[Bir oy bile sıralamayı büyük oranda değiştiriyor o yüzden beğendiğiniz bölümlere oy vermeyi unutmayın lütfen.]
[Ayrıca tıpkı bu kitap gibi Exo için de bir çeviri kitabı yapmayı istiyorum olanlar genelde eski veyahut hoş olmayan şeylerle dolu. Yayınladığım zaman umarım onu da okur ve beğenirsiniz]
PART 2
Monsta X ile ilk öpücüğünüz:
Hyungwon:
-En romantik anı beklemek istiyordu.
-Hyungwon tam anlamıyla stresli olurdu çünkü sizin bundan hoşlanmama ihtimaliniz vardı.
-Fırsatını bulduğu zaman sizi yüzen fener festivaline davet ederdi.(kağıttan fenerlere dileklerinizi yazıp suya bırakıyorsunuz.)
-Siz tabi ki kabul ederdiniz ve bu onu çok mutlu ederdi.
-Festivale gitmenin düşündüğü en iyi fikir olduğunu söylerdiniz.
-Fenerinizi birlikte suya bırakırken onun ellerinin titrediğini fark ederdiniz.
-''Dileğin neydi? Korkmuş görünüyorsun, gerçekleşmeyeceğini mi düşünüyorsun?'' diye sorardınız.
-''Eğer dileğim gerçekleşirse...Sadece sana bağlı.'' sizi cevaplardı ve yumuşak bir şekilde sizi öperdi sonrasında cevap vermenizi beklerdi.
-İlk başta şoka girerdiniz ama sonra öpüşüne karşılık verirdiniz.
-Hyungwon'un kendini gülmemek için zorladığını hissedebiliyordunuz.
-''Dileğim buydu. Sendin...''
Jooheon:
-Stüdyoda çalışırken ona sık sık yardım ederdiniz.
-Ne zaman ona kahve getirseniz size kocaman gülümserdi.
-Size onun yeni şarkısını dinlemek için kalıp kalamayacağınızı sorardı.
-Kalabileceğinizi söylediğinizde ondan mutlusu olmazdı.
-Sözleri dikkatli bir şekilde dinlerdiniz.
-Sonrasında sözlerin sizin hakkınızda olduğunu söylediğinde sizi çok duygulandırırdı.
-Gitarını koltuğa bırakırdı ve yanınıza gelirdi.
-''Şu an seni öpersem benden ne kadar nefret edersin?''
-''Etmeyeceğim.'' diye mırıldandığınızda burnunuza ufak bir öpücük kondururdu. Daha sonra dudaklarını sizinkilerle buluştururdu.
-''Tüm aşk şarkılarımı senin için yazdığımı kabul etme zamanı...''
(Merak edenler için Jooheon'ın yazdığı şarkının 1D 'ın Little Things şarkısı olduğunu söylemiş. Üst kısma koyduğum şarkı.)
Changkyun:
-Neredeyse tüm gün sizinle uğraşırdı.
-Çok yapışkan olurdu ama dert etmezdiniz.
-İkiniz de video oyunu oynamaya karar verirdiniz.
-''Bahse girerim, kaybedeceksin.''
-Gülerdiniz ama aslında biraz korkuyordunuz çünkü o gerçekten iyi bir oyuncuydu.
-Elinizden gelenin en iyisini yapmaya çalışırdınız ama sizin sürekli dikkatinizi dağıtırdı.
-''Hiçbir şey benim dikkatimi dağıtamaz o yüzden durmalısın.'' derdiniz.
-Daha yakınınıza oturduğunda onun boğuk/kısık sesini duyabiliyordunuz.
-''Emin misin? Buna ne dersin?'' der ve sizi birden öperdi.
-Bunu beklemiyordunuz ama aslında şikayet de etmek istemezdiniz.
-''Gördün mü? Kaybettin.''
(Çocuğun aklı fikri oyunda.)
Çeviri Yaptığım Hesap: @ sointomx