Ölmekmidir sadece boşlukta kaybolmak? Bence hayır. Eğer tüm anılarını kaybedersen de boşlukta yolunu bulamazsın. Çabuk kanarsın insanlara,onlar da sende bir an bile düşünmeden yaralar açar ,derinden kanatır seni. Asla umursamazlar. Sonuçta sen kötü biri olursun,seni kötü yaparlar. Sana ne yaptıklarını değil,senin ne yaptığını söyler her kes...
" Geri dönüyorum. Hayatımın bittiği yere geri dönüyorum. Hem öldüğüm, hem yeniden doğduğum şehre geri dönüyorum. Biliyorum... Burada yarım kalan bir hikayemin olduğunu biliyorum. Eski beni, eski Güneşi mezarından çıkarmak için geri dönüyorum!"
10 Ocak 2015. İstanbul.
"Havalimanları kaç vedaya, kaç kaçışa, kaç geri dönüşe şahit olmuşdur, kim bilir. Kader... Hayatda herşey kader... Kader beni bu şehre geri getirdi. Demek ki, burada tamamlanmamış bir hikayem var ve beni bekliyor. Ama ne olduğunu bilmiyorum. Ben eski beni hatırlamıyorum ki ...
Hangimiz kaza yapmayız ki? Yeni araba kullanmayı öğrendiğimizde, sinirli olduğumuzda, dalgın olduğumuzda. Bir şekilde herkes kaza yapar. Ben de yaptım. Ama benim hayatım değişti. Tüm geçmişimi, gerçeklerimi kaybetdim. O kazada sanki öldüm ve yeni biri olarak doğdum. Ve bana biçilen hayatı yaşamaya mahkum kaldım. Hastanede uyandığımda tanımadığım insanlarla tanışdım, annemle ,babamla, kız kardeşimle, nişanlımla orada tanıştım. Hiç kimseyi tanımıyordum. Kendimi bile... Bana adın Güneş dediler. Bana bir hayat biçtiler, ben de yaşadım. Ama farkındaydım bir şeyler hep eksikti. Ama hiç geri dönemedim, 10 Ocak 2015 yılına kadar."Güneş ve nişanlısı Levent istanbula geri dönmek kararı aldıklarında Güneşin ailesi bu kararı hiç onaylamadı. Tabii Levent de bu kararı severek almamıştı. Bunu Güneş istiyordu, geri dönmek ve kendini bulmak istiyordu. Levent ona sonsuzadek engel olamayacağını anladığı için İstanbula geri dönmek kararı alınmıştı. 10 Ocak 2015. İşte bu tarihte Güneş ve Levent beş sene sonra ilk defa İstanbula geldi, kader o tarihden itibaren ağlarını örmeye başladı.
Geri dönüşten üç ay sonra.
"Levent ben hazırım,geliyormusun?"
"Evet hayatım gidelim. "
Levent ve Güneş işe gitmeden önce birlikde güzel bir kahvaltı yapmak restorana gelirler .
"Uzun zamandır kendimize zaman ayırmıyoruz. Hayat akıyor ,bizi ve işlerimizin bitmesini beklemiyor ."
Leventin bu cümleleri karşısında Güneş suskun kalır bir şey söylemez çünkü Levent konuşurken Güneşin aklı restorana girdikleri andan itibaren ona öfkeli bakan bir adamdadır. Levent bunu farkeder ve Güneşin neyi olduğunu sorar.
"Güneş sen iyimisin?Ben kendi kendime konuşuyorum sabahdan beri"
"Şu masadakı adam bana neden öyle bakıyor?"
"Hangi adam?"
"İşte şu masadakı adam. Beni tanıyormuş gibi bakıyor . Sanki bana çok sinirli . Kim bu adam Levent?"
Levent Güneşin gösterdiği adamı görünce ne yapacağını bilemez . Sanki delirir. "Hadi gidelim geç kalıcaz işe! Hadi kalk, kalk Sevgilim! Güneş bak çok geç oldu! " Diyerek nerdeyse Güneşi elinden alıcakmışlar gibi apar topar restorandan çıkarır ve arabaya bindirir. Güneş hiç bir şey anlamaz ve cevapsız kalan sorular sormaya başlar.
"Levent ne oldu? Neden apar topar kalktık? O adam kimdi Levent?"
"Hayatım geç kalıyoruz ne adamı???"
