⚫⚫⚫⚫
Hayat bazen insana karşı çok adil davranır. Ama bazen de hiç adil davranmaz, işte şimdi hayatın ona hiç adil davranmadığı zamandaydı Caide. Kalbi sanki enkazın altında kalmış gibi hiçbir şey yapamıyordu, peki yapabilse yaparmıydı, gücü buna yeter miydi acaba?
Sanki ateşe düşmüş gibi hissetti. Önce biraz ısındı ama zamanla o ısısı büyüyerek bir ateş topuna dönüştü ve içini cayır cayır yaktı, kavurdu. Şimdi ise rüzgarın onu nereye götüreceği beli olmayan bir kül.
İçi öyle bir yanıyor ki sanki içindeki yangın dünyayı da yakabilecek kadar büyüktü.
Ama annesi ne mutlu bir şekilde evden ayrılmıştı. Sanki yıllar sonra çektiği onca acıyı bir çırpıda silebilecek kadar, ama ilk evliliğide böyle olmamış mıydı? Mutlu bir evlilik sonucu hüsran.
Mutluluğu bir dağ kadar büyük, şimdi o kocaman dağ kadar büyük mutluluk nerde hani gözükmüyor.
Anahtarı elinden düşerek zeminde bir tok bir ses çıkardı, eğilerek yerden alıp kapıyı açtı. Anahtarı çantasına geri koyup partmonta astı çeketiyle birlikte. İçerde geçip, banyoya yöneldi. Aynanın karşısına geçtiğinde yüzünün ağlamaktan hafiften kızarmış, gözleri kıpkırmızı olmuştu. Dudakları pembe, kırmızı bir tona dönüşmüştü. Aynaya bir süre bakıp yüzünü inceledi. Soğuk suyu açarak yüzüne çarptı, her seferinde daha hızlı çarptı. Hırsını sanki yüzünden alıyormuşcasına.
Tekrar aynaya bakışlarını çevirdi, gerisine gerisine yürüyerek sırtı duvara yaslanana kadar. Aynadan kendisine bakıp tekrardan ağlamaya başladı. Eliyle yüzünü kapattı, kayarak yere oturdu. Bacaklarını kendisine çekti, ellerine etrafına sardı ve başını da kucağına gömerek hıçkıra hıçkıra ağlamaya devam etti.
Ne kadar ağladı, zamanını orada ne kadar çürütüğünü bilmeden tekrardan ayağa kalktı. Aynaya bakmadan yüzünü tekrar soğuk suyla yıkayıp çıktı banyodan. Odasına giderek üstündeki kıyafetleri çıkarmadan yatağa girip, yorgan üzerine kadar çekip uyumaya çalıştı.
✔✔✔
Caide kahvesinden başını kaldırarak arkadaşına bakarak "Bana iş bulabilirmisin?" dedi sessiz ve mutsuz bir şekilde.
" Yani nasıl bir işte çalışabilirsin, biliyorsun ki hiç çalışmadın."
" Temizlik yapabilirim, markete çalışabilirim, bilmem yapabilirim bir şeyler."
Dirseğini masasının üzerine koyarak başını da eline yaslanara düşünmeye başladı Aslı, " Aaa buldum" diye şakıdı. " Şey benim annemin çalıştığı yerde bir hizmetçi arıyorlar, annem bana söylediği ama ben kabul etmedim. Maaşı da çok güzeldi, istersen anneme söyleyeyim daha kimseyi bulmamışsa söyleyeyim seni alsın olur mu?" dedi hevesle ve mutlulukla.
"Olur" deyip bakışlarını kahvesinde çevirdi. Aslı Arkadaşının üzülmeden edemiyordu, ona karşı gülümseyerek, mutlulukla bir şeyler söylüyordu ama o pek oralı olmuyordu. "Caide ben bu hafta sonu İzmir'e gidiyorum gelmek istiyormusun beraber gidelim?"dedi Aslı.
Bakışlarını Aslı'ya çevirip " Yok benim bu hafta sonu işlerim var" dedi mutsuz bir şekilde.
"Ne yapacaksın, ne işin var? İstersen sana yardımcı olurum." sevecen bir şekilde.
"Yok, gerek yok. Yeni bir eve taşınacağım eşyalarımı taşınacağım" Annesini öldüğü evde yaşamak istemiyordu,zaten o evde onlara ait değildi.
"Hmm" dedikten sonra "Tamam öyleyse ben anneme söylerim işi eğer olursa seni ararım." dedi gülümseyerek.
"Tamam. Teşekkür ederim yardımcı olduğun için"
"Bir şey değil" dedi gülümseyerek. Elini Caide'nin elinin üzerine koyarak" İstediğin zaman gelebirsi sana her zaman yardimci olurum" diyerek cümlesini tamamlayarak.
"Sağol." Elini çekip "Benim kalkmam gerekiyor."dedi Caide.
"Tamam canım kendine iyi bak"
" Sende." deyip ayağa kalktı, çantasını alarak "Görüşürüz. " dedi.
"Görüşürüz"
Cafeden çıkıp bir taksiye bindi.
BÖLÜM SONU
Lütfen yorumlarınızı bırakmayı unutmayın. Bu benim ilk yazdığım kitap İnşallah devam ederim bir aksilik olmasa.
Hoşçakalın kendinize dikkat edin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEN VE BEN
Novela JuvenilAçık kahverengi gözlerin kaldırarak "Özür dilerim... gitme." dedi çaresiz bir şekilde. Gözlerinde öyle bir pişmanlık vardı ki... Ama bazen pişmanlık işe yaramıyordu, o yaptıklarını örtbas edemiyordu, nasılsa bir insanın bir insanın bir yerini kırd...