•the end <3

1.7K 234 150
                                    

7 Temmuz, Pazartesi
"iwaizumi hajime burada mı?"oikawa spor salonunun kapısını açarak sordu.

"hah, kaptan mı?"atsumu, duş kapısını göstermek üzereyken osamu onun bacağına tekme attı.

"bugün pasların berbattı, 'tsumu."atsumu'nun suratı aniden kızarıp sinirini belirtirken,

"HAH?!o yüzden bugün attığım paslarda bir tane bile gol kaçırmadın, değil mi 'samu?"onlar tartışırken shinsuke araya girdi.

"kaptan bugün erkenden çıktı oikawa-kun."ardından ifadesini düz bir şekilde tutmaya devam etti. "söyleyeceğin bir şey varsa iletebiliriz."

oikawa içinden oflasa da iwaizumi'nin burada olduğunu biliyordu. hep bu saatlerde burada olurdu, onu beklerken ezberlemişti.

"bu bittiğinde seni arayabilir miyim?"kısa bir sessizlik oldu.

"bu muydu? ne saçma—auch"saçını çeken osamu'ya karşı atsumu da onun saçını çekti.

kita-san onları uyarırken, futbol takımının kalecisi Akagi başını salladı.

"iletildi sayabilirsiniz, oikawa-san,"futbol takımının defans oyuncularından biri olan suna göz devirdi.

"cidden karşınızdakini nasıl bu kadar salak zannedebiliyorsunuz?" hakaret içeren cümlesinden sonra herkes arasında bakıştı ve gözler beyaz saçlı ve ifadesiz olan shinsuke'ye döndü.

"suna, ne dediğini tekrar edebilir misin?duyamadım sanıyorum."yutkunma sesi küçük odada belirirken suna,

"duşa giriyorum ben,"kapılardan birini açıp girerken oikawa da bu saçma bir şekilde komik (?) ortamdan çıktı.

iwaizumi'nin mesajı aldığından emin bir şekilde gülümseyerek ilerledi.

11 Temmuz, Cuma
"hadi ama, bugün de mi?"boş müzik odasına girdiği an morali bozulan oikawa, sıkıntıyla iç geçirdi.

daichi ve suga'nın yanına giderken elindeki nota kağıdını sıkıca tutuyordu.

"oikawa, cidden iwaizumi'yi soracaksan bak—"daichi'nin lafı oikawa'nın onun eline tutuşturduğu kağıt ile yarım kaldı.

"tüm kısımları çalışmıştık zaten, bunu ona ver, anlar."ardından suga'ya gülümseyerek selam vererek onların yanından uzaklaştı.

iwaizumi hakkında emin olduğu bir şey varsa, başladığı işi yarım bırakmayan biri olduğuydu.

13 Temmuz, Pazar

"sence cidden çalacak mı kemanı, waka-chan?"oikawa okulun merdivenlerindeki oturmuş, yanına zorla getirdiği oğlana sordu.

"bilmiyorum." oikawa sinirle ofladı.

"sugawara'ya bile bir şey söylememiş,"başını ellerinin arasına almış söylendi.

ushijima omuzlarını silkti.

"normal değil mi? öğreneceğini tahmin etmiştir." oikawa kindar bir şekilde ona baktı.

"sen kimin tarafındasın?" ushijima ise hafifçe tebessüm etti.

"shiratorizawa'ya—"oikawa hızla ayağa kalktı ve bağırdı.

"ARGH!"ardından ne yaptığının farkına vardı, çevresindekilere baktı.

"NE YANI, İLK DEFA MI OKULDA BAĞIRAN BİRİNİ GÖRÜYORSUNUZ?"herkes ona şaşırmış ve deliymiş gibi bakarken saçını düzeltti ve merdivene geri oturdu.

"kafayı yiyeceğim, iwa-chan~"kollarını birleştirip kafasını üstüne koydu.

"ama sonunda buna değecekse, yiyebilirim tabi ki."

14 Temmuz, Öğle Arası 13.10

"herkes konferans salonuna gelebilir mi? teşekkürler."sugawara'nın sesi okulda yankılanırken oikawa hızla müzik odasından çantasını alıp çıktı.

koridorda koşarken daichi'ye çarptı.

"oikawa? dur,"nefes nefese olan oikawa'yı durdurdu.

"ne var sawamura? bak iwa-chan'e yetişemem lazı—"onaylamaz bir şekilde başını salladı.

"iwaizumi'nin gelip gelmeyeceği kesin değil. sadece bu saatte suga'nın duyuru yapmasını istedi, eğer gelirse evet demekmiş,"ardından derin nefes verdi. "gelmezse de—"oikawa kolunu ondan kurtardı.

"gelecek, biliyorum."koşmaya devam etti. öğle teneffüsünün bitmesine daha 30 dakika vardı ve iwaizumi gelecekti.

biliyordu işte, hissediyordu.

15 dakika sonra

"başkan! burada boş boş oturacak mıyız ya?"sugawara bıkmış ve umutsuz bir şekilde bunları söyleyen öğrencileri susturmaya çalıştı.

oikawa'nın umudu çoktan sönmüştü, külleri tutuşmak istiyordu ama nafile, bekliyordu, sadece yapabildiği buydu, ayrıca tek yapabildiği şey de.

çantasını yavaşça sırtına geçirdi, tam diğer öğrenciler gibi gitmeye hazırlanırken duyduğu tanıdık melodi ile durdu.

"BEKLETTİĞİM İÇİN ÖZÜR DİLERİM, GELİRKEN İNANIN BANA TAHMİN BİLE EDEMEYECEĞİNİZ ŞEYLER OLDU,"sırılsıklam üstü ve saçlarıyla, nefes nefese kalmış bir şekilde mikrofonu eline alan iwaizumi'nin sesi herkesi durdurmuştu.

"ben beklettiğim için özür dilerim, ama"gözleri oikawa'yı buldu. "şuan bu parçayı çalacağım kişinin beni beklettiği vakit ile kıyaslanamaz bile."

oikawa gözleri kızarırken gülümsedi, yutkunuyordu ama bir türlü o karnındaki garip hissi atlatamıyordu.

sugawara'nın eline verdiği kemanı nazikçe alırken ıslak üstünden uzak tutmaya çalıştı.

"bu şarkıyı belki çoğunuz daha önce duymadınız bile ama ben o gün bu versiyonunu duyduğum an parçaya aşık olmuştum."arşeyi diğer eline almadan önce mikrofonu son kez tuttu ve iwaizumi'nin kalbinin oikawa'ya açık olduğunu anlatan kelimeler döküldü ağzından.

"her şey bittiğinde, beni arayabilirsin."

tooru dudakları mutlu bir şekilde yukarı kıvrılırken, 'eğer bu bir doğum günü hediyesiyse' diye düşündü,

'aldığım en güzel doğum günü hediyesi oldu.'

[violin versiyonu yok ve bulabildiğim enstrümantal ve karaoke versiyonu da buydu :( eğer neden bu şarkıyı seçtin o zaman diye soruyorsanız bu şarkı bugün inci tanemin en sevdiği şarkı ve bu hikayeyi de onun ithaf ediyorum zaten, doğum günün için yazdığımı biliyorsun (14 Temmuz için) ama hem seni şaşırtmak hem de daha rahat bir şekilde okuman için şimdi yayımlıyorum.

şimdiden iyi ki doğdun diyebilirim ancak o gün emin ol daha çok diyeceğim, seni seviyorum <3 taliakaza

can i call you back? •iwaoiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin