Harry de Draco da hasta olmuşlardı. Tabi yağmurun altında kalmanın cezasıydı bu. Ve ders de onların ardı ardına hapşırmasıyla sürekli bölünüyordu.
McGonagall için son darbe ise ikisinin de aynı anda hapşırması olmuştu zaten. Hızla arkasını döndü o an da. Sonra ise sinirle çıkıştı öğrencilerine. Normalde McGonagall öğrencilerine bu denli sinirlenebilecek biri değildi. İşte bu yüzden tüm sınıf hep birlikte sıçramıştı sandalyede korkudan.
"Siz ikiniz!" diye bağırdı MCcGonagall Draco ve Harry'i işaret ederek. "Hastane kanadına, hemde hemen!" İkisi de onayladılar ve aynı anda sandalyelerinden kalkarak yürümeye başladılar. Kapının önünde aynı anda bir kez daha hapşırdıktan sonra korkuyla dışarı kaçtılar.
Bir kaç geçmek bilmez dakikanın ardından baya halsizleşmişlerdi bile. Harry duvara yaslandı ve dinlenmeye karar verdi.
"Hadi ama Harry, az kaldı dayan biraz." Harry başını olumsuz anlamda salladı yavaşça. Draco da bu sırada elini Harry'nin alnına koydu.
"Harry, ama sen yanıyorsun!" Draco, tam Harry'i kucağına almaya kalkarken Harry'nin elini alnında hissetmesiyle durdu.
"Sen de öylesin ama." dedi. Draco da duvara yaslandı o an.
"Hey, neden hastane kanadında değilsiniz siz?" dedi sağ taraftan geldiği duyulan bir ses. Kafalarını o tarafa çevirince ise karşıdan gelen dörtlüyü gördüler.
"İyi misiniz siz?" dedi Herm endişeyle.
"Evet, iyiyiz. Gidemeyecek kadar halsiziz sadece." dedi Harry. Ancak bu cümleyi bile zorla kurmuştu. Herm ise o an ellerini onların alınlarına koydu.
"Yanıyorsunuz siz!"
"Cidden mi? Yemin et???" dedi Harry alayla sırıtarak, yani en azından sırıtmaya çalışarak.
"Alaya almayın beni!"
"Hı hı. Evet, tamam."
"Yardım edelim mi çocuklar?" diye sorduklarında Draco da başını salladı. Pansy ve Blaise Draco'nun, Herm ve Ron ise Harry'nin kollarının altına girdi ve onlara destek olarak yürütmeye çalıştılar......
Yaklaşık bir 10 dakikanın ardından kapının önündeydiler. İkisini de resmen sürükleyerek getirmişlerdi buraya kadar. Ve hepsininde bu süre zarfında hem fikir oldukları tek gerçek onları bir daha asla yağmur da dışarıya çıkarmayacak olmalarıydı. Ancak Draco ve Harry ikilisi için aynı şey geçerli değildi. O ikisi hala daha buna deydiğini ve yine olsa yine yapacaklarını düşünüyorlardı. Ve yapacaklardı da.
Revirin kapısını çaldılar ve açılmasını beklemeye başladılar. Madam Pomfrey ise kapıyı açar açmaz endişe ile hemen onları yataklara yatırmalarını söylemişti. Onlar ise onu ikiletmeden hemen onları yataklara yatırdılar.
"Ne oldu bunlara?" diye sordu hemen Madam Pomfrey. Bu sırada ise Harry de, Draco da hapşırmışlardı. Eh tabi bu da gözünden kaçmamıştı yaşlı kadının. Bir tahmini de vardı aslında ancak emin olmak istemiş ve bu yüzden de sormuştu karşısında ki çocuklara.
"Yağmurun altında çok kalınca-" diye başlamıştı Harry cümlesine ancak maalesef hapşırmasıyla birlikte kesilmişti cümlesi.
"Pekala, pekala. Anladım sorunu." dedi Madam Pomfrey. Ve ardından ise ellerini çocukların alınlarına koydu. Koydu koymasına ama koyması ile elini çekip endişe ve şaşkınlık karışımı (Çoğunlukla endişe) bir ses tonuyla haykırması bir oldu.
"Bunlar yanıyorlar!!!!"
"Hangisi daha iyi peki?...." diye sordu Blaise. Madam Pomfrey ise anlamaz bir şekilde ona *Sen gerizekalı mısın yavrum??? Yoksa bize mi öyle davranıyorsun???* Bakışı attı ve ardından ise konuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
╠O╣╠n╣╠e╣ ╠S╣╠h╣╠o╣╠t╣ 💚𝒟𝓇𝒶𝓇𝓇𝓎 💙
Short StoryKısa Drarry hikayeleri...... Umarım Seversiniz 💚🐍💚