slow bir şarkıyla okursanız daha da güzel olacağına inanıyorum.
---
Minik, elinde tuttuğu depresan hapı ile biraz bakıştıktan sonra onu her zaman ki gibi çöpe attı. Jeongguk asla, kahverengi saçlı çocuğa depresandan daha iyi geldiğini anlamıyordu. İç çekip sandalyesinden kalktı ve elinde ki su dolu bardağı tezgaha bıraktı.
Uzun süredir ağladığı için titreyen elleri ile yanaklarından süzülen göz yaşlarını silip ayaklarını yere sürterek mutfaktan çıktı ve odasına girdi.
Odası siyah tonları ile döşeliydi, aksesuvarları ise beyazdı. Tek bir fotoğraf çerçevesi dışında. Bu çerçeve kırmızıydı ve içerisinde Jeongguk ile onun olduğu bir fotoğraf vardı. Bu ikilinin tek fotoğrafıydı.
Taehyung yatağına oturdu ve çerçeveyi eline alıp şişmiş dudaklarını Jeongguk'un yanağına bastırdı. Hiçbir zaman dudaklarını öpmemişti. Fotoğraf bile olsa kıyamıyordu Jeongguk'unun o narin dudaklarına.Çerçeveyi yerine bırakıp yatağına uzandı ve her zaman yanında tuttuğu 2. yastığına sarıldı. Jeongguk burada olsaydı cılız ve güçsüz kollarının arasında ki yastığı yerine ona sarılırdı belki ama o Jimin ile eğlenmeyi tercih etmişti.
Taehyung nefes almak için dudaklarını araladı ama onun yerine bir hıçkırık dökülmüştü dudaklarından. Bacaklarını kendine çekip kafasını yastığına gömdü ve gözlerini kapattı. Canı yanıyordu. Onca şeyin yanında bir de Jeongguk'un Jimin ile birlikte oluşu canını yakıyordu.
Belki Taehyung onunla olsa her şey daha iyi olabilirdi. Her şeyin üstesinden birlikte, el ele gelebilirlerdi.
Minik, dudaklarını birbirine bastırdı ve kafasını salladı. Bu yanlızca bir hayaldi. Jeongguk ona asla o gözle bakmazdı.
Taehyung'un Jeongguk'u sevmeye başlayışının üzerinden 5 sene geçmişti ve ona yanlızca bir sefer dokunabilmişti. Büyük ve kemikli ellerine dokunmuştu o seferde de.
Küçük, aklına gelen anı ile gülümsedi ve iç çekti. Çok güzel bir gün geçirmişti o gün. Hem ellerine dokunmuştu büyüğünün, hem de onunla bir fotoğraf çekilme fırsatı yakalamıştı. Hoş, o gün de Jimin'i kıskandırmak için tutmuştu Jeongguk, Taehyung'un minik ellerini*.
Taehyung yatağından kalkıp balkonunun yanında ki müzik setine ilerledi ve morali bozuk olduğu zaman açtığı şarkı olan Get You The Moon'u açtı.
Komidinin üzerinde duran sigara paketini ve çakmağını alıp balkona çıktı. Yere oturup ayaklarını demirlerin arasından sarkıttı ve paketinden bir sigara çıkartıp dudaklarının arasına aldı. Sigarayı yakıp kafasını demirlere yasladı ve sigarasından büyük bir nefes çekip orta ve işaret parmağının arasına aldı sigarasını.
Ne zaman morali bozulsa bunu yapardı. Tek başına sigara içer ve Get You The Moon dinlerdi.
Taehyung sigarasından birkaç nefes daha alıp sigarasını attı. Şu aralar dalları aşırı hızlı bitiriyordu.
Bir sigara daha aldı paketten ve dudaklarının arasına yerleştirip yaktı. Bir nefes çekip balkonun demirlerine yaslandı. Neden bunların başına geldiğini bilmiyordu. Neden depresyonundan ve anksiyetesinden kurtulamadığını bilmiyordu. Ve bu canını, daha da çok yakıyordu. Kafasını iki yana salladı ve uzun bir süre daha sigara içtikten sonra ayağa kalkıp tekrar odasına girdi. Çalışma masasının üzerinde duran, zemini siyah üzeri yara bantları ile kaplı olan defterine baktı. Ona yazmayalı çok olmuştu. Oysa ki psikoloğu ve psikiyatristi ondan defterine her gün yazmasını istemişti.
Nefesini verip yatağına uzandı ve tekrar yastığına sarılıp gözlerini kapattı. Tek dilediği yarının güzel bir gün olmasıydı.
---
*Taehyung'un ellerinin minik olmadığını ben de biliyorum güzellerim fakat bu bir kurgu ve sizin de bildiğiniz gibi kurgumda ki kişilerin fiziksel ve kişiliksel özelliklerini ben belirliyorum. Bu nedenle linçlemezseniz sevinirim.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
get you the moon - taekook
Short Story"Var olan kusursuz her şeyin ardında acılar gizliydi ve Jeongguk bunu fark etmek için çok geç kalmıştı."