Cihan Mürtezaoğlu & Pinhani - Bir Beyaz Orkide
Multi,Ateş.
___
Derin'in Günlüğünden
Seni çok özlüyorum.Burada çok fazla yabancı var ve ben seni çok özlüyorum.Anneme buraya gelmek istemediğimi söylemiştim.Ama beni dinlemedi.O kadar direnmeme rağmen burada bu yabancılarlayız.Kendimi güvende hissetmiyorum.Her an biri bana bir çelme takacakmış gibi.Ki ilk çelmeyi de yedim.Çoktan tepe taklağım.Ama her şeye rağmen pes etmek yok.Annem mutlu olacaksa bir süre bu yaşantıya ayak uydurmam gerekecek.
Hem merak etme.Artık o kadar da acı çekmiyorum.Acıtsa da uyuşmaya başladı.Hissetmiyorum o kadar da derinden.Yaramızı deşmeye devam etmedikleri sürece sıkıntı yok.Ama sakın ha artık hissetmiyorum dedim diye seni unuttuğumu falan sanma.Bu imkansız biliyorsun.Sen hep benimlesin.Sen benim hiç yeşermeyen umudumsun.
Burada güzel şeyler de oluyor aslında.Yabancıların yanı sıra biri girdi hayatıma.Çok farklı.Tanışalı çok az zaman olsa da sanki içimi görüyor.Tuhaf biri.Galiba en çok onun yanında güvende hissediyorum.Yalansız gibi.Bilmiyorum.Ama merak etme bir daha öyle büyük bir hataya düşmem.Önlemimi aldım.Zaten pek tipim de değil.
Seni seviyorum yeşermeyen umudum.Sen hep benimlesin.Kalbimin en derinlerinde senin o küçük adımlarını hissediyorum.
Derin.
Kaşlarım çatıldığında eş zamanlı olarak kafamı çevirip Ateş'e baktım.Aynı anda o da bana bakmıştı.Can mı?
"Neler oluyor?" diye fısıldadım şaşkınlıkla.Can ne alakaydı?Doruk'un Can'la ne gibi bir ilgisi olabilirdi?Doruk tüm o söyledikleriyle ne kastediyordu?Gerçekten kafayı yemek üzereydim.Ateş gözlerini saniyelik Doruk'a çevirdikten sonra çatılan kaşları düz bir çizgi halini aldı ve dilini alt dudağının üstünde gezdirdi.Ne düşünüyordu?
"Ateş..." diye fısıldadım.Soru işaretleri git gide artıyordu ve artık kafama ağırlık yapıyordu.Son birkaç günde saçma sapan bir durumun içine düşmüştüm.Bir çember vardı ve bu çemberin ötesine geçemiyor yalnızca çizginin ardında olanları görebiliyor, yaklaşıp dokunamıyordum.
Bir cevap bekleyerek Ateş'e bakarken Dolunay içeriden "Ateş nerede kaldın?" diye seslenince ikimiz de aynı anda hızla kapının önünden çekildik.Salona hızlı adımlarla döndüğümüzde ani girişimizden dolayı bakışlar bize döndü.Suratımızda nasıl bir ifade varsa annem ve Erdinç'in kaşları çatıldı.Güneş teyze ve diğerleri de bize anlamsız bakışlar atmaya başladı.
"Ne oldu çocuklar?" diye sordu annem hafif yapmacık bir nezaketle.
Salona girdiğimiz yerde ikimiz de öylece dikilirken Ateş'e baktım.Doruk'un ağzından çıkan ismin şokundaydım hala.O da bana kısa bir bakış attıktan sonra hızlı toparlayıp elini belime koydu ve beni koltukta annemlerin yanına yönlendirdi.Aynı zamanda "Deniz ve çocuklukları işte." diye annemi yanıtladı.Koltuğa otururken anlamsız bakışlarımı ona yolladım.Konu salona koşar adımlarla dalışımızdan benim çocukluğuma nasıl gelmişti?Herkes sanki olağan bir şey duymuş gibi konuşmasına geri dönünce tepki bile veremedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAKAMOZ
JugendliteraturBen Deniz, Deniz Duman. 19 yaşında bir kızım. Üç yıl önce bu koca şehre annemin ülkenin önde gelen zenginlerinden biriyle evlenmesi sonucu geldim. Artık eskiden olduğumdan daha varlıklı ve her şeye sahibim. Kocaman bir villada yaşıyorum ve çok fazla...