Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Günlerden pazardı. Uyandığımda ise gün bitiyordu. Ağrıyan başımı ovarak kalktığımda evin sessizliği alışık olsam bile beni ürküttü. İnce sesi ben uyandığımda kulağımda çınlamasına alışmıştım.
"Meleğim?" diye seslendiğimde karşı sesin gelmesini bekledim ama gelmedi.
Serafinanın sesi yoktu.
Aynanın karşısına hızlı adımlarla geldiğimde aynanın karşısında yine sadece ben vardım.
"Serafina" diye bağırdığımda aynada gördüğüm tek şey bana bağıran bir çocuktu. Kahverengi saçları karışmış yüzünün bir kısmı tıraşlı iken diğer tarafı değild, yeşil gözlerinin feri gitmişti.
Karşımdaki benim cesetimdi.
"
Hayır...hayır beni bir kez daha bırakmana dayanamam" mırıldandığımda dizlerim beni taşıyamamıştı. Yere hızla düştüğümde boğazım yuttuğum hıçkırıklardan dolayı acıyordu.
"Meleğim...lütfen bırakma beni bir kez daha" dediğimde saçlarımı çekiştirerek ağlıyordum.
Önümdeki ayna yere düştüğünde irkildim. Ayna irili ufaklı bir çok parçaya bölünmüştü.
Elim kırık ayna parçalarından birine gittiğinde mırıldandım "Ama Tanrı biliyor ya berbat hissediyorum kendimi"
Sadece sensizken
.
the smiths şarkılarını angst yazmam için yazmış? remus seni üzdüğüm için Allah belamı versin ama beni üzenlerinde versin by