Evet.'
'Bende geleyim mi?'
'Olmaz.'
'Lütfeeeeğğğn.
'Olmaaağğğzzz.'
'Bak sana yemin ederimki kendimi öldürürüm, bütün tabancalarınıda yanımda götürürüm.'
'O tabancalara dokunursan var ya..!'
'O zaman bende geleyim.'
Derin nefes alıp bıkkınca bıraktım.
'Vazgeçmeyeceksin değil mi?'
'Hayır.'
'Aişh peki gel. İkna etme de üstüne yok galiba.'
'Ne sandın yaaar-'
'Tamam sus. Bana kahvaltı hazırla.'
'Lan yardım etçen herhalde.'
'Of tamam ederim.'
***
'HANEUL HADİ!'
'Bekle!'
Ayakkabılıkta asılı duran borçy aynasına baktım. Giydiklerim rahat ve güzeldi.
Haneul aşağıya indi. O da güzel giyinmişti. Siyah bol kazak, siyah pantolon ve ayakkabı...Ama küçük bir bel çantası vardı.
-O çantanın içinde ne var kanka?
-He çakı ve tabanca.
Güldüm.
-Ne gerek var? Hem zaten belimizde silahlarımız var. Çok olay çıkacağını sanmıyorum zaten.
-Ne olur ne olmaz kanka. Hadi gidelim.
Başımı olumlu anlamda salladım. Benim arabam tamirdeydi. Haneul'un arabasının boyama işlemi bitmişti ve artık araba gıcır gıcırdı.
***
Buluşacağımız yere gelmiştik. Arabadan indik. Jungkook ve Jimin ordaydı. Yanlarında 3-4 adam vardı. Aramızda 5-6 metre kaldığında durduk. Jungkook adamlara bir işaret yaptı adamlar koşarak arabadan 4 ader büyük sandıklar getirdiler. Önümüze koydular. Eğilip sandıkları açtık. Silahlar sayılarıyla duruyordu. Kaşların çatıldı. Duruyorlardı ama sahte silahlar duruyordu.
-Bunlar sahte!
Haneul ile ayağa kalkıcakken başımızda soğuk demir parçası hissettik. Kafamızı hafif kaldırdık. Jungkook benim kafama, Jimin ise Haneul'un kafasına tutuyordu.
Jm-Üzgünüz Haneul. Amacımız sadece Bong Cha'yı öldürmekti ama araya sende girdin.
Sinirden gözlerimiz alev alıyor, boyun damarlarımız belirginleşiyor ve çenemiz seyiriyordu.
-İhanet!
Bana baktılar. Ben devam ettim.
-İhanet ne güzel değil mi?
Bana şaşkınlıkla bakıyorlardı.
-İntikam soğuk yeniyorsa ihanette sıcak mı yeniliyor, nasıl oluyor? Acaba şey mi yapsak şimdi ben-
Pantolonuma asılı duran zinciri hızla çıkarttım Jungkook'un bacağına sertçe vurdum. Elindeki silah yere düşmüştü. Hemen onu aldım ve Jungkook'un boynunu kolumun arasına alıp silahı kafasına dayadım. Jimin ve adamlarına döndüm.
-Eğer bir hamle yaparsanız acımam.
Haneul yanıma yaklaştı.
-DURUN!
Herkes sesin geldiği yöne baktı. Şaşkınlıktan ağazım açılmıştı, konuşmaya başladım.
-Senin ne işin var burda!?
Bölüm sonu...
Sizce bu kim?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I'm a bad girl | JJK
Novela JuvenilJungkook=Senden hoş- =Sakın benden hoşlanma! Jungkook=N-neden? =Çünkü ölüyüm...Dışarıdan yaşayan birisiyim ama aslında içim öldü. Kalbini kırarım uzak dur benden..! Sonsuzluğa doğru koşmak istedim ama sonsuzluk diye bir şey yoktur...Ben kötü biriyim...