[metro istasyonunda]
Dick: Kahretsin, Damian'ı kaybettik.*parmak uçlarına kalkar* Onu göremiyorum. Çok fazla insan var.
Y/n, hapşırır:
Damian, kalabalığı elinde bir paket mendil ve su ile yarıp geçer: TANRIM! İYİ MİSİN? NE OLDU?
Jason: Gidebilirdik... Böylece çok daha kolay olabilirdi.