xxix

748 101 10
                                    

Hapşurdum.

Benden birkaç nanosaniye sonra da Remus hapşurdu. Sabah gelen telefonla acilen eve gelmemiz gerektiği söylendiği için toplanıp geri dönüyorduk ve ikimizde sürekli hapşırıp, öksürüyorduk çünkü aralık ayında dışarıda birbirimize sarılarak uyumak o an gözümüze çok romantik gelmişti.

Romantikliği sikeyim.

Öksürürken kemiklerimin bile acıdığını hissediyordum burada.

Ön koltukta uyumak için cebelleşirken Remus burnunu çekiyordu. Çantamdan peçete çıkarıp ona uzattığımda "Teşekkürler" diye mırıldandı. Sürekli burnunu silmekten burnu kızarmıştı ve yeşil gözleri yaşarıyordu.

Bir insan hastayken bile bu kadar yakışıklı olmamalıydı.

"Siz nasıl bu kadar grip oldunuz ya hemde aynı anda?" diye sorgulayan Lily ile gözlerimi pencereye çevirdim. Hasiktir ya.

Biz Sherlocku unutmuştuk.

"Adeladie zayen kolay hastalanan biri ona bir şey diyemiyorum ama Remus? Oğlum sen Şubat ayında yarım kollu ile dolaşan insansın." diyen Sirius ile iyice oturduğum yere gömüldüm.

Remusun nasıl hasta olduğunu anlatmama gerek yoktur herhalde.

"Denize girdim" diye cevap veren Remusa baktım. Düzgün yalan at bari. Sirius ve James "Oğlum sen gerizekalı mısın? Aralık ayında denize girmek ne?" dediğinde omuz silkti. "Sıcakladım bende denize girdim."dediğinde bir süre baktıktan sonra ikna olmuşlardı.

Remusta bunu yapacak potansiyelin var olduğunu bilmek beni dehşete düşürüyordu.

Arabada dönüş yolundayken ne kadar canım sıkılsada olacakları düşünmeye başladıkça ellerimde titremeye başlıyordu.

3 yıl önce koşarak kaçtığım eve geri dönecektim. Beni nasıl bir şeyin beklediği ile ilgili en ufak fikrim yoktu.

Sıkıntı ile iç çektiğimde Remus kafasını benim olduğum yere çevirdi. Bizimkilere baktıktan sonra rahat olduğunu düşünmüş olacak ki viteste duran elini elimin üzerine koydu. Parmağı ile elimin sırtını okşarken gözlerimi kapadım. Isıtıcıdan yükselen sıcak hava saçlarımı uçuşturuyordu.

"Sorun ne Adel?" dediğinde gözlerimi açıp ona baktım. "İngiltereyi düşünüyorum daha bizimkilere söylemedim bile" dediğimde anlayışlı bir şekilde bana gülümsedi. Elimi tutup öptüğünde "Bir çaresine bakarız dert etmeyin siz leydim." dediğinde gülümsedim.

Diğerleri uyanana kadar da ellerimiz öyle kaldı.
.
bunlar böyle ponçik ponçik duruyorlar ve ben yazarken feels geçiriyorum hava da sıcak zaten...

barbie&ken | remus lupinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin