13

342 25 0
                                    

Annenler nerede?"

"Yemeğe gittiler. Su da bakıcıda birazdan alırız." dedi Ateş. Evlerinin bahçesinde birbirimize sevgimizi itiraf ettikten sonra bana evini gezdirmeye karar vermişti. İki katlı evin içi de kocamandı.

"Evet alalım Su'yu. Tanışmak istiyorum beni sevsin."

"Daha dört yaşında ama beni çok kıskanır haberin olsun." diyerek merdivenleri çıkmaya başladı. Odasına girdiğimizde etrafa mat siyah hakimdi. Benim odama göre fazla karanlıktı.

"Bu kadar siyah boğmuyor mu?"

"Biraz boğuyor ama seviyorum."

"Oturabilir miyim?" diye koltuğu işaret ettim. O da kafa salladı. Karşıma geçip oturunca bana bakmaya başladı.

"Kim derdi ki seninle..

"Ne benimle?"

"Aslı yapma, anladın işte." O soğuk Ateş nerede bu utanan Ateş nerede?

"Ya tamam ama beni affettin değil mi?"

"Başka çarem yok. Gururum aşkıma yenik düştü diyelim."

"Ben hala inanamıyorum ama."

"Seni sevdiğime mi? İnan. Hatta, biz çok şey yaşadık ya her şeye baştan başlamaya ne dersin?"

"Nasıl yani."

"Anonim yok, Demir yok, bir başkası yok. Yeni gibi her şey. Kabul mü?"

"Kabul. Yani flört aşamasındayız."

"Evet."

"O zaman bu eve gelmem ne kadar doğru?"

"Haklısın git o zaman." dedi bir anda.

"Ateş!" dediğimde gülmeye başladı.

"Neyse kızma gel. Su'yu alalım."

"Tamam." diyerek ben de onun peşine takıldım. Evden çıkıp arabaya bindik. Yaklaşık on dakika sonra bir evde durduk.  Kapıyı açan yaşlı bir teyze oldu.

"Ateş, geldin mi oğlum? Su! Gel kız."

"Abi!" diye koşan küçük bir kız geldi. Sen Ateş'in kopyası olabilir misin acaba?

"Bu kim oğlum? Sevgilin mi?" dedi bir anda bakıcı olduğunu tahmin ettiğim kadın.

"Bilmem.. Galiba."

"Olur olur. Yakışıyorsunuz da iki sarı bulmuşsunuz birbirinizi." dediğinde güldüm. Sonra bana bakıp konuşmaya devam etti.

"Ama sen buna dikkat et. Değişik bu oğlan, biraz da çapkın." dediğinde gözlerimi açıp Ateş'e baktım.

"Öyle mi?"

"Öyle öyle."

"Tamam Aynur abla biz gidelim."
Ateş hala bana bakıyordu. Böyle bir şeyi büyütmezdim ama eğlenceliydi. Arabaya binince Ateş Su'yu kucağıma verdi.

"Merhaba tatlım. Gerçekten sen ne kadar tatlısın. Abine benziyorsun."

"Evet öyleyim. Siz sevgili misiniz?"

"Hmm. Neden sordun ki?"

"Sevgili ne demek ki?" dediğinde gülmeye başladık.

"Değiliz biz bir şey boşver sen."

"Tamam peki senin adın ne?"

"Aslı ben. Seni tanıyorum zaten memnun oldum." dediğimde bana bakıp gülümsedi. Galiba kendimi sevdirmiştim.

Önce benim evime geldik. Onlara veda edip binaya girdim. Bir gecede ne kadar çok şey yaşamıştım. En başta Demir ile ilk defa şiddetli bir şekilde kavga etmiştim. Sonra Ateş her şeyi öğrenmişti ama yine de aramızı düzelttik ve galiba artık sevgiliydik. Orta da bir teklif yok ama belli değil mi? Hayır hayır biz daha yeni tanıştık. Kendi kendime düşünürken annem kapıyı açtı.

"Kızım nerdesin sen? Bak kaç gündür böyle oluyor."

"Merak etme anne büyüdüm. Ayrıca sadece arkadaşlarla yemeğe gittik. Sana mesaj attım."

"Gördüm ama ben yine de merak ediyorum. Hem kim bu arkadaşlar yeni mi?"

"Yeni anne, çok yeni."

"Anladım ama ben de tanıyım bir. Gelsinler tanışalım. Arkadaş mı sevgili mi her neyse tanışalım."

Ne kadar zeki bir annem vardı hemen anlamıştı.

Odama geçip yatağıma uzandım. O sırada telefonum titredi. Ateş sanıp hızlıca kalktım ama tahmin ettiğim olmadı.

Anonim: Cevap bile vermiyorsun

Anonim: Seni iyi biri sanardım Aslı

Anonim: Hem cevap vermesende ben seni severim

Anonim: Kavuşamasak da severim

Anonim:Ben sana gelemem izin vermezsin sen de bana gelemezsin ama bu şehir bizi illa bir sokakta göz göze getirir.

Anonim: Belki de çoktan getirmiştir.

Cevap bile vermeden telefonu kenera bıraktım. Yarın bunu araştırabilirdim. Şimdi tek istediğim uyumaktı ve öyle de yaptığım. Yatağa kafamı koyar koymaz uyudum.

"Günaydın."

"Günaydın." diyerek bulduğu sandalyeye oturdu Ateş.

"Kahvaltı yapmadın değil mi?"

"Hayır."

"Aferin al ye."

"Daha kaba olamazdın." dediğinde güldüm. Ateş ile sabah haberleşip buluşmaya karar vermiştik. Okul açılmadan bir yerde oturup kahvaltı yapacaktık.

"Burda niye kimse yok acaba?" dediği gibi kafede bizden başka kimse yoktu. Bir kaç garson ve biz.

"Sabah altı olduğu için olabilir mi Ateş?"

"Evet olabilir." diyerek yemeğe geri döndü.

Yemeği bitirince beraber kalktık. Kafenin yanında ki köşede durduk ve kaldırımlara oturduk.

"Daha okulun başlamasına var. Burada bekleyelim." dedi.

Bir anda aklına bir şey gelmiş olacak ki hızlıca ayağa fırladı.

"Ne oldu?"

"Sana bir anonim yazmıştı en son." dediğinde ben de hatırladım.

"Evet ama bu seni ilgilendirmez, yeni tanıştık sonuçta sen dedin."

"Başlarım yeni tanışmasına. O konuda sevgilinim. Her konuda öyleyim de."

"Bak bak."

"Ya biz şu işi yapmasak mı? Zaten çok bekledik." dediğinde bir adım daha yaklaştı bana ve yaklaşırken konuşmaya devam etti.

"Yani ben sana isteyince sarılamayacak mıyım?" dedi ve ellerini belime doladı. Şu an bana sarılıyordu. Ben de kollarımı boynuna doladım. Bu ilk sarılışımızdı.

"Veya yanlışlıkla üstüme düşmezsen seni öpemeyecek miyim?" dediğinde ne yapacağını anlamıştım. Yüzü tam yüzümün karşısında durduğunda gözlerimi kapattım.

Ve evet.

Ateş şu an beni öpüyordu.

Hem de yanlışlıkla değil.

...

Uzuna yakın bir bölüm oldu. Sürpriz sonlu. Bir sonraki bölümde texting de olacak.
E zamanı geldi.

Hadi görüşürüz.

A T E Ş /texting/Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin