BTS - Stay Gold
İnsanlar görmüyor, bilmiyor ve anlamıyorlardı. Ona "çirkin" gibi sıfatları yakıştırıyor, bir de bunu dile getiriyorlardı. Sanki onun güzelliğine körlerdi. Benim gözümden görebilseler böyle düşünmezlerdi. Namjoon her şeyden güzeldi.
Bana gülümserken güzeldi mesela. Beni öperken özeldi. Sarıldığımızda yaz, tartıştığımızda kıştı. Ona gülümsediğimde mor, ağladığımda siyahtı. Bana aşıktı.
Gülümsediğinde ışık saçardı. Işığından öperdim. Daima ona sokulur, omzuna tünerdim. Üşüdüğünde ellerini tutardım. Ağladığında belini sarardım. Uykusu geldiğinde onu dizlerimde ağırlardım. Ona aşıktım.
Yıldızsız bir gecedeydi onu ilk öpüşüm. O şaşırmıştı. Ben bile şaşırmıştım yaptığıma. Sonra dudaklarımız hafifçe hareket etmişti. Nasıl oldu bilmiyordum ama yıldızlar doğmuştu o an. Gecemiz artık aydınlıktı.
Namjoon, dışarıdan öyle gözükmese de, ilişki konularında çekingendi. Elimi ilk tutuşu benim açımdan oldukça beklenmedikti.
Parmaklarımı sıkıca kavramıştı. Yüzüne şaşkınca baktığımdan olsa gerek, bana kocaman gülümsemiş ve yanağımdan bir öpücük çalmıştı. Ben kızarmamak için dua ederken o da bana bakıp kahkaha atıyordu. Çok güzel bir gündü.
Bir gün onun ağladığını gördüğümde beynimde şimşekler çakmıştı. Ne yapacağımı bilmez hâlde olduğum yerde kalakalmıştım. Ne olduğunu sormak sonradan aklıma gelmişti. Bir yandan onu sakinleştirmeye çalışıp diğer yandan da, sözünü kesmemeye özen göstererek, anlattıklarını dinlemiştim. O, oldukça kırılmıştı.
Tüm gece boyunca sarmıştım onu. Dizlerime yatırmış, saçlarını okşamıştım. Yüzüne sayısız öpücük kondururken ona şarkılar mırıldanmıştım. Mayıştığını görünce de üstümüze örtüyü çekip onu kollarımda uyutmuştum. Birlikte huzurlu bir uyku çekmiştik.
Yemek yapma girişimlerimiz önceden başarısızlıkla sonuçlanırdı. Namjoon biraz (!) sakardı. Ufak tefek sakarlıkları elbette dert etmiyordum ama bir gün, yapmaya çalıştığımız keke süt eklemek için çıkardığı bardağı yere düşürüp kırmış ve bu da yetmezmiş gibi, kırıkların üstüne basmıştı. Apar topar hastaneye gitmiştik.
O sadece kısık kısık inlemişti ama ben ayağına her bakışımda ağlamıştım. O günden sonra da mutfakta bana yardım etmesini bir nevi yasaklamıştım.
Bana tarifteki malzemeleri falan okuyordu genelde. Tabii bu arada da bol bol beni izliyordu. Eh, bundan şikayetçi olduğumu söyleyemezdim. Zaten kim, yanağını avcuna yaslamış ve hayran hayran onu izleyen bir Namjoon'dan şikayetçi olurdu ki? Öyle birinin olduğunu sanmıyordum.
Çoğu zaman öyle yoğun bakıyordu ki utançtan ne yapacağımı şaşırıyordum. Elim ayağıma dolaşıyordu ve normalde yapmayacağım hataları yapıyordum.
O da bana doyasıya gülüyordu. Bu hâlimle uğraşmaktan geri durmuyor, yanıma gelip benden birkaç öpücük çalıyor, saçlarımı kokluyor, bazen de kollarını belime doluyordu. Normalde kısacık bir zaman alacak kek yapma aşaması 2-3 katına çıkıyordu.
Herkesin zorlandığı zamanlar olurdu. Ben de böyle bir dönemden geçmiştim. Her şeyin beni boğduğu bir gecede ağlayarak ona sığınmıştım. Hayattan kaçmaktan yorulmuş ve onun gözlerinde gizlenmek istemiştim. Seve seve saklamıştı beni. Gözlerinde saklanmış, kollarında dinlenmiştim.
