Eve geldiğimde elimdeki buketi vazoya koydum. Banyoda yüzümü yıkarken "Erkencisin" diyen sesle kafamı kaldırdım. Banyo camında duran Serafinaya kafa salladım. Mutfağa gittiğimde mutfakta ayna olmadığını fark ettim. Odamdaki aynayı mutfağa götürdüğümde bunun delice olduğunu biliyordum.Serafinanın kıkırtıları mutfağı doldurduğunda uzun zamandan beri belkide ilk kez gülümsedim. Vazodaki çiçekleri gören Serafim "Beyaz güzelleri çok severim." demişti.
"Mezarın onlarla dolu merak etme" dediğimde gülümseyerek birbirimize baktık. Buruk bir gülümsemeydi.
Biz ile alakalı her şey burukt vr yarındı zaten.
"Bugün neler yaptın?" dediğinde tencere çıkarıyordum. Tencereyi ocağa koyduktan sonra ona döndüm. "İşteydim. Normalde sokakta görsem yüzüme bakmayacak insanların bemi pohpohlamasını seyrettim. Seni çok özledim. Annem ve babamı da öyle. Birkaç arkadaşım telefonumu aradı ama açmamayı tercih ettim. İşim biter bitmez de koşarak buraya geldim. Seni özlediğimi söylemiş miydim? Çünkü seni cidden çok özledim. " dediğimde ilk başta gülümseyerek dinlerken sonralara doğru yüzündeki tebessüm buruklaşmıştı.
"Remus...arkadaşlarının yanına gitmelisin. Ben zaten buradayım" diyerek aynayı gösterdi.
Anlamıyordu.
"Serafina...Benim güzel meleğim" dediğimde göğsü titredi.
"Sensiz geçen bu iki yılın nasıl geçtiğini bilsen emin ol bana bir şey diyemezdin"
Sonrasında yemek hazırlamış ve iki tabak koymuştum.
Biri boş kalmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
heaven knows i am miserable now | remus lupin
Fanfictionserefina ve remus birbirlerinin ruh eşiydi tek sıkıntı serefinanın iki sene önce ölmüş olmasıydı. mini fic valevante, 2020.