20 ağustos 2024 tarihinde düzenlendi, 19 eylül 2024 tarihinde yeniden yayınlandı. iyi okumalar dilerim. ✔️☕️🖤
////
"Evrendeki en bağlı duygu sizce nedir," diye sormuştu Bayan Hillary. Sesi, sessiz amfinin içerisinde oldukça net bir şekilde duyulmuştu. Sağ elimin arasındaki yeşil kalemle oynarken sorunun cevabını düşünmeye başladım. Evrendeki en bağlı duygu nedir?
Yanıt vermek için elimi kaldıracağım sırada, amfinin ön sıralarından bir el kalkmıştı. Bayan Hillary, 'buyrun' gibisinden bir el hareketi yaptığında, kız elini indirip konuştu.
"Bence aşk. Zaten bir insanı, diğer birine bağlayan bir duygudur."
Evet, ben de bunu söyleyecektim. Ancak aşk yoğun bir kavramdı. Bir sürü duygunun birleşmesi sonucunda ona varabiliyordunuz ve bunun başını da sevgi çekiyordu. Sevginin varlığı, aşkı daha çok benimsememize sebep oluyordu.
Bayan Hillary, gülümsemiş ve yaslandığı masadan yavaşça kalkmıştı. Kollarını göğüs hizasında birleştirmişti. "Aşk, bir insanı bir diğerine bağlar. Haklısınız Bayan Yena... Ancak atladığınız bir nokta var. Aşk, fazlasıyla duygu yüklüdür. İçinde çoğu duyguyu barındırır. Mutluluk, üzüntü, sevinç, güven, korku... ve sevgi."
Amfideki herkesle göz teması kurmaya çalışıyordu. Benimle de göz göze geldikten hemen sonra başka birinin gözlerine doğru bakmıştı. Geriye doğru yaslanmıştım ve uzun süredir ders işliyor oluşumuzdan ötürü gözlerimi hafifçe kısmıştım.
"Evrendeki en bağlı duygu sevgidir. Aşk bozulur... parçalanabilir ama sevgi için bunlar söz konusu değildir. O varlığını sürdürmeye devam eder, zira onsuz insan yaşayamaz."
Fısıldaşmalar başlayınca bakışlarım etrafa doğru kaydı ancak Bayan Hillary amfinin dağılmaması adına yeniden konuşunca tekrar ona dönmüştüm.
"Sevgi güçlü bir bağdır, çocuklar. Siz ondan koptuğunuzu düşünebilirsiniz, onun varlığını hiçe sayabilirsiniz ama içinizde küçük bir kırıntı dahi olsa kalır. Bu böyledir. Hep böyledir."
Başımla yavaşça onayladım. Benim açımdan doğruydu.
"Peki ya nefret," sordu arkalardan biri, çarpıcı bir ses tonuyla. Bayan Hillary, cevapsız bırakmamak için gözlüklerini kısaca iteledi ve soruyu soran kişiye doğru konuştu.
"Nefret sonsuza kadar sürmez Bayan Dabin." Samimi olduğunu düşündüğü bir gülümseme dudaklarına yerleşmişti. "Tabii, bu benim fikrim."
Biraz sonra dersi bitirmişti. Bununla kollarımı gerdim ve elimle boynuma ovarak kısa bir süre başımı masaya koydum. Oldukça yorucu bir gündü. Diğer günlerime kıyasla daha yoğun geçtiğini düşünüyordum çünkü sabahın köründe kalkmıştım. Vizelerim yaklaşıyordu ve hiçbir dersimi aksatmamaya, derslerimden olmamaya çalışıyordum. Bu ek dersi almamdaki temel amaç da, psikiyatri eğitimimin daha kapsamlı olmasını sağlamaktı. Yakında staja başlayacaktım, bu yüzden üzerimde biraz gerginlik seziyordum. Her şeyi bilmek ve öğrenmek istiyordum. Herhangi bir şeyi kaçırmak istemiyordum.
Eşyalarımı toparladıktan sonra amfiden çıkıp, kafeteryaya doğru ilerlemiştim. Kol saatime baktığımda, saatin dokuz olduğunu fark ettmiştim. Bu son dersimdi ve şimdi sıcacık bir kahve alıp yurduma gidecektim.
Yurdum, üniversitenin neredeyse hemen yanındaydı. Bu bana oldukça avantaj sağlıyordu çünkü derse geç kalma gibi bir hataya düşmüyordum. Benim gibi ağır hareket eden biri için fazlasıyla iyi bir durumdu bu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Blame Game - 'Choi Yeonjun'
Fiksi Penggemar❛ Korkabileceğin hiçbir şey yok, tek korku kalbindedir. ❜ başlangıç: 160720 bitiş: 300820 düzenleme: 190924