Namjoon yanımdayken tüm sorunlar önemsizdi. Kollarına sığınınca sıkıntı falan kalmazdı bende. Kolları sadece beni değil, yaralarımı da sarardı sanki. En huzurlu hissettiğim yer onun yanıydı. Onunlayken siyahlarım kırmızıya çalardı.
Namjoon'la yaşadığım her şey benim için paha biçilmezdi. Tanışmamız, arkadaş olmamız, birbirimizden hoşlandığımızı fark etmemiz, sevgili oluşumuz... Hepsi çok değerliydi.
Ona bir sıfat biçemiyordum. Neyim olduğunu düşünürsem düşüneyim, daha fazlası olduğunu biliyordum. Onun hayatımdaki yerini en kısa şekilde belirtmem gerekseydi "her şeyim" olduğunu söylerdim.
İleride ne olur, bilmiyordum. Belki yürüdüğümüz bu çiçekli yol evliliğe çıkardı, belki de... Diğer ihtimali düşünmek bile istemiyordum.
Bildiğim şey, onu ne kadar çok sevdiğim ve gidebildiğimiz yere kadar ona eşlik etmek istediğimdi.
Yanağımda hissettiğim hafif baskıyla irkildim. Dikkatimi çeken ilk şey, karşımda oturan ve yüzündeki büyüleyici gülümsemesiyle bana bakan Namjoon'du. Ondan sonra fark edebilmiştim yanağımı nazikçe okşayan parmağını.
"Sevgilim... Daldın gittin yine. Önündekiler çoktan soğudu. Onları öyle yiyebilecek misin?"
Siparişimizi verdikten sonra yemeğin hazırlanmasını beklerken sohbet ediyorduk. O sırada dalıp gitmiş olmalıydım.
Son zamanlarda bunu çok sık yaşıyorduk. Onun güzelliğine bakarken dalıp gidiyordum ve bu trans hâlinden beni kurtaran da sevgilim oluyordu. Ne yapabilirdim ki? Ona sırılsıklam aşıktım.
"Her şekilde yerim, merak etme. Hâlâ kurt gibi açım. Ayrıca... O kadar güzelsin ki sana bakarken kendimi kaybediyorum ve gözlerimi senden çekmeyi unutuyorum. Bunun için beni suçlayamazsın."
Başından sonuna dek sırıtarak kurduğum cümlem onun kahkaha atmasıyla sonuçlanmıştı. Onun neşesi, kalbime çiçekler açtırmıştı.
Uzun zamandır birlikte vakit geçirmeye fırsat bulamıyorduk. O yüzden randevuya çıkma fikrini ortaya atmıştım. Buradan çıktıktan sonra da sinemaya gitmek gibi bir planımız vardı fakat ben eve gitmemizin daha iyi olacağını düşünmeye başlamıştım.
Önümdeki yiyecekleri hızlıca yedim. Namjoon da bitirmiş hâlde beni bekliyordu zaten. Yediklerimizin parasını çoktan ödediğimiz için onu neredeyse sürükleyerek kapıdan çıkarmıştım.
"Günün geri kalanını evimizde geçirelim, olur mu? Sevmeye ve sevilmeye ihtiyacım var. Seni çok özledim."
Yıllardır bunu dememi bekliyormuş gibi bir heyecanla bana sarıldı ve evimizin yolunu tuttuk.
El eleydik ve ben yine düşüncelere dalmıştım. Bu sefer de aklım geleceğe kaymıştı. Yıllar geçse de aynı kalacağımıza dair içimde güçlü bir his vardı.
Ne de olsa ben onun Hoseok'u, o da benim Namjoon'umdu. Ve bu iki aptal, birbirine delicesine tutkundu.
°°°
Not: Bu kısa yolculuğumuzda bana eşlik ettiğiniz için çok teşekkür ederim. Beğendiğiniz/beğenmediğiniz kısımları belirtirseniz çook mutlu olurum. Sizi seviyorum. Kendinize iyi bakın💜💓💕💖💝Başka bir not: 4evervmin4ever en özel teşekkürlerim sana. Her şeyinle ve her hâlinle mükemmelsin. Seni çok seviyorum. O güzel çiçeklerin asla solmasın. Uzun yıllarımız olsun sevgili arkadaşım♡♡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
soleil et lune 'namseok'
Fanfiction[ one shot ] Soleil et lune [fr]: Güneş ve ay [ Başlangıç & Bitiş: 02.07.2020 Perş. ] Arkadaşlığımızın 2. yılı olması ve namseok shiplemeye başlaması şerefine @4evervmin4ever'a ithaf edilmiştir.