,

9 1 1
                                    

Huzur
Mutluluk
Sağlık

Bu üç şey çok önemli. Benim hayatım da en azından en önemli üç şey bunlar. Hayatım çok düzgün diyemeyeceğim ama her insan gibi normal olması için elimden geleni yapıyorum. Ben perdita alara özgün. Adımın gerçekten çok acayip olduğunu düşünüyorum perdita anneme adıma neden bunu koyduğunu sorduğumda zamanı gelince öğrenirsin dedi ama o zaman hala gelmedi.

Ben yirmidört yaşında bir gazeteciyim. İşim gereği çok meraklıyımdır genelde arkadaşlarım bundan şikayet etsede ben memnunum. Annem ve babamdan ayrı yaşıyorum çünkü hep kendi evim olsun istemiştim meselege başladıktan sonra paramı biriktirip kendime çok güzel bahçeli bir ev aldım şehirden uzakta bu biraz sorun yaratıyor ama kalabalıktan uzakta mutluyum.

Saat sabahın altısıydı kendime sandviç hazırlayıp evden çıktım. Arabama binip şirkete doğru sürdüm. Araba sürmek de en çok istediğim ikinci şeydi ve onuda yapıyorum artık. Evet istediğim çogu şeyi yapıyorum. Ama mutlu olamıyorum bırs şeyler eksik.

Şirkete çoktan varmıştım arabayı park edip. Koca binanın önündeki Güvenliklere başımla selam verdim sabahtan akşama kadar orda beklemek zor olmalıydı. Asansöre binip sekizinci kata bastım. Odam orda değildi ama dün gece müdür beni arayıp yarın ilk iş yanına uğramamı söylemişti ve üstüne basa basa önemli olduğunu dile getirmişti.

Kapının önündeki sekrete selam verip müdürün oda da olup olmadığını sordum. İçeri de deyince üstümü düzeltip kapıyı vurdum ve beklemye başladım

-gir.. Ah alara günaydın gel otur.
-Günaydın efendim.

Saçlarında beyazlar çıkmış yaşlı müdürümüz fazla yorgun gözüküyordu hergün ütülü olan takım elbısesi bugün ütülü değildi. Kravatı yamuk duruyordu. Gerçekten kötü birşeyler olmuş gibiydi.

-Immm.. alara konuya gireceğim direk dün seni arayıp önemli bir konu dediğimi hatırlıyorsun dimi.
-Evet efendim konu nedir?
-Alaracım boğazımıza kadar borca battık iflasın eşiğindeyiz ve büyük patron birilerini işten çıkarmamız gerektiğini söyledi anlıyormusun?
-Ne yani beni kovuyormusunuz
-Hayır kovmak değil bu mecburum alara işleri düzene sokunca seni tekrar arayacağız.
-Tekrar? Ne zaman efendim. Biliyorsunuz ki ev aldım araba aldım onların taksitleri hala bitmedi. Bunu bana nasıl yaparsınız.
-Çok üzgünüm alara.
-üzülmelisiniz izin verirseniz eşyalarımı toplamaya gideceğim
-İzin senin.

Sinirle odadan çıkıp kendi odama gittim. Bu şimdi olacak seymiydi. Paraya ihtiyacım vardı ve ben işimden olmuştum ailemden asla borç ısteyemezdim birşeyler yapmam lazımdı yeni iş bulmak çok zor olacaktır. Çıldıracağım.

Odama girip kenarda duran kutulardan büyük olanı alıp içine şahsi eşyalarımı koydum ve şirketten ayrıldım önümde kocaman bir yol vardı ve ben nereye gideceğimi bilmiyordum. Gerçekten nereye gidecektim ben. Kutuyu arabama koyup biraz düşündüm. En iyisi annemlere gitmek biraz kafamı dağıtırdım en azından.

Arabaya binip annemlere doğru sürdüm. Sokağa girince park yeri aramaya başladım annemlerin kapısının önündeki ambulansı görünce duraksadım ve neler olduğunu inceledim. Evden sedye ile olduğum yerde kalakaldım. Arkadan gelen korna sesleri bağıran insanlar bir anda hiçbir şey duyamaz olmuştum. Sanki zaman benim için durmuştu. Gözümden akan bir damla yaş beni kendime getirmişti bir anda ve o an ağzımdan nasıl çıktığını bilmediğim kelime tüm sokağı ınletırcesine çıkmıştı.

-ANNEEEE

Arabadan bir Hışımla fırlayıp ambulansa doğru koşmuştum. Bu benim annemdi. Benim Annem hareket etmeden yatıyordu. Herkes bana acıyan gözlerle bakarken ne yapacağımı bilemiyordum arkamı dönüp eve baktığımda bir sedye daha çıkıyordu. Bu.. Bu babamdı. Aynı annem gibi hareketsizdi. Ama neden? Onlar benim en değerlilerim bu hayattaki tek yoldaşlarım neden böyleydiler. Neden herkes böyle bakıyordu bana.

Ambulansın yanındaki hemşirenin yanına koştum ve ona neler olduğunu sordum.

-onları nereye götürüyorsunuz. Ne oldu?
-Siz kimsiniz. Neleri oluyorsunuz?
-Kızıyım ben kızlarıyım LÜTFEN SÖYLEYİN ONLARA NE OLDU?

Sesim istemsizce yüksek çıkmış karşımdaki hemşirenin dili tutulmuş bir anda gözleri dolmuştu oda herkes gibi bakıyordu bana acıyarak.

-Imm.. Öncelikle gerçekten söylemesi çok zor.. Biz elimizden geleni yaptık Ama geldiğimizde çoktan kaybetmiştik onları. Gerçekten çok üzgünüm.

Üzgün müydü? Kaybetmiştik derken neyi kastediyordu? Hayır hayır olamaz onlar ölmüş olamaz. Beni bırakamazlar. O zaman beni de almalıydılar neden bensiz gittiler. Hayır olamaz. Ölemezlerr.

-HAYIRR OLAMAZZZzzz annem, babam onlar ölemez

Bir anda yükselerek çıkan sesim gittikçe kısalmıstı. Neler olduğunu bile anlamazken burnumda bir ıslaklık hissedip elimle sildim ama bu gözyaşı veya başka birşey değildi bu kandı. Ne ara kapandığını bilmediğim gözlerimle bir anda vücudum tutmaz oldu ve yere yığılı verdim. En son duyduğum şey önümdeki hemşirenin sedye getirin diye bagırısıydı. Galiba bende annemle babamın yanına gidiyordum.

~&~

Zaman ne acı şeydi. Zaman geçtikçe daha çok alışıyorsun hayata yakınındakiler bir parçan oluyor onlara kendinden daha çok değer veriyorsun ama bir gün onlar gidiyor. Gidince sanki vücudundan bir parça eksiliyor yarım kalıyorsun. Eski benliğine asla kavusamıyorsun.

Ailem öleli bir hafta oldu ve ben hala ilk günkü gibi yalnız ve sefıl durumdayım. Onları özledim. Annemin sabah ve akşam yemeklerini atlatma diye aramasını, Uyuyamadığım geceler beni arayıp  şarkı söylemesini, Yasemin kokan ellerini, Babamın sıcacık gülümsemesini, yaptığı saçma ama güzel esprilerini, birlikte kitap okuma gecesi yapmayı özledim. Sizi çok özledim Anne ve Baba.

Telefonum bilmem kaçıncı kez çalıyordu. Arkadaşlarım hergün eve geliyor yada arıyordu. Ama kimseyle görüşmek istemiyordum. Nedenini bende bilmiyorum. Ama işte istemiyordum.

Annemler gittiğinden beri onların her köşesinde anımız olan evlerinde kalıyordum. Annem ben tasındıktan sonra odamın düzenini hiç bozmamıştı bir gün geri gelirim diye. Evin her yerinde dolandıktan sonra kendi odama girdim küçüklükten kalma bir kaç elbiseme gözüm takıldı anneme bunları aldırmak için ne kadar da ağlamıştım. Köşede duran oyuncak bebek koleksiyonum. Her bebek ayrı anıya sahipti. Onlar bile bana acı bir gülümseme ile bakıyordu. En sevdiğim uzun siyah saçları olan bebeği elime aldım annem hep bana bu bebek aynı sana benziyor derdi. Bebeğin kırmızı bir elbisesı vardı. Annem sırf dahada benzıyelım diye aynı elbiseden banada dikmişti. Elbisenin üstünde  dolaşan elime bir sertlik geldi elbisenin küçük cebinde bir kağıt vardı. Hemen çıkarıp inceledim. Üstünde bir şeyler yazıyordu.

Sevgili kızımız'a

Perdita!  Kızım. Gitme vaktimiz geldi artık. Korkma görüşeceğiz.

Unutma sen Perditasın, kayıpsın parçanı bulman lazım sevgili kızım.. Parçanı bul

Ama unutma hiçbir zaman bir bütün olamaz. Kayıp parça; Perdita peco hep kayıp parça kalmalı.

Seni seviyoruz güzel Perdita. Görüşmek üzere...

                               Anne ve Baban
                                          ~

Buda neydi?
Neler oluyordu annem ve babam ölmemiş miydi?
Ya parça o da ne?
Bütün ne demek?

Kayıp Parça (perdita Peco)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin