•so i stay in and quit things without a warning

1.6K 263 383
                                    

23.gün
"ağlamak istiyorum cidden," oikawa acıklı bir şekilde gözlerini ağlıyormuş gibi sildi.

"introyu artık çalabiliyorsun, iwa-chan..."olayı daha fazla dramatikleştirirken, iwaizumi yanakları aldığı iltifatlardan dolayı ısınmış ve oikawa'nın bunu abartmasına karşın gözlerini de devirmişti.

"evet, üç haftanın sonunda," oikawa ciddileşti, iwaizumi sözüne devam etti.

"az bir süremiz var ve biz introyu anca bitirebildik,"arşeyi eline alıp çevirdi.

gözleri birleşti.

"ben sana inanıyorum."aynı anda söyledikleri bu cümle onları gülümsetse de, ikisi de sudan çıkmış balık kadar şaşkındı.

"dersin ne şuan?" oikawa hızla toparlandı ve çantasını koluna geçirip müzik odasından çıkmaya hazırlandı.

"matematik."iwaizumi tiksinircesine adını söylediği ders ile oikawa sırıttı.

"benim de spor, ne şans ama."alaylı bir şekilde iwaizumi'ye göz kırparak odadan çıktı.

iwaizumi bir süre tek başına durdu, ellerini başının arasına almış düşünüyordu.

"hadi ama..."bıkmışçasına söylediği cümle ile derin bir nefes verdi.

kız arkadaşı vardı, kızlardan hoşlandığına emindi ki cidden oikawa'yı görüp onunla tanışana kadar.

her şey bir yana, iwaizumi düşündü. bir kelimeyle bir insandan hoşlanabilir miydiniz? bir kelimenin etkisi bu kadar büyük olabilir miydi? bir hükmü vermek için bu kelimeden korksanız bile.

aslında basitti. bir hakim, nasıl tek kelime ile bir insanın yaşamını büyük oranda etkileyebiliyorsa, bu da onun aynısıydı.

iwaizumi, bu konuda konuşması gereken kişiyi biliyordu.

25.gün

"okula gelen yeni çocuğu gördün mü?"

"konuşmak isterdim ama o kadar havalı ve sert gözüküyor ki..."

"baksana, kimse yanına yaklaşamıyor."

"misafir öğrenci denmemiş miydi?"

iwaizumi sabahtan beri bunları duyuyordu ve bıkmıştı.

okula yeni gelen çocuk bir bateristti, ushijima wakatoshi. sanat dalında okulları, ülkedeki en gelişmiş okul olabilirdi, belki de bu yüzden...

müzik odasına ilerlerken oikawa'nın çoktan varmış olacağını düşündü.

tam kapıyı açmış girecekti ki neredeyse boş koridorda tanıdık sesi duydu.

"waka-chan?"şaşkın ve aynı zamanda alay içeren bu ses, oikawa'ya aitti.

iwaizumi, koridorun diğer tarafında olduğu için oikawa'yı göremedi. ama seslendiği kişiyi yeterince açık görebiliyordu. üstünde rengi bordoya yakın, rahat bir ceket olan uzun boylu çocuk, kalın ve donuk sesiyle konuştu

"shiratorizawa'ya gelmeliydin."

can i call you back? •iwaoiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin