Gün 1:21
Piksel piksel karakter yaratılmaya başladı, siyah saçlı bir erkek belirdi. Gözleri, nerede olduğunu anlamak adına bir sağa bir sola gidiyordu.
Yumurta kabuğu renginde bir odadaydı. İçeride; iki kapı, bir tane ikiz kral boy yatak ve üstünde kurşun rengi gri örtüler, yatağın biraz üstünde de kare şekilli minik bir pencere vardı. Yere dağılmış rastgele makaleler ve giysiler dışında göze çarpan pek de bi'şey yoktu. Çok mükemmel görünen bir oda değildi ama çok da berbat bir yer değildi.
Gözleri karşısındaki kapı ile sağındaki kapı arasında gidip geldi. Rastgele bir tahmin ile yavaşça yatağının, yani bulunduğu yerin, karşısındaki kapıya gitti. Kapıyı açtı ve sıkışık bir yaşam alanıyla karşılaştı. İçeride küçük bir televizyon, cam kahve sehpası ve siyah deri bir kanepe. Giyim ile ilgili makaleler ve yarı açılmış paketler ile bitirilmemiş yiyecek artıkları yerde öylece duruyorlardı. İğretiyle burnunu buruşturdu ama dağınıklığı toplayacak enerji ve sabırı neredeyse hiç yoktu. Belki neler olduğunu anladıktan sonra olabilirdi.
Bir kapı uçarak duvara çarptığında tüm dikkati direkt oraya gitti.Kapıda, parlak simsiyah saçlarıyla gözlerini kocaman açmış, gergin duruşuyla kapı pervazlarını sımsıkı tutan bir çocuk dikiliyordu. Gökyüzü mavisi yakalı bir tişörtün üzerine lacivert bir sweatshirt giyiyordu. Siyah deri ceket içine siyah tişört giyen çocuğa göre iyi giyiniyor denebilirdi.
''Hassiktir yine mi...'' neredeyse fısıldayarak demişti.
''Ne?'' çocuk kaldırdığı kaşlarıyla sordu.
''Siki- nesin sen?'' adam stresle sordu ama çocuk sadece boş bakışıyla gözlerini kırpıştırdı. Adam aciliyetle ''Ne durumdasın, Jeno?'' diye sordu.
''Masum! Ben masumum!'' Jeno adama çıkıştı.
''Hayır! Bana ne olduğunu söyle!'' emretti.
''Zaten söyl-''
''Şu aletini kullan!'' Jeno'nun sol bileğini göstererek tısladı.
Jeno fermuarlı deri ceketininin kollarını yukarı sıyırdı ve ortaya kocaman bir ekranlı gümüş bir kelepçe çıktı. İşaret parmağıyla ekrana dokundu ve bir seçim ekranı belirdi. Arkaplan beyaz ve yazılar soluk maviydi. Önündeki üç seçeneğe baktı.
Oylama
Sağlık
Karakter bilgisi
Jeno hızlıca üçüncü seçeneğe bastı ekrana bir liste çıktı.
Oyuncu: Lee Jeno
Yaş: 20
Rol: Masum
Anlık durum: Sevilmeyen sivil
İlişkiler: Kim Doyoung - Oda arkadaşı
''Nefret edilen sivil?'' Jeno anlamayarak mırıldandı.
''Hass-- teşekkürler'' Doyoung nefeslendi ''Zararsızsın.''
''Zararsız?'' Jeno sorguladı ''Bu da ne sikim demek oluyor?!''
''Bu şu demek oluyor ki sen diğer oyunculardan sıkılmışsın onlar da senden. Ve özgüven eksikliği de sana birçok probleme sebep olabilir.'' ceplerini didik didik ararken açıkladı.
''Neden beni sevmiyorlar?'' Jeno sordu ''Benimle hiç görüşmediler.''
Doyoung sol cebindeki iyi görünümlü bir akıllı telefona ulaştı. Jeno kaşlarını merakla çattı, nasıl bu kadar küçük evi olan birinin böyle güzel bir telefonu olabilirdi.
''Bilmiyorum. Durumlara bağlı. Senin bulman gerekiyor.'' telefonunda hızlıca bir şeyler yazmaya başlamışken cevapladı.
''Doyoung ne sikim dönüyor şu an?'' Doyoung yavaşça telefonu cebine geri koyarken ve sessiz kalırken Jeno sorgulamaya başladı, Doyoung hızlı adımlarla apartmanın ön kapısına doğru yürüdü.
''Gitmem lazım'' umursamadan yanıtladı ''Sadece... Ölmemeye çalış, küçük.''
Bunun ardından kapıyı açtı ve gözden kayboldu, apartmanı terketti.
...
Doyoung'u takip et
ya da
Geride kal ve apartmanı ara?
sizce hangisini yapacak?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Let's Play (Hadi Oynayalım) // NoMin
Fanfiction''Bunun gerçekten bir oyun olduğunu mu sanıyorsun?'' - Bir interaktif NoMin kurgusu- Orijinal başlık: Let's Play Orijinal yazar: @jenoprint Çeviri: @Hobiennie