"O adam yüzündün kalktık biliyorum"
"Sevgilim işe geç kalıyoruz ben o adamı görmedim bile. "
Bu olaydan sonra Güneş ondan bir şeylerin saklandığından daha da emin olur. O adamı bulmaya çalışır ama bulamaz. O adam da Güneşe rastladıktan sonra kendine gelemez ,uzun süre düşünür . Ve Güneşi nerede araması gerektiğini geçmişten çok iyi bilir. Bu olaydan tam bir hafta sonra Güneşin çalıştığı tasarım şirketinin önünde Güneşin işten çıkmasını bekler. Ama Güneş iş çıkışı tabiiki yalnız olmaz,Levent yanında olur. Adam arabayla onları takip eder ve Güneşin evini öğrenir. Levent Güneşi eve bıraktıkdan sonra gider ve o adam Güneşin kapısına gelip zili basar.
Güneş kapıyı açtığı anda dona kalır"Merhaba Güneş."
"Merhaba ,sen o restorandakı adamsın"
"Anlamadım ben bir tek o restorandakı adammıyım senin için?"
"Sizi tanımıyorum."
"Vay be... Giderken aşkını da benim gibi geride, İstanbulda bırakmışsın demek ki ..."
Adam aslında ne olduğunu bile anlamadan geri dönüp gitmeye başlar.
Güneş adamın peşinden gider ve kolundan tutup gitme der:" Gitme! Sen benim geçmişimi biliyorsun . Lütfen gitme. Anlat bana kimim ben ? Kimdim ben?"
Adam şaşkınlık içindedir . Güneşin hafızasını kaybetdiğini anlar ve neredeyse yıllardır Güneşe karşı içinde büyütdüğü tüm öfkesini bir anda kaybeder.
"Ben.. Ben...""Evet ? "
"Benim adım Murat."
" Benim geçmişimi biliyorsun değilmi, Murat?"
"Ben senin geçmişinim Güneş..."
"Anlamadım? Benim geçmişim... Sen? İçeri geçelim, anlat bana her şeyi."
"Hayır. Hayır ,ben sana anlatamam,o kadar şeyi nasıl anlata bilirim?İnanırmısın bana?Anlarmısın beni? Ben anlatamam,ama göstere bilirim . Ben sana hayatını göstere bilirim. Benimle gelmelisin. Lütfen gel benimle. Korkma. Güven bana sadece, Güneş. Lütfen."
Aslında kim aniden tanışdığı birinin "benimle gel"demesiyle giderki? Biri piyangodan çıkar gibi hayatına girer ve senin tüm sorularına cevabı olduğunu düşünüyorsun,sen gidermiydin?
Güneş hiç düşünmeden,hatta nereye diye sormadan daha yeni tanışdığı adamla birlikde onunla gider. Çünkü hayatının beş senesini geçmişini hatırlamak için çabalar ve sonunda geçmişi tam ayağına gelmiştir. Yol boyunca Murat şaşkın ve suskun bir şekildə arabayı kullanır. Güneşse durmadan soru sorar. Ama Murat hiç bir soruya cevap vermez. Sonunda Muratın evine gelirler.Güneş içeri geçer ,etrafa bakar,anlamaya çalışır olanları. Sonuçta gecenin bilmem kaçı tanımadığı biriyle onun evine gelmiş ve her şeyi oğrenmek için sabırsızlanıyor."Güneş geç otur. Geliyorum."
"Tamam. Bekliyorum."
Adam yan odaya geçer elinde üç fotoğraf albümüyle geri gelir.
"Ben bilmiyordum ,Güneş. Unutduğunu... Yani hafizanı kaybetdiğini bilmiyordum. Söylemediler. Seni görmeme izin vermediler Güneş. Biliyorsun .... Yani artık bilmiyorsun ama gücüm yetmedi onlara. Güneş .. Güneş ."
Murat bunları söylerken gözleri dolar ,ağlamaya başlar ve albümleri Güneşe verir. Güneş albümlerden birini açtığında gördükleri karşısında şoka girer.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Safderun
Mystery / Thrillerİşte benim hikayem Safderun ... İhanetin aşka , geçmişin geleceğe , intikamın masumiyete hükmetme hikayesi ... Ne kadar iyi insan olursan ol , kalbini yerinden söküp alırlarsa asla içindeki intikam duygusunu zaptedemezsin.. Söy...