Uzun sarı saçları vücudunun dört bir yanında uçuşurken sakin bir şekilde eski bildiği tek yer olan Patisserie an'i Iris ' e gidiyordu. Yanından geçtiği insanlar bir kez daha ona bakıyorlardı onun hakkında konuşuyorlardı. Kapısının önüne gelince durdu ve gülümsedi. Pelerinin başlığını kafasına geçirerek içeri girdi ve bir masaya geçti. Daha kendisinin geldiğini kimse fark etmemişti. Etrafın incelemeye başladığında ilerideki masada kızlarla gülüşerek muhabbet eden Barlas'ı gördü. İçinden ' Bir insan hala aynı kalabilir mi ? ' diye iç geçirdi. Hala aynı gri saçları ve mavi gözleriyle bütün kızların dikkatini üstüne çekmeyi başarıyordu. Kendisine doğru gelen arkadaşını görünce başlığı biraz daha yüzünün ortalarına çekerek anlaşılmamaya çalıştı.
'' Hoş geldiniz hanımefendi, ne alırdınız? '' diyerek yanına geldi.
'' Imm sanırım sizi alacağım hanımefendi.'' diyerek başlığını çıkardı ve kendisine şaşkınca bakan yeşil gözlere bakmaya başladı.
'' Amanın, Melek hiç geldiğini söylemiyorsun ya ! '' diyerek arkadaşına sarılır. Melek kendisine sarılan arkadaşına sıkıca sarıldı ve biraz hasret giderdikten sonra kollarını kendisinden ayırdı.
'' Sizi çok özledim ama aramızda kalsın en çok da seni özledim Masal '' diyerek göz kırpar ve arkasından gelen Barlas'ı görmezden gelir. Barlas sakin bir şekilde '' Masal ve Melek'in omzuna ellerini koyar ve '' Sizi böyle görmeyeli uzun zaman olmuştu ancak yan yana geldiğinizde bana, beni satmamanızı ummaktan başka seçenek bırakmıyorsunuz. '' diyerek ellerini omuzlarından Masal ve Melek'in başına getirir ve ikisinin de saçlarını karıştırır.
Melek , Barlas'ın ellerini tutar ve iter. '' Satarsak ortada kalırsın, o yüzden bize iyi davran. '' diyerek işaret parmağını Barlas'ın gözüne doğru sallar. Barlas arkadaki kendisine bakan kızları gösterir ve '' Sen öyle san Melek Hanım, sen beni şuraya bıraktığın an , şu gördüğün hatunlar benim için burada bir savaş başlatır. '' diyerek çekici bir gülümsemeyle arkadaki hanımlara el sallar.
Masal göz devirir ve Melek ve Barlas'ı sandalyeye iterek oturtur. Kendisi de Melek'in yanındaki sandalyeyi çeker ve oturur.
'' Anlat bakalım yolculuğun nasıl geçti ? '' diyerek Melek'e meraklı gözlerle bakmaya başlar. Melek göreve gitmişti ve 1 yıl kadar uzun bir süredir görüşmüyorlardı.
Melek mavi gözlerini heyecanla parlattı ve anlatmaya başladı. ''Bu yolculuk sayesinde kendimi çok geliştirdim Masal. Biliyorsun ki çocukluğumdan beri güçlerimi kullanmayı ve geliştirmeyi hep sevmişimdir. '' diyerek Masal'a imalı bir bakış atar ve sözüne devam eder.
'' Benliğimi olduğu gibi kabul ettim ve farklı biriymişim gibi davranmıyorum. '' diyerek gözlerini Masal' ın gözlerine diker. Masal, Melek'in yaptığı imaya göz devirir ve :
'' Durumları biliyorsun Melek, bunları daha önce konuştuk , yapmayacağım. ''
Melek sıkıntıyla üfler. '' Evet biliyorum ama kendine bunu yapman bana çok acımasızca geliyor , sen bu değilsin! '' der ve Melek , Masal'ın elini, iki elinin arasına alarak sözüne devam eder :
'' Senin kaderin bu değil ,sürekli bu pastanede çalışıp normal bir insanmış gibi yaşamaya çalışıyorsun ama senin bunun yerine gidip insanları koruman gerekiyor. Bak , çok az bir zaman kaldı göreve yeni kişiler alacaklar, gir şu seçmelere ve arenada herkese ne kadar güçlü olabileceğini göster. ''
Masal elini Melek'in elleri arasından çeker ve Melek'e bakar. : '' Melek başta sen olmak üzere benden daha güçlü birçok kişi var. Bensiz de gayet güzel idare edersiniz ki ediyorsunuz. Ayrıca bunun için yıllarca eğitim alıyorsunuz , yıllarca eğitim alanların yanında eğitimsiz bir kişiyi seçmezler. '' diyerek ayağa kalktı ve '' Siz Barlas ile konuşun ben de yeni gelen müşterilerle ilgileneyim. ''diyerek karşı masadaki müşterilere bakmaya gider.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölüm Meleği
FantasyAdam dalgaları seyrederken konuşmaya başlar : ''Koyu renkli olması hatta en koyu renkteki çiçek olması sebebi ile birçok kişi bu çiçeğin anlamının karamsarlıkları taşıdığını düşünür ancak siyah gül yeni başlangıçları simgeler. Ölümü, son bulmayı